12 Ağustos 2021

Albert Camus’un Nobel Aldıktan Sonra Öğretmenine Yazdığı Mektup

ile izdiham

Kısa ömrüne “Yabancı” ve “Sisifos Söylencesi” gibi eserleri sığdırmış olan Albert Camus, “vicdani sorunları ciddi gözlem ve ağırbaşlılıkla aydınlattığı, önemli edebi eserleri için” 1957 yılında Nobel Edebiyat Ödülüne layık görüldükten sonra ilkokul öğretmenine mektup yazarak teşekkür etmişti.

Bitmemiş otobiyografik İlk Adam romanında da yer verdiği gibi, Camus ve ilkokul öğretmeni Louis Germain arasında çok özel bir ilişki vardı. Öğretmeni bu zeki ve yoksul öğrencisine hep destek olmuştu. Aralarındaki güçlü bağ, Camus’nun hayatı boyunca devam etmiş ve sürekli mektuplaşmışlardı.

Camus, babasını Marne Savaşı’nda kaybettiğinde daha on bir aylıktı. Yarı sağır olan ve okuma yazma bilmeyen annesi oğullarını, kendi annesiyle birlikte büyük bir yoksulluk içinde büyütmüştü. Camus daha sonra okulda, çok sevdiği öğretmeninin de yüreklendirmeleriyle çok başarılı olmuştu. Ödüllere çok fazla değer veren birisi olmamasına rağmen Nobel ödülünü, öğretmenine duyduğu minnettarlığı yansıtmanın bir fırsatı olarak görmüş ve ona romanları kadar güçlü ve etkileyici bir mektup yazmıştı.

“19 Kasım 1957

Sevgili Mösyö Germain,

Son günlerde kendimi içinde bulduğum koşturmaca ve telaştan dolayı size samimi duygularımı iletme fırsatını ancak bulabiliyorum. Ne heves ne de talep ettiğim bir paye kazanmış durumdayım.

Ancak haberi aldığımda ilk aklıma gelen, annemden sonra siz oldunuz. Siz olmasaydınız, benim gibi zavallı küçük bir çocuğa şefkatli elinizi uzatmasaydınız, beni eğitip bana örnek olmasaydınız bunların hiçbirisi olmazdı.

Bu ödülü çok önemsemiyorum. Ama bu ödül hiç değilse en azından bana, benim için ne ifade ettiğinizi ve etmekte olduğunuzu anlatmama ve size çabalarınızın, çalışmalarınızın ve cömert yüreğinizin, aradan ne kadar zaman geçerse geçsin hep size minnettar kalacak küçük öğrencilerinizden birinde hayat bulduğunu göstermeme fırsat veriyor. Sizi tüm kalbimle kucaklarım.

Albert Camus

İZDİHAM