Erdem Arslan, Yakın İhtimal
I.
Belki bir sumruyu yolda görsem tanımam, tanırım kırıksa bir kanadı
Seni de tanırım nerde görsem, beklemeyi maviye mayalayan gözlerinden
Belki uzak da değilsin gül hadi, açayım perdelerini odamın
Ki yoksun, çarpı iki kere yalnızım, et ve tırnak ayrı düşeli birbirinden
Belki gelirsin, bir çay bahçesinde sevginin resmî dili olur susuşumuz
Ben sana gökyüzü olurum açık, sen bana serçe ürkek, ahşap bir masada
Belki gelirsin, güneş de çıka gelir naftalin kokusu üzerinde bir yerlerden
Sıcak iki dilim ekmek gibi küçük ellerini banarsın yüreğimin dumanına
Belki gelirsin, başımın üzerinde yer bulamazsan, göğsümün sol anahtarı sende
Kabak yemeği pişirirsin küçük mutfağımızda, ben kokusuyla salâvat getiririm
Efendim gelse yüzüne bakamam, gözlerim kardeş olur halı desenleriyle ama
Ben de O’nun gibi, seni emanetleri zayi olmayan Allah’a emanet edebilirim
II.
Dışarıda bulutlar, elleri güğüm güğüm; seni seviyordurum şemsiye icat edilmeden önceler
Senin keman tellerine dokunur serçe parmağın, benim ses tellerimden yere çakılır serçeler
Erdem Arslan, Topla Yüzünü Palyaço kitabından
İZDİHAM