5 Mart 2016
Hakkı İnanç’ın Ateş Etme Silahsızım Kitabını Enes Aras Değerlendirdi
‘’Hayvanlarla gerçek insanlar arasındaki
kayıp halka muhtemelen biziz.’’
Konrad Lorenz
Hakkı İnanç Bozok adlı öykü dosyası ile Selçuk Baran Öykü Ödülü’nün sahibi. Derin gözlemlerinin yer aldığı başarılı öyküleri ile ses getirmiş ve daha da ses getireceğini yeni öyküleri ile belli ediyor. Kırmızı Kedi Yayınları’ndan çıkan Ateş Etme Silahsızım eserini okuyunca bu düşüncelerimin ne kadar doğru olduğunu kendinizde fark edeceksinizdir.
Hayatta herkes farklı olaylarla karşılaşabilir, hiç kimsenin fark etmediği ince noktaları da yakalaya bilir, ancak herkes bu olayları kuvvetli bir üslupla ( hem de olayın gerçekçiliğine zarar vermeden) eser haline getiremez. Ateş Etme Silahsızım da Hakkı İnanç’ın yaptığı da tam da bu noktada önem arz etmekte. İçerisindeki 17 öyküde de hayal olmayacak kadar ciddi olan basit olayları bambaşka bir bakış açısı ile okuyucuları ile paylaşan İnanç, sade ve samimi dili ile okuyan herkesin ruhuna dokunmayı çok iyi başarmış. İçerisinde bunu ‘’ bende bunu fark etmiştim’’ diyeceğiniz öyküleri ile okuyucuya hiç yabancı gelmeyecek bir eser olan Ateş Etme Silahsızım 96 sayfadan oluşan ince denmeyecek bir eser. İçerisinde ki öyküler ne kısa, ne de sıkıcı olacak kadar uzun olan eser her yaştan okuyucuyu içerisine almayı başaracak nitelikte.
Genel olarak öykülerden beklenen şey her şeyi açıkça anlatması değil de biraz daha düşündürücü bir kurgudan oluşmasıdır. Sonunu merak etmediğimiz bir filmi izlememizle, merak duygunu verecek derecede düşündüren bir filmi izlememizden aldığımız zevk ve estetik aynı değildir. Bunu öyküler içinde söylemek mümkündür. İşte Ateş Etme Silahsızım’ın içerisinde ki öykülerde bunu çok iyi fark ediyorsunuz. Öyküleri okuduğunuzda aklınıza o kadar farklı düşünce ve sorular gelecek ki bu soruların cevaplarını İnanç’ın öykülerinden başka bir yerde bulamayacaksınız.
Eserin dikkat çeken bir diğer özelliği, öyküler de kullanılan argo kelimeleri ustaca ve rahatsız etmeyen bir üslupla kullanması. Bu sayede argo olarak gördüğümüz çoğu olayı anlatması rahatsız etmediği gibi gerçekçilik konusunda katkı da sağlamış durumda. Ne de olsa kimse kendisine olmuş olmamış, ayarsız ve dengesizce küfreden bir eseri okumayı istemeyecektir. İnanç bu eserinde hayatımızda argo olarak anlaşılan olayların ve ya sözlerin edebi eserler içerisinde nasıl kullanılacağını da göstermiş.
Kısacası okuduğumuza pişman olmayacağımız güçlü bir eseri ile yine karşımızda Hakkı İnanç.
ARKA KAPAK
Okul bahçesindeki çocukları izliyorum pencereden. Başlarında sopa kılıklı bir adam. Yere yufka gibi bir minder sermiş, takla attırıyor yavrucaklara. Kimi bir çırpıda kıvrılıp doğruluveriyor, kimi ayakları havada kalakalıyor, düşüp ağlıyor belki, kimiyse denemekten bile korkup duvar dibine sinmiş. Yaşamak da takla atmaya benziyor biraz. Ben ikisini de beceremediğimden öyle sanıyorum ya da. Sık sık ölümü düşünüyorum bu ara. Polisiye filmler seyrediyorum. Yok yere üzülüp yastıkları dişliyorum, bazen de yumruk gibi sevinip sonra yine kederleniyorum. Ne saçma. Ömür öyle ya da böyle tükeniyor. Ne ‘’ Eller havaya, bu bir soygundur! ‘’ ne de ‘’ Ateş etme Silahsızım ’’ diyebiliyorum zamana.
Enes ArasİZDİHAM