Zeliha Yurdaer, ”Noel’de Neden Kar Yağar?”Makas Eller
90’lardan fantastik bir öykü.
Bu ayaklar benim değildir alın!
“Tırmansak içimizdeki merdivenden yukarıya
Yüzümüze bakan bizi pencerede görecek”*
İçinde olduğumuz dünya dışında başka bir gezegene ait, insan oğlu – bazen de ürünü – ama insan dışı bir zeka ve kişiliğe sahip “yaratık”ları konu edinen filmlerden dünya sinemasında birçok örnek bulunmakta. Örneklerinin arasından sıyrılıp kült filmler arasında yerini alan sıra dışı bir yapım var:
Baş karaktere benzer bir yaratıcı “kimsiz” yönetmen Tim Burton ‘ dan mizahı, karamsarlığı harmanlayan Edward Scıssarhands – Makas Eller.
1990 yapımı Makas Eller, ABD’nin kalabalık şehir hayatında klişeleşmiş toplumsal kalıplara, maskelerin ardındaki çirkinliklere başkaldıran, anarşizmi bir çocuk masalına sığdıran bir Tim Burton klasiğidir.
Fantastik sinema deyince ilk akla gelen yönetmenlerden biri olan Tim Burton’un kendini diğer Hollywood isimlerinden ayıran özgün dünyasını yansıtan filmleri arasında ( Batman – Pee Wee’s Big Adventure – Alice ) yönetmenin iç dünyasını en çok yansıtan, en sıradışı yapıtı şüphesiz Makas Eller’dir.
Fantastik ve biraz da anarşist masalımız; küçük bir kız çocuğunun uyumadan önce büyükannesine sorduğu “noelde neden kar yağar” sorusu üzerine büyükannenin anlatışı ile başlar. Kahramanımız Edward ( Johnny Depp), uzun yıllar bir çok icatta bulunmuş mucit ( Vincent Price ) in makineden insan yapma projesinin gerçekleşmiş halidir. Ne var ki mucit, Edward’ın ellerini yapmadan ölmüştür. Kahramanımız Edward ellerinin yerindeki makaslarla mucitin şatosunda kalakalmıştır.
Derken bir gün Avon malzemesi satışı yapan, civardaki zengin ailelerden Peg ( Dianne Wiest ) müşteri bulma umuduyla şatonun kapısını çalar ve Edward’ı evine götürür. Edward’ı bundan sonra zor günler beklemektedir. Peg’in güzel ve şımarık kızı Kim ( Winona Ryder) e aşık olmuştur ve Kim’in baş belası bir sevgilisi vardır. Peg’in ailesi, komşularının meraklı bakışları içerisinde günler geçerken, Edward makas ellerinin verdiği sıkıntıyı bahçe çimlerini sanat şaheseri gibi düzenleyerek, civardaki komşu kadınlarının saçlarına ilginç şekiller vererek yaratıcılığa dönüştürmüştür. Yalnız her yaratıcı zekanın, toplumdan bir şekilde özgünlüğüyle sıyrılmış her bireyin karşılaşabileceği kıskançlıklar Edward’ı da bulacaktır. Kim’in sevgilisi, anlam veremediği bu iyi niyet ve zekaya karşı oyunlar planlarken bir yandan da saçlarını yaptırırken Edward’ı taciz eden komşu kadın, reddedilmişliğin verdiği nefret ve intikam duygusuyla Edward’ın açığını kollamaktadır. Edward’ın en büyük handikapı elleriyle insanlara hatta kendine bile istemeden verdiği zarardır.
Nitekim Edward’ın öyküsü mutlu son değildir. Anlamadığı ve kendini anlatamadığı bu insansıların dünyasından kendi şatosuna çekilir. Sevdiği kıza yaşadığını ve hala ona aşık olduğunu duyurmak için noelde buzları parçalayarak kar yağdırır. Bu nedenle Noel’de kar yağar.
Tim Burton’un yaratıcılığını tetikleyen Edgar Allen Poe hikayelerindeki öğelerin ve çocukluğundan beri okumayı sevdiği bilim kurgu öykülerinin uçukluğunu, makyaj, sahne , kurgudaki sıra dışılığında gördüğümüz Makas Eller, yönetmenin kendi ifadesiyle en fazla kendisi olduğu film. Eleştirmek istediği toplum belki de içinde yadsıyarak büyüdüğü toplumun ta kendisi. Bunu Burton’un filmdeki mahallelerle ilgili söylediği : “ bu mahallelerle ilgili ilginç şey evlerin birbirine çok yakın olması ve herkesin birbirini çok iyi tanımasına rağmen, tüm bunların altında bilmediğiniz şeylerin yatmasıdır. Cinsellikle ilgili şeyler. Banliyö yaşantısının muzır bir yönü vardır. Büyüdüğüm yaşlarda bu gizli bir cereyan gibi dolaşırdı ortalıkta. Asla görmezdim ama kesinlikle hissederdim” sözlerden anlıyoruz. Ve öyle görünüyor ki Edward’a taciz eden komşu kadın istediğini alamayınca iyiliğinden şüphe etmemesine rağmen sırf zarar vermek için Edward’ı kötü bir insan olarak göstermesi bastırdığı duyguların zararlarını göstermektedir.
Filmin masalsılığına güzellik katan elbette ki oyuncuların şüphe götürmez mükemmellikte performanslarıdır. Johnny Depp ( bu tarz bir filmde ilk kez oynamasına rağmen), Winona Ryder olağanüstü bir başarı sergilemişler ve Danny Elfman müzikleriyle masalı adeta bestelemiş.
Büyüdüğü çevrede ilkokul çağlarından itibaren sessizliği, uyumsuzluğuyla dikkat çeken Burton, Edward karakteriyle tamamen olmasa da kendinden çok şeyi beyazperdeye yansıtmış. Bu karakterdeki dokunmak isteyip yapamadığı için yıkan Edward, Burton’un insan ilişkilerinde yaşadığı sıkıntıyı yansıtıyor. “İnsanlarla iletişim kuramıyordum. Bu dış görünüşün ve insanların seni nasıl anladığının içindekilerden çok farklı olmasına dair bir his” diyor.
Özetle Makas Eller için 90’lı yıllara damgasını vurmuş, hala unutulmayanlar arasında bulunan, benzerlerinden içinde barındırdığı anarşizm ve sevgi karışık özgünlüğüyle ayrılan en iyi Burton yapımı diyebiliriz.
Her şeyin inanılmaz tek düze ilerlediği , sahte maskeler ardında insan ilişkilerinin düzenlendiği hayatta kendileri gibi olmayanların dışlanması ya da kendilerine benzetilmesi insan topluluğu var oldukça devam edecek ne yazık ki.
Oysa birilerinin kar yağdırmasına izin vermek gerek.
*şiirin konuyla hiçbir alakası yoktur.
Zeliha Yurdaer
İzdiham