2 Haziran 2016

Bilge Çipe, Ben Okuma Bilmem

ile izdiham

Açmayan menevşeyle konuşan
Ve sözleri tükenen kadınlar
Ölmeli her sabah gün ağarmadan

Defalarca defalarca
arkaya da dönüp bakma zamanı değil
diyen bir annenin  kırışmış sözleri
bu bir savaş sahnesi değil
kan yok
çığlık yok

tiroid sonrası,
kabul görmüş bir hayatın eksik cümlesinin çatallı sesi
kalbin mayasında ne varsa
taş ve demir hatta elmas
kan yürüdükçe
nefes aldıkça…

bir sabah o kapı çalar
ve kapı tokmağında kalan yüz
parça parça biter..
her sabah bir et kopar bedenden
her etin hikâyesi var bir çiğnemlik
çare illetli bir kelimeydi
bir yol sarsıntısında
yutkunmak işte ah ne mucize
dilin büyümesi kadar madrabaz bir dağ parçası
bugün bu sabah bir anda kapı çalındı
bana dönük annemin yüzü, karışmış
kırışmış…
susuz kaldım ve büyüdü ciğerim içimde
yine uyumsuz tokatlar
yine avuç avuç yol tuttum toprak tuttum yuttum…
ne ki ben sabırlı değilim ve unutkan
ne ki otobüsün arka koltuğunda babamı dinleyememek acı
ne ki iki kadının ağır ağır yıkılmasını seyretmekten yorgun
ellerini bağlayan ipe tutkun
ve öfkeli aslında
uzun bir bas dönmesi gibi yüzü annemin
baktıkça vertigo
sustukça bulantı
renksiz istiharelerin teşbih hatası
bir dal sigaranın
dünyanın parası olduğu bir evde
bir nefes nikotine sarılmıştı kadının biri
ayakları karıncalı yemekler yapar öbürü
bir evin kalbi taşları parçalar
bir evin sakinleri  gelmişine geçmişine söver
ben ise arkama bakmadan giden
gören
seyreden
susan
ben ise o kadının ikisi
annemin yüzü
nikotinin kökü
babamın ansız dermanı ve çırpınışı
içine taşlı yollar döşenen
bir evden
başka bir evin derin huzuruna koşan

Bilge Çipe

İZDİHAM