Vasya defterine şöyle yazdı: “Bir ineğimiz vardı. Hayattayken sütünü annem, babam ve ben içerdik. Sonra bir oğul doğurdu – bir dana, o da onun sütünü içiyordu, biz üçümüz ve o dördüncü, herkese de yetiyordu. İnek bir de toprağı sürüyor ve yük taşıyordu. Sonra oğlu et için satıldı. İnek acı çekmeye başladı, ama kısa sonra trenden öldü. Onu da yediler, çünkü sığır etiydi. İnek bize her şeyini verdi, yani sütünü, oğlunu, etini, derisini, içini ve kemiklerini, iyi kalpliydi. İneğimizi anımsıyorum ve unutmayacağım. (sf.29)
Lyuba koynundan kalın bir defter çıkardı, sonra potinlerinden kurtulup yalınayak kaladı. İlçe tıp akademisinde okuyordu: O yıllar tüm ilçelerde üniversiteler ve akademiler vardı, çünkü halk üstün bilgiyi bir an önce edinmek istiyordu; yaşamın anlamsızlığı, ayrıca açlık ve yoksulluk fazlasıyla paralamıştı yürekleri ve anlamak gerekiyordu, insanın varoluşu neyin nesiydi – ciddi bir şey miydi, yoksa bir şaka mı? (sf.37)
Her acı avutulamaz; bazı acılar vardır ki ancak yüreğin, uzun bir unutkanlık ya da gündelik kaygıların dalgınlığında tükenmesiyle biter. (sf.55)
“Fena değilsin ya şimdi, benimle yaşamak zoruna gitmez, değil mi?” diye sordu.
“Hayır, fena değilim,” diye yanıtladı Nikita. “Seninle mutlu olmaya alıştım artık.” (sf.62)
Hayır, güneş değildi, tüm dünyayı aydınlatan bu enerji kaynağı değildi insanoğlunun sonunu getirecek olan yeryüzünde – ne de kuyruklu yıldızlar ve kara göktaşları: Onlar böylesi küçük bir hareket için fazlasıyla büyüktü. İnsanlar kendi kendilerine azap çektireceklerdi, perişan olacaklardı ve en iyiler savaşarak ölürken, en kötüler hayvana dönüşecekti. (sf.65)
Neden dilini koparmadıklarına hayret ediyordu, devletin bir ihmalkârlığı olmalıydı: İnsandaki en tehlikeli şey hiç de cinsel organ değildi, her daim tekdüze, boyun eğen bir gericiydi, ama düşünce -işte o bir fahişeydi, hatta daha da kötüsü: Sürekli kendisine hiç de ihtiyaç duyulmayan yerlerde geziniyor ve beş kuruş ödemeyene veriyordu kendini! (sf.72)
İnsanın yüreğini avutup şenlendirebilecek tek şey başka bir insanın yüreğiydi. (sf.84)
SibiryaköylüsüİZDİHAM