İtibar Dergisi 40. Sayıdan Mısralar
İtibar Dergisi 40. Sayıdan Mısralar
Uzaktan sevmek çok uzaklarda kalmış anladım
Karşılıksızdı o, elimizde kalmadı
İçine kapanık çocukları nereye kapattılar
Asosyal olanlar, yani belki meleklerle epey sosyal
Said Yavuz
(İtibar, 40)
Türlü dillerde senin isimlerin yüzüyor, bazıları aşina, görkemle çınlıyor bazıları
Harfleri yıldırımlar gibi biçiyor isimlerin
Satırlar karışıyor, ağızlar kamaşıyor, sanki gelmişsin
Ahmet Murat
(İtibar, 40)
Karanlık dağlarda aydınlık evler,
Susturdu seni dünyanın sesi,
Denizi doldurup alınan yerler
Gibi.
İbrahim Tenekeci
(İtibar, 40)
Ve izmaritleri saydım. Tekrar baştan!
Çay? Tabii! Lütfen!
Voltaj düşük. Mum o yüzden.
İçerde yok başka biri. O yüzden.
Bir kâğıt. O yüzden.
Bir koltuk. O yüzden.
Portakal kabukları. O yüzden.
Başka biri yok, kurtulamadım kendimden.
Murat Güzel
(İtibar, 40)
Ve bilmiyorum n’olacak.
Bunu düşünmek kör bir heykelle bakışmak gibi garip
Kar yağarken yağanı görecekler mi?
Mustafa Akar
(İtibar, 40)
Kamufle edilen bir siyah olsun Keşmir’de ellerim
Endülüs’te şeffaf bir öfke o masa kırılacak hadi
Bütün çıkmazlarımızın ucunda bir yumruk
Bir politikacı Allah’a inanır mı problemi çözelim mi.
Murat Koparan
(İtibar, 40)
Bu Nicesi
Bize burun kıvırarak bizim elimizle bize karşı
Bu dünyada hep güç edindi
Güçlerini hep bizlerin ayıplanmak korkusu üstünde denedi.
Murat Sözer
(İtibar, 40)
siz numaranızı bırakın biz yüksek katlı endişelerden aşağı kendimizi
bitmeyecek gibi bu seviyeli ilişki, siz de sıkıldınız belli
tasfiye nedeniyle bi şey çok şeye mal olabilirmiş gibi
Cihan Üslen
(İtibar, 40)
sesimi duydum ve kalabalıklaştım ardımdan
biliyorum namert olduklarından değil
söyleyecekleri esaslı sözler olmadığından geveliyorlar
Tuba Kaplan
(İtibar, 40)
Çin malıymış bu sevinç, elimde kaldı hemen
Kalbim bir olay yeri ve senin parmak izlerin
Orhan Özekinci
(İtibar, 40)
bilmem ki neden kırılır camlar, neyden bizâr
baktığı aynanın içine düşüyor herkes
bir çocuğun, kuşa ekmek uzatması kadar
meşru bir şey, gönlümü imâr eden heves
Nadir Aşçı
(İtibar, 40)
beni türkülere sar
salınıp düşen nar tanelerine
düşeyim ben de o serin gelincik gölgesine.
Serdar Arslan
(İtibar, 40)
Yine de bu kadar uzun bir dize yazacak kadar acı çekmedim
Siz de çekmediniz aslında, ama başka acılar
Kimsenin oturmaması gibi yan koltuğa
Keyif verir ve anlatmak ister insan;
Belgesel izlerken ağlamıştım.
Soner Karakuş
(İtibar, 40)
ruhun başını yaslasın ruhumun omzuna
düşeriz belki biz de o kar kuyusuna…
Sadık Altan
(İtibar, 40)
içimde bir müziktir aldı başını ahenk ahenk yürüdü kârlılık duymadan ben
sahibini gördüm içime konulan müziğin ve mahmur gözlerine doldum.
Ertuğrul Demir
(İtibar, 40)
ah hatırlasam keşke
tufandan sonra hangi dağa
oturmuştu gemi
Ömer Fatih Andı
(İtibar, 40)
İşte bu zamanlar
Tabiri caiz değil artık hiçbir rüyanın
Nefesler ağır sıklet yumruk hafif kalıyor
Gel bari bu silahı birlikte kuşanalım.
Yusuf Hami
(İtibar, 40)
Nice yorgun yıllar taşıyorum sana
Sır dolu çekmece açılmadan kalan
Anam yoktu babam kambur bir tetikçi
Uzunca konuştu bir yalnızlık bana
Leylâ İpekçi
(İtibar, 40)
Şimdi tüm cevaplar yenmiş tırnak gibi yarım
Bugünden geriye gözlerim
Artık bakmamalı
Kulak arkası yaptığım hayatı
Gel, beraber yakalım
Kaan Orhan
(İtibar, 40)
kuş sesleri ki düşün, rahatsız eder.
burdan duyulur gibi tükenmeyen ağrısı…
İlker Nuri Öztürk
(İtibar, 40)
Hazırlayan: Fatma Şengil Süzer
İZDİHAM