Taner Cindoruk, Çığlık Çığlığa
fazla bu aynadaki ruj, ip iriyse kuklalar cani
intihar ağzının içinde gizli, fayton akşamında kus
titrek masal yuvaları bir de, üşütme gözlerini yaprak
yarın bütün şeytanlar namaza duracak, en eski seneli
içtiğim dudakların yassında yaslanmış aklıma nay, us
tura acısı bu toplama kamplarında yalnızlık, delinmiş
hor görülmüş bir sokakta yalınayak koştuğum çaylak
kızım ben dünyanın erittiği bir forumsuz edebiyatım
giderek siyanürleşen akşam haberlerine akordeon, teşne
sevdiğim bütün kadınları aynı limanda yitirdim, acının
yozu yoktur, acı acıdır, yalnızlığım sokağına muhtaçtır
dalına mı susadın yaprak, annesiz elma ağacının örs
ünde büyür uzun bir yatılı doğu penceresinde heves
dağlarımız var kardan, çatısız aşklarımız, aşksız parçalığımız
kadınlarımız var hüzünlerine kına yakan, talihsiz
şakşaklarımız var, omuzlarda taşınan çeyizlerimiz
kimden döndüysem yağız bir bulut damlası, damıtılmamış
beden kilitli anılara, günah sesten sıyrılmamış, patavatsız yol
gittikçe yiten bir çocukluk, yittikçe beni arsız kılan, moralin
bozuksa süt sağ zarı patlamış gecenin kirli gelinliğinde nay
sisler uzuyor, gelincikler kuruyor, masalar kurşun mezesi
sahneyi daralttık, bölünmüş ne kadar uyku varsa kanattık
sömürgelerin tarihidir insanlık, senin gözlerinde çiftleşen
hüznümün annesidir, uçurumu kopmuş bir düş, bağ
evlerinde soğuk almış eski kara kırgın göçebe çıplak!
sanma bu yaralar bir gün elbet yağmurla yamanacak
dahası var nay, gör ki kaç yaprak şiirin kudretinde
yüreğine batmış o afacanlıkla gülüşür, yine gör ki ışıklar
beni parçalayacak köpeklikte değildir, git bir hayır kurumunda
evet dağıt çocuklara, git bedenini bozdur bir kuytuda, sonra suyun
derininde kanayan o uçsuz suçsuzluğuna dal
şimdi sen olsan, her şeyden öte gelsen, çay koysam sana
yakandan düşürdüğün kurdeleyi yarama sarsan, olsan
eski fotoğraflardan bir sonbahar yaratsak bu haneye
sen olsan olur muydu, metal çalın lan, forumsuzu
kan kusan talihsiz kopyacılar sizi, metal çalın
metalı duvarların ve alt kültürün dimağına çalın
akvaryum büyüyor odasında, hırslara fırıldak çevirin
çevirin umutları, bırakın kendiliğinden süzülsün kanım
sen dudaklarını getir(sen) dizgince, sinsisizce, sahipsiz
alın teri kokuyor güller, iskeletler özgürlüğün vatanında
kesilmiş sütü hayatın, susmuş, pusmuş altmış üçlüler, seksen
de seksek oynamış üniformalar ve kırbaçlar, nazım içeri
girdi, nazım kimdir baba, nedir bir babanın paltosunda üşümek
tankları devirecek bu ağaçlar nay, sirenleri susacak güneşsizliğin
merhamet hürleşecek Ömer, ömürler küsleşmeyecek, yaprak yine
böyle gülecek fotoğrafta, okul önünde onu bir kadın
alıp sinemaya götürecek, mavilikler olacak, sakalları
uzamayacak hasretin, oyunlar caddelerde de oynanacak
bunlar olabilecek yaprak, sen burada ol ama, yanımda kal
beni yanımdayken unut, unutacaksan
Taner Cindoruk
İZDİHAM