Çocuklara felsefe öğretmek ne işe yarar?
Okullar fen, teknoloji ve matematik gibi alanlardaki başarısızlıklarından dolayı amanvermez bir baskıyla karşı karşıyalar. Bazı okullar ise felsefe ile ilgilenmeye başladı.
İngiltere’de 9 ve 10 yaşlarındaki çocukların bazıları haftada bir kez olmak üzere, bir yıl boyunca felsefe dersine katıldı. Yapılan geniş çaplı bir araştırmaya göre; felsefe dersine katılan çocukların matematik ve okuma-yazma becerileri önemli ölçüde gelişti, özellikle dezavantajlı çocuklar en büyük kazanımı elde etti.
İngiltere genelinde 48 okulda, 3.000’den fazla çocuk; hakikat, adalet, dostluk ve bilgi gibi kavramlar hakkında haftalık tartışmalara katıldı. Zamanla soru üretme, soru sorma, başkalarının düşünceleri ve fikirleri üzerinden düşünme becerileri gelişti.
Bu dersi alan çocukların matematik ve okuma seviyeleri, iki ay boyunca ekstra ders almış kadar yükseldi. Aslında dersin matematik ve okuma-yazma seviyelerini arttırmak gibi bir amacı olmamasına rağmen gerçekleşen bu oldu. Dezavantajlı kesimlerden gelen çocukların performansında da büyük bir sıçrama görüldü; okuma becerileri dört ayda, matematik üç ayda ve yazma becerileri de iki ayda gelişti. Öğretmenler ayrıca öğrencilerin, kendine güven duyma ve diğer insanları dinleme yeteneği üzerinde de olumlu etkilerin olduğunu bildirdi. Bu çalışma Education Endowment Foundation (EEF, Eğitim ve Bağış Vakfı) tarafından yürütüldü. Kar amacı gütmeyen bu grubun amacı, ailelerin gelir düzeyine bağlı olarak öğrenciler arasındaki eğitim düzeyi farkını kapatmaktı. EEF, felsefenin etkisini randomize kontrollü çalışmalarla, tıpkı ilaçların test edilmesi gibi test etti.
22 okul kontrol grubu oldu, aynı yaş grubundaki diğer öğrenciler başka dersleri alırken 26 öğrenci felsefe dersini aldı (haftada bir kez olmak üzere ve 40 dakika). Araştırmacılar okul kalitesini de kontrol etmeye çalıştı; öğrencilerin en azından dörtte biri ücretsiz öğle yemeği yedi ve çoğunda vasatın altında olan öğrenci sayısı fazlaydı. Dersler bittikten uzun zaman sonra bile deney grubunun, kontrol grubunun önüne geçmesiyle felsefenin yararlı etkileri iki yıl sürmüş oldu. EEF’in başkanı Kevan Collins şöyle diyor: “Onlara kendi kendilerine düşünme ve ifade etmenin yolları öğretildi.”, “Daha mantıklı ve biribiri ile bağlantılı fikirleri düşünmeye başladılar.”
İngiltere çocuklara felsefe öğretilmesi deneyinde bir ilk değildir. EEF’in kullandığı program P4C’dir (Çocuklar İçin Felsefe) ve New Jersey’de profesör olan Matthew Lippman tarafından 1970’lerde felsefi diyaloglarla düşünme becerilerini öğretmek üzere tasarlanmıştır. 1992 yılında, the Society for the Advancement of Philosophical Enquiry and Reflection in Education (SAPERE, Felsefi Sorgulamanın Gelişimi ve Eğitimdeki Yansıması Derneği) İngiltere’de aynı çalışmayı uygulamak üzere kurulmuştur. P4C, 60 ülkede okullar tarafından kabul edilmiştir.
SAPERE, programında Platon ve Kant metinlerini okutmaya odaklanmaz. Daha çok öykü, şiir, felsefi konular ya da felsefe hakkında tartışmalar yapmaya yönelten film kliplerini kullanır. Amaç; çocukların soru oluşturma ve soru sorma becerilerini geliştirmek, yapıcı konuşmaya girişmelerini ve argümanlar üretmelerini sağlamaktır.
Collins, en son kanıtlarla birlikte okul müdürlerini ikna etmeyi umuyor ve İngiltere’nin felsefe için bütçe yaratabileceğini düşünüyor. Programın her öğrenci için maliyeti £16 ($23). Collins, Quartz’a bu gibi programların “dezavantajlı çocukları aşağı doğru çekmek değil, yukarı doğru itmek,” olduğunu söyledi ve devam etti: “Bu indirgemeci ve dar bir müfredat değil aksine yayılmacı ve geniş bir müfredattır.”
EEF’e göre, İngiltere’de 15 yaşındaki öğrencilerin % 63’ü, dezavantajlı öğrencilerin % 37’si ile karşılaştırıldığında sınavlarda daha iyi sonuçlar elde ediyor. Araştırmacı grup, kanıtlara dayalı araştırma ve randomize kontrollü çalışmalar kullanılarak, okullardaki eşitsizliği gidermek için etkili politikalar uygulanmasını umuyor.
Sokrates’in dediği gibi: “Bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir.” Bazı öğretmenler eğitim farklılıklarını kapatabilmek için felsefenin önemli bir rolü olduğuna inanıyor.
Çeviren: Meltem Çetin Sever, Kaynak: Quartz, düşünbil
İZDİHAM