Ayşe Sevim, Özgeçmişime Eklenen Nehir
bir kalemtıraşın içine başımı sokup çevirebilir misiniz
onca düşünceyi kazıyacak
onca hissi açacak parmaklarınız var mı
tuğlaları sabahın ilk ışıklarından olan bir mescitte
özgeçmişime nehirler ekleniyor
sandıkları patlatarak dışarı çıkan düşünceleri
yakmaya yetiyor bir çıra
uzun süredir uzun sürmüyor hiçbir şey
vicdanımın üzerine notlar yapıştırıyorum
tıklım tıklım bir tramvayım
hangi durakta inecek bu kalabalık
otuz yıldır aynı raylar üzerinde hızla
hiçbir yere gitmiyorum
benim küçük hayatım bazen seni de yaşamıyorum
biliyorsun değil mi?
kar nasıl erirse öyle konuşuyorsun
gökdelenlerle dolu bir şehirde elektriğin kesilmesi gibi
kapkaranlık eriyorsun
“insanlar çok güzeller, en güzelinden bir tane verir misiniz?” demiş çocuk
kırmızılar varmış konuşmasında
“onu sana vermeyiz ama seni ona verebiliriz” demişler
iki rekatlık bir hayale durmuş çocuk
çoktan nine olmuş hayal bittiğinde
önce hikayemizin sonunu yazmışlar benim küçük hayatım
anılarımızı bu sona uydurabilecek miyiz sence
Ayşe Sevim
İZDİHAM
Sokaklarda dalgın bir şekilde yürürken karşılaştığınız bir arkadaşınız gibidir Ayşe Sevim’in şiiri. Uzun süredir görüşmemişsinizdir ama o, yine de sizi anlar, halinizi hatırınızı sorar, yüz ifadelerinizden, ses tonunuzdan ne halde olduğunuzu çıkarır. Ayşe Sevim şiiri o şekilde tanıdık duygu, düşünce ve kelimelerle doludur.
Hayatıma küçük bi gülücük bıraktı ayşe sevim, kimse beni bu kadar iyi anlayamazdı…