Kürt Edebiyatında 7 Etkileyici Şiir
Kürt edebiyatında şiire genel bakış. 20. yüzyıla kadar Kürt edebiyatı şiire dayanmaktaydı ve diğer Müslüman halklara benzer şekilde Arap vezin ve ifade biçimlerine bağlı kalmıştır. […]
Kürt edebiyatında şiire genel bakış. 20. yüzyıla kadar Kürt edebiyatı şiire dayanmaktaydı ve diğer Müslüman halklara benzer şekilde Arap vezin ve ifade biçimlerine bağlı kalmıştır. […]
Saat adım adım 3’e Ahmed Arif ölmüş de yıldönümünde şiir paylaşılacakmış diyor müteessir bir kadın. Üzülmesi için 5 dakika yetecek. Şeytan diyor çıkar tüm şiirleri, […]
Ahmet Oktay’a Sizin için kokladım gülü, durdum […]
fena halde gidesim geldi sen gelme içimden geldi içimden çıktım sen gelme dünya fani sevgi baki güzel fani çirkin baki bi bardak su ver ardımdan […]
alın terinin bir anlamı olmalı bir anlamı, diz kapaklarından akan kan gibi yoksa bu devrimi de seneye bırakacağız takvim yapraklarının duvara bıraktıklarına bakma sen tarih […]
bir sürü sevabın olmalı önce inandırıcılık kaygısı gütmeyen öyle sol elin habersiz sağ elinden yetmez habersiz olmalı sol beynin sağ beyninden kalbin bile duymamalı hiçbir […]
Kavgayı ne için icat etmiştik, hatırlayan var mı? Uzun zamandır her konuda sadece deliler gibi didişiyor ve kendimiz dışında herkesi insanlık dairesinin dışına atmaya çalışıyoruz. […]
Kim kazanmışsa bu dünyada bir ekmek parası, Dostunun yüz karası düşmanının maskarası. Mehmet Akif Ersoy Ekmek ha bakkalın olmuş ha Cabaret de Paris’in Sen herhangi […]
Erkek gelir(a) ve bir rafinerinin(b) patlama sesi duyulur(c). Amerikalılar(d) sevişir(e). Bazukalı(f) yamyamlar(g) demiryoluna(h) ateş ederler(i). Kadın bir tüfekten(l) çıkan mermilerle delik deşik olmuş yere devrilir(n). […]
Beni hiç ses gelmeyen evlerde balo olduğuna inandırmaya çalışıyorlar. Babası fakir olanların hep fakir öleceğine falan. Bak diyorlar, Bir yolu en çok koşarak unutabilirsin… Uçağın […]
“man muss Flügel haben, wenn man den Abgrund licht…” Nietzsche Onun yüzüne bakıyorum bir sonra ölümün, çeviriyorum kendi yüzümde yer gök düğüm Ölüm mü çıkaracak […]
…Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İn- […]
Büyük Umutlar Caddesi’ndeki hiçbir ev benim değil Hindistanım yok benim, bende Nil kıyısı yok Adım yok afişinde çok tutulan bir filmin Bana değil tufanı andıran […]
Fransız şair Bonnefoy’un Ölümlü Yüz şiiri. Eğiliyor gün geçmişin ırmağına Yeniden ele geçirmeye çalışıyor Erken yitmiş silahları Mücevherlerini o derin çocuksu ölümün Göze alamıyor […]
çileyle kazınan yüzlere deva yalan! der çıkmam artık kendimden dışarıya bir adam. daha dün öldüm, burası kim kokuyor böyle, hem sen çek benim sinemi delen […]
İnsan önce kendisiyle kalıyor Birileri bir şeyler çekti ayaklarımdan* Ben beyazlardan masumu sevdim hep nilüfer olanını Sevdikçe sesli bir kederi sustum içimde anneme benzer Sevdikçe […]
-Engin Turgut’a- yakup’u ben çağırdım edip ağbi gelince ortaya çilingir sofrası, yeşil zeytin ve kalp ağrısı. zamanla geçer dediklerinden yaralı kurbağaları konuşacağız, istanbul’u ve seni […]
Bütün yabancı gecelerini dünyanın Toplamaya yeltenirse eğer bir çocuk Yanına benim de bir kolumu koysun dünya Hiçbir açıklama yapmayan kadınların Dünden kalan soykırımları tamamladığını Nasıl […]
Unutmanın kendini bir köşenin tozundan arındırdığı dakikalar vardır. Bu dakikalar ya gelir ya gelmez veya ona doğru gitmek mi gerekir, bir çetrefil soru yumağıdır. İşte […]
Jean Paul Sartre, Edebiyat Nedir?, Payel Yay., William L. Randall, Bizi Biz Yapan Hikâyeler, Ayrıntı Yay., H. E. Bates, Kısa Öykü: Yazınsal Bir Tür Olarak, […]
Bir şehri sevmek için illa orada doğmuş, büyümüş olmak gerekmez. Sonradan gelip yerleşmiş olanlar da o şehri sevebilir. Şehri sevmek onu güzelleştirmek demektir. Rant uğruna […]
Aralığın sonu, sabahın dördü İyi olup olmadığına bakmak için yazıyorum New York soğuk olsa da, seviyorum buraları Akşam boyunca Clinton Caddesi’nde müzik oluyor Duydum ki, […]
*Hüseyin Karacalar’a Hiçbir sabah beni koynunda bekletmedi Terimin o hiç kurumadığı alnımda Çok çabuk unutulmuş bir hafızaydı bendeki Unuturdum uzunca bekleyişlerin nemini Tabanlarımın düzlüğünde susmazdı […]
Bu metin Edebiyat Ortamı Dergisi’nin Kasım-Aralık 2015 sayısında yayınlanmıştır. Epeydir kafamı kurcalayan sorular vardı? Şu arabesk meselesi… Çokça okumalar yaptım, bir şeyler yazayım istedim lakin […]
“… Ve başlangıçta yalnız karanlık vardı” Şimdi hangi tene uzansa ellerim gündüzden Dokunmadan geri dönüyor gecenin arzusuna En yeni tarihidir aşk insanın, ama neden Her […]
Yağmurlardan gelmiştir bir elinde çiçek, öbür elinde çilekli pasta Yaz denizi üzerinde gülümseyen martıdır, kokusuyla dolaşır aşkın Bir sinema gibidir yüzündeki incelik, Fatih Akın filmleri […]
Bakır ve ter kokan ikindi üstleridir zorlayan göğsümü Deştim nefesimi maddenin hallerinden soyutlayarak Ben ki kendi külümde duru harfler arıyorum ateşe suya ve sabuna dokunmayarak […]
305. Öfke geçiyor. Korku geçiyor. Acı geçiyor. Zaman da. Ve başka şeyler de elbet. Her şey zamanla geçiyor ve zaman da her şeyle geçiyor. Geçenlerde […]
ömrün boyunca çocuk kalasın diye bir yıl önceden havalandırdığım şiirden bülbülü düşürmedim hiç rüyalarından duman o zifiri odadan uçarak güle çalmış ölümle çarpışmadan uyandığım her […]
gök gürültüsünün ona dokunmak istediğine inanıyordu karda yürürken çıkan sesin kendisiyle konuştuğuna ve yılanların dilini anladığına yüz yıl önce kaybolmuş bir anının bir çukura saklanıp […]
Çam kokusu kokusu ol sen Ağzının ıslaklığını içmiştik beraber Yaz var ve yaza yakınız diye Kokusu ol çam kokusu sen Düşten uyanıyorum öğleyin dağ köyünde […]
Afrika’ya ilaç göndermeye karar vermiştik; fakat hepsinin üzerinde “tok karnına” yazıyordu. Kendimize işkence etmek için kullanmak isteyeceğimiz bir şey hep bulunur sanırım. Hipodromda başkalarının hislerini […]
Sevgili Paul, Dostlukları, nasıl kurulduklarını, -bazılarının- böylesine uzun, kimi zaman (yanlış bir tanımla) açığa vurulmamış bir biçimi olarak yorumlandıkları tutkusal bağlardan da daha uzun sürmelerinin […]
“Gene gelirsiniz. Gene gelirsiniz”. Karşılıklı bir aldanmanın peşinen mağlup hükmünde vedaya bakan bir cümle: “Gene gelirsiniz”. Mağlup, çünkü araya zaman girdikten sonra bu kente tekrar […]
Narlı Bahçe’yi arıyordum. Hangi coğrafyaya ait olduğunu bilebilsem yollara düşmeye hazırdım. Ama bir türlü hatırlayamıyordum: Batıda mıydı Narlı Bahçe, doğuda mı? Uzun yolların ucunda mıydı, […]
Şu bizim öküz, attı gitti beni buralara. Kız Hacer abla, insanın bir evi olmalı bir de sevişince sırtını dönüp yatmayacağı bir kocası. Yok abla, bununla […]
-Babalar, alınlarımıza yazılmış yalnızlıklardır. -Eskiler’in edebinden, kendini geri çekme arzusundan ne kadar uzağız. -Onca beklememe karşın, döndü mü peki? -Zangır zangır bir tren geçerdi ya, […]
Bazı hikâyelerle akrabalığınız var sanırsınız, sonra beraber düştüğünüz ilk sayfanın hatırına küfredersiniz dünyaya. Ağız dolusu, yaprak yaprak gocunarak kelimelere. Kırk şiirin sonuna bitiştirilmiş bir hikaye […]
Profesörün Evleri, s. 45-50 Profesörün iki evi vardı, biri diğerinin içinde. Dışarıdaki evde yaşardı karısı ve çocuğuyla birlikte, rahat, temiz, biraz dağınık, onun bütün kitaplarını, […]