Leylâ İpekçi’nin Yeni Romanı “Yüzünü Herkesten Saklar Gibi” Çıktı!
Yüzünü Herkesten Saklar Gibi
“Sözler, kaleminin ucuna süzülerek gelen gerçeğin aynasıdır” diyen yazar Leylâ İpekçi yeni romanıyla okurlarını selamlıyor.
1998’deki ilk romanı Maya’dan bugüne sekiz roman ve yedi deneme kitabı yayınlanan yazar, bu kez aynasından 60 yıldır içinde yüzdüğü bellek denizine, Boğaziçi’ne bakıyor. Çocukluğunu geçirdiği Boğaziçi’nin sularıyla, Hisar’ın taşlarıyla, bulutlar ve kuşlarla, onların diliyle konuşuyor.
Gündelik haftalık ve aylık mecralarda otuz dört yıl boyunca devam eden yazarlığını birkaç yıl önce dinlendirmeye alan İpekçi, son yıllarda kendi tabiriyle kabuğuna çekilmiş, yayına hazırlamakla uğraştığı Türk tasavvuf edebiyatının külliyatlarında işaret ve mecazlarla dolu bir dilin katmanlı evrenine dalmıştı. 2005’de yayınlanan Başkası Olduğun Yer romanından itibaren insan gerçeğinin evrensel kodlarını keşfetme şevkiyle alıntıdan yaşantıya, kuramdan tatbikata kanlı canlı bir yolda ilerlerken kaleminin ucunda birikenler yeni bir romana dönüştü.
“İki Boğaz arasında tek yolcu benim!”
Romanın kahramanı Nida Türker’in son zamanlarda yaşadığı bellek yitimine bir türlü teşhis konulamaz. Sanki iç dünyası dışına taşmış, tüm dünya da onun içine hücum etmiştir. Yaşadığı Anadolu Hisarı’nda roman karakterleriyle terapisti, komşuları, kocası ve kimi zaman torunu yer değiştirmekte, rüyasındaki görüntüler yazdıklarında suret bulmakta ve zamanlarla mekanları iç içe geçiren belleği ona türlü oyunlar oynamaktadır. Etrafındakiler ondaki bu tuhaf hali bilinmeyen bir hastalığa yorarken o ise halindeki muammayı usul usul okurun kabına dökmeye başlar.
Romanın anda yaşanan “gerçek” olduğundan hareketle, kelimelerin birbiriyle buluşmasının eşsiz bir genişleme şevki verdiğini belirten İpekçi, aynasındaki sırrın yüzünü bu şevk ile açmaya ve örtmeye romandan romana devam ediyor.
İZDİHAM
