Ayşe Sevim, Orta Dereceli Memur
bir ergenin kavga çıkartması gibi sevdim seni
gözlerin yüzünden
sana dik dik bakan şarkılar besteledim
kimse orta dereceli bir memurdan bu kadarını beklemezdi
öğle tatilinde bilgisayarın içine girip
apartmanların mağaraya dönüştüğü iş çıkışlarında
hızlı hızlı yürürdüm evime
yatmadan önce saati yarına kurardım
bütün memurların üzerini örümcek ağı sarmıştı geldiğinde
parmaklarımız yıllık zammı hesaplarken kırılıp duruyordu
“sizi tanıyorum” demiştin bana gülüp
gece üçte çalan bir telefon gibi söylemiştin bunu
kimse orta dereceli bir memurdan bu kadarını beklemezdi
sana bakınca
dünyanın pillerini çıkarıp masama koydum
her şey durdu
dosyalar, metro, öğle tatilleri, imzalar durdu
faturalar, hafta sonları, kiralar, fazla mesailer durdu
dünyanın pillerini çıkarıp masama koydum işte
yırtarak soludum havayı
elimdeki çakıyla
gök gürültüsüne adını kazıdım
buna inanmayabilirsin
buna inan
herkes bir gün silahla havaya ateş eder
“bütün hayaller yere yatsın başını kaldıranı vururum” der
her memur kafasına çorap geçirerek yapar bunu
sonra karanlık bir odada
yıllık zammı hesaplarken kırılıp durur parmakları
kendine dünyadan koridor kenarı yer seçer
buna inan
uçak düşerken insanların çığlık atarak
koltuklarına tutunmasıydın sen
ölümden önceki andın
ince bir tozla kaplıydı yaşadığım günler
fırtınada kırılan şemsiyeye benzeyen günler
bir ölünün Fatiha beklemesi gibi günler
dünyadaki tüm telefon kulübelerinden arayıp
sesini dinlediğim
her gün
Ayşe Sevim
İZDİHAM