Mustafa Yördan, Zehirli Sarmaşık
Doğum ve Aşk
/Yaşamak; disiplinler arası geçişken isyanımız/
Sancısı bir ceninin bilmem kaç asır sürdü
Doğmadan ana rahmi dileğini öldürdü
Ak sakallı dedelerden arta kalan düşlerle
Yaşamak sahnesinde ilk perde gülüşlerle
Ses ve efekt değişti şimdi toz duman her yer
Yeni bir senaryoyla dönüşmeye mukadder
Dua diye öğrendi, baba sesi üç ezan
Sıradan temenniler kulaklarında kalan
Ziyaretler hep suni, kıymeti yok mu günün
Lohusalı bir anne memesinde öğünün
Ve derken büyüdün, büyümek insan işi
Yaşamak gerek şimdi bugünü ve geçmişi
Önce iman etmeli Allah ki var edendir
Yoksa varlık dediğin ne saçma bir nedendir
Bütün bunlar böylece sürüp gitti bir ömür
Menşei suallerin ana rahminde çürür
Berrak bir su gibiydi kavga sona erince
Yaşamak dedikleri pek keyifsiz eğlence
Bu döngü ibret kalmalı dedi kendi kendine
Yılan çıyan börtü böcek hepsi dengi dengine
Asırlardır aynı kavga dilden dile dolaşan
Kimini ihya edip kimiyle hayvanlaşan
Bir sarmaşık gibidir şifayı zehreyleyen
Hayat adlı treni ölümle frenleyen
Son istasyon sûrunu işittik ne kıyamet!
İsrafil’e bir nazar ve esas istikamet
Ne cennet ne cehennem annenin söylediği
Burda başka bir hâl var ademin ölmediği
Bu bilinmezde saklı gizlerle dolu evin
İşte final sahnesi -iyi ki doğdun- ey cenin
İZDİHAM