Berat Karataş, Absürt, Bizden, Komik: Fırıldak Ailesi
Bundan üç, dört sene önce televizyonda bir animasyon dizisine rastladım. İsmi Fırıldak Ailesi’ymiş. Yirmi beş dakikanın nasıl geçtiğini anlamadım, kendime geldiğimde kanepemde kahkahalarım ile oturuyordum. Bir sezon sonra tabii ki (ne yazık ki) televizyon macerasını sonlandırmak durumunda kaldı. Çünkü bu tarz işlere yapımcılar, dahası sektör izin vermezdi. Üç saat süren ve hiçbir şey anlatmayan dizilerle başa çıkması hayli zordu bu çizgidizinin. Yirmi beş dakikanın neresine, kaç tane reklam koyabilirsiniz en fazla?
Daha sonra internette yoluna devam etti. Kendine bir sponsor bulan dizi, bölümün en saçma yerinde, bilerek gözümüze sponsorunun reklamını sokuyordu. Bu kafa, beni hayli eğlendiriyordu. Her bölümü büyük bir keyifle, o günkü dertlerimi unutarak izliyordum. Eşe, dosta dizinin gönüllü reklamını yapıyordum.
Ardından bir kopuş yaşadım diziden, sonradan öğrendim, bir başka televizyon kanalı, artan talebi göz önünde bulundurarak diziyi tekrar yayınlamak istemiş. Ama aklımda hep internet dizisi olarak kaldı.
Amerikan dizilerine (özellikle son yıllarda) büyük bir talep var ülkemizde. Ben de internette sürekli kapatılan bazı dizi sitelerine giriyorum. (Çok değil, ara sıra. Neyse.) En çok takip ettiğim işler de sit-com ve animasyon oluyor. The Simpsons, Family Guy, South Park gibi yetişkin çizgidizilerine hep özenirdim. Ülkemizde neden bu tarz işler olmuyor diye. Amerikan çizgidizilerinde genelde belaltı şakalar ve din-ülke-insan yergisi oluyor. Fırıldak Ailesi bizden, yerli bir formatta; karakterler hayli güzel analiz ederek ortaya çıkmış. Espriler yaşamımızdan, günümüzden geliyor. Absürt kafası da bu işi sevmemin bir başka bir nedeni. Olmadık yerde hiç olmadık, saçma şakalar beni hayli güldürüyor.
Üç beş ay önce Fırıldak Ailesi’nin filminin vizyona gireceğini öğrenince çok sevindim. İnternette kısa bir araştırma yaptım, izlemediğim birkaç bölümü de bulunca hayli mutlu oldum. Bugün itibariyle de filmi izlemiş bulunuyorum.
Çok güzel bir salonda, yoğunluğun çocuk izleyiciler olduğu bir grupla filmi izledik. Yalnızca 88 dakika. Fakat animasyon işlerin ne kadar zor bir süreç olduğunu az da olsa biliyorum. Bu filmi yirmi dakika daha uzatmak isteseniz kaç aylık bir çalışma temposunun içine girileceğini tahmin edebiliyorum. Bu nedenle sinemadan çıkınca tadı damağımda kaldı. Dizideki karakterlerle bir süre sonra tekrar karşılaştık, hasret giderdik.
Filmin genel hikâyesi ise şöyle: Orta Dünyada, bir zamanlar, dört farklı kabile yaşarmış. Biri, bizim fırıldakların bulunduğu, “normal insanların” gün sürdüğü kabile, diğeri fizik öğretmeni Kayserili Gültekin’in muhtarlığını yaptığı, kısa insanların yaşadığı, madenci kabile. Çadırlarda yaşayan, günleri çalgı çengi ile geçen romanlar da bir başka kabilede yaşar. Ve düşman, yeşil “ork”ların yaşadığı kuzeydeki ülke. Kuzeydeki kötü ülkede kadınlar bitince, soylarının tehlikeye girdiklerini düşünürler ve diğer kabilelerdeki tüm kadınları kaçırırlar. Sabri Fırıldak’ın kaynanası Dürdane Hanım ve Gültekin’in Erasmus’taki kızı hariç. Başta Gültekin ve Sabri Fırıldak olmak üzere herkes kadınları kurtarmak için zorlu yolculuğa çıkarlar.
Filmin kadrosunda (diziden farklı) Murat Boz, Üç Adam, Mahmut Tuncer, Tayfun Talipoğlu ve Yılmaz Vural gibi isimler var. Hepsi yerlerine tam oturtulmuş, komik anlar katmış filme. Fırıldak Ailesi’nin üyelerini ise Bülent Kayabaş, Gülen Karaman, Tülay Bursa, Keremcan Köse ve Tülay Köneçoğlu gibi ünlü isimler seslendiriyor. Filmin arkasında olan diğer isimler ise yapımcı: Varol Yaşaroğlu, genel yönetmen: Berk Tokay, senarist/yönetmen: Haluk Can Dizdaroğlu.
Günümüz jargonunu, gündemdeki esprileri çok iyi kullanmış Fırıldak Ailesi. Bana kalırsa çocukların çok anlayamayacağı bir iş. Yetişkinleri, özellikle 15-35 yaş arası izleyicileri, daha çok güldürecek bir yapım, kanımca.
Film en büyük göndermelerini Yüzüklerin Efendisi ve Shrek gibi filmlere yapıyor. Onun dışında yaptığı göndermeler de çok absürt ve komik.
Filme dair, olumsuz birkaç şey de söyleyelim. Mesela filmde bulunan Üç Adam’ın seslendirdiği karakter pek gerekli değildi. Ayrıca komik de değildi. Bundan sonra yapılacak işler için altyapı mı hazırlandı, orasını bilemem. Ama bir kitleyi yakalamak için yapılmış hareket olarak görüyorum. Bunun dışında filmin başında ve sonunda yoğun olarak gördüğümüz ejderha da biraz havada kalmış. Filmi izleyince daha iyi anlayacaksınız, ejderhanın yaptığı bazı hareketler ve girdiği bazı durumlar da tam yerine oturmuyor.
Son olarak kişisel bir zevkten bahsetmek istiyorum. Filmde kullanılan animasyon tarzını pek sevmiyorum. Dizideki iki boyutlu animasyon bile daha güzeldi bana kalırsa. Ama bu bir kişisel zevk, sevenler de olabilir.
Film, hikâyesi ve senaryosu ile ayakta durmuyor bana kalırsa. Daha çok karakterler ve diyaloglar üzerinden yürüyen bir komedi var. Bu nedenle filmi izlemeden önce birkaç bölüm de olsa dizinin izlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Karakterleri ve bulundukları durumları anlamak için.
Grafi2000 ile hep farklı ürünler ortaya koyuyordu Varol Yaşaroğlu önderliğindeki ekip. Hem internette hem televizyonda birçok işine şahit olduk. Aralarından Baba Haber Bülteni’ni çıkardığımız zaman birçok başarılı yapım görüyoruz.
Son söz. Komedisini gözlemden ve göndermelerden alan absürt bir yapım Fırıldak Ailesi. Öneriyorum ve gişesinin bol olmasını umuyorum.
Berat Karataş
İZDİHAM