11 Eylül 2024

2024 Toronto Uluslararası Film Festivali’nde Mutlaka İzlenmesi Gereken 6 Film, Lokman Baybars

ile izdiham

Toronto Uluslararası Film Festivali bir süre sessiz kaldıktan son 300 filmle geri döndü.

Önümüzdeki yılın başlarında Oscar’lar için yarışmayı uman birkaç film de dahil olmak üzere 2024’ün en çok konuşulan filmlerinden bazılarını bu festivalde göreceğiz. Aynı zamanda Sean Baker’ın ve Anora , The Substance , Emilia Perez , Maria , Babygirl ve The Room Next Door gibi kendine güvenen bazı filmler bura ikinci galasını yapacak.

İlgilimi çeken on filmden bahsedeceğim. Bu filmlerin birçoğunun yönetmenini, senaristini ve görüntü yönetmenini yakından takip ediyordum. 

THE CUT (Kesim)

Yeniden fakat çıplak yükselişine tanık olacağımız Orlando Bloom bu yıl Toronto’ya yeni bir filmle geliyor. 

Sean Ellis’in The Cut’ı, rekabetten çok onu elde etme süreciyle ilgili bir spor filmi. The Cut, elit sporcuların nihai hedef için vücutlarını nasıl cezalandırdıklarını derinlemesine inceliyor. 

Orlando Bloom, ringe geri dönmek için elinden gelen her şeyi yapan emekli bir boksörü canlandırıyor.

Rocky ve Creed bize güçlü azimli boksörlerin sabrını öğretmişse de bu film de iyi bir zayıf boksör hikayesini bize sevdirecek olmasıdır.

NİGHTBİTCH (Gece Orospusu)

Nightbitch, 2024’ün en çok konuşulan filmlerinden biri.

Marielle Heller, Queen’s Gambit’te oyunculuk yaptıktan sonra Nightbitch için yönetmen koltuğuna geri dönüyor.

Çok stresli bir banliyöde yaşan, köpek gezdiren beyaz kadınların bir köpeğin zihnine gerilediğini anlatan ilgi çekici ve garip bir film. Filmin bütün karakterleri psikiyatrik birer fenomendir.

Amy Adams bu filmdeki performansıyla göz dolduruyor. Hem ezik bir anne hem de gezdirdiği köpeğe dönüşen bir karakter.

– Amy Adams Oscar’da en iyi kadın ödülünü alacak.

THE LAST SHOWGİRL (Son Şov Kızı)

Coppola ailesi; dede, oğul/kız ve torunlarının tek meşgaleleri film çekmek…

Francis Ford Coppola’nın torunu Gia, son filmi The Last Showgirl’e prömiyer yapmak üzere Toronto’da olacak.

Bir kent biyografisi olan bu filmde Pamela Anderson baş rolde.

Las Vegas Strip’in ölmekte olan canlılığının etrafında geçen The Last Showgirl , Anderson tarafından canlandırlan -bir Vegas şov kızı olan- Shelly şov dünyasında yaşlanan bir kadını anlatıyor.

Sahne performanslarını ve müzikalleri sevenler için eğlenceli bir dram.

ICK (İğrenç)

Joseph Kahn’ın hızlı tempolu bilimkurgu ve korku hicvi olan Ick, gençler için güzel bir film olduğunu düşünüyorum.

Filmde Superman’den Brandon Routh, küçük kasabasında tahribat yaratan uzaylı bir varlığa karşı savaş açan bir lise öğretmenini canlandırıyor.

Kahn, video oyunu ve müzik videosu tarzı öğeleri tür film yapımcılığına kusursuz bir şekilde harmanlayan dinamik bir film yönetmeni.

Yeni bir oyuncu kadrosuyla birlikte, bu film The Blob  ve The Day the Earth Stood Still gibi özelliklerle eski 60’lara geri dönen heyecan verici bir korku filmi gibi görünüyor.

-bu tip filmleri tek izlerseniz korku, birkaç kişi izlerseniz komedi oluyor.

CONCLAVE (Konsey)

Yönetmen Ralph Fiennes’in bir diğer çalışması olan Conclave, bir sonraki seçilecek olan papayı bulmak için verilen mücadeleyi konu ediniyor.

Bizim Diyanet Başakanı gibi atama yoluyla olmayınca bu işler, işin içine mafya, adam öldürme arkaik sırlar vs. girer tabi. 

Aynı adlı Robert Harris romanının en çok satan uyarlaması olan bu filmde, mümkün olduğunca az şey bilerek başlamak ve jenerik akana kadar heyecanın tadını çıkarmak en iyisidir.

-kitabı mı iyi yoksa kitabın film uyarlaması mı?

-bence çay içmek daha güzel.

THE FİRE INSİDE (İçerideki Ateş)

Rachel Morrison, Akademi Ödülü’ne aday gösterilen tek kadın görüntü yönetmeni olma gibi inanılmaz ama trajik bir onura sahip.

Olimpiyat boksörü Claressa Shields hakkında bir uzun metrajlı filmle yönetmenlik çıkışıyla daha fazla tarihe adım atıyor.

Michigan, Flint’teki mütevazı günlerinden Olimpiyatlara yükselişine kadar olan süreci anlatan bu film, Paris Olimpiyatları sonrası sisinden hâlâ kurtulamayan çoğumuz için mükemmel bir hikaye gibi görünüyor. Zaferden trajediye uzanan bilindik bir hikâyede, başrolümüz Claressa Shields var.

-Paris olimpiyatları denilince canım sıkıldı, kadın kılıklı erkeklerin şiddetine karşı tarafım daima çay seven kadınların tarafıdır.

Bir de Eylül Ayının En Çok Beklenen 4 Filminden kısaca bahsedeyim,

Böcek Suyu Böcek Suyu

Eylül ayının en çok beklenen filmi- açık ara –

Tim Burton’ın çılgın 1988 doğaüstü komedisi Beetlejuice’in devamı olan Beetlejuice Beetlejuice . Çekirdek oyuncu kadrosu üyeleri Catherine O’Hara, Winona Ryder ve tabii ki Michael Keaton da var

Büyük Şehir

Francis Ford Coppola’nın, uzun süredir geliştirme aşamasında olan bu tutku projesine dönüşen güzel bir film. Bilim kurgu ve politik kurgu tadında

Vahşi Robot

Aynı adlı kitap serisinden uyarlanan bu animasyon filmi, DreamWorks’te tamamen şirket içinde üretilen son film olma ayrıcalığına sahip. Hikaye, ıssız bir adada mahsur kalan ve uyum sağlamayı ve yerel yaban hayatıyla birlikte yaşamayı öğrenen bir robota (Lupita Nyong’o tarafından seslendiriliyor) odaklanıyor.

Daire 7A

Roman Polanski’nin orijinal 1968 filminde trajik bir sonla karşılaşan genç dansçı Terry Gionoffrio’ya odaklanan klasik bir korku filmi.