Babama
Hangi dilde seni sevsem sabah inkılap olur
boynum vurulur şehrin orta yerinde
çarmıha bulaşır ellerim
İsa’nın ellerinde
Nemrut dağında çürümeye terkedilen tanrılar gibi
çaresiz, çatlak,yalnız.
bayramlarda hatırlanan,
aynı delikten çok defa ısırılmış
kirli, nasırlı, çirkin,
kan davasında kalemi kırılan
Ellerin.
Sirenler yaklaşıyor git gide,
saklanacak yerimiz yok.
Ellerini saçlarıma gizlesen?
Hayat bazen kısadır
bazen daha da.
babamdan kalma şeker
yetimin hakkı yetime.
Şeker:
Babamı Azrail’e ihbar eden Yahuda
ben çaldım dilek ağacından o yırtık çaputları
hem yaralı hem suçluyum şimdi
ölmek hayattan önce de vardı
aldırma,
nasılsa geçmeyecek
bıçak varsa, yara da olacaktır
elbet,
bir yarayı kapatan Allah, diğerini açarmış.
Beyazıt Bestami Keçeli
İZDİHAM