5 Temmuz 2023

Bir Güzeli Uzaktan Seyretmenin Hüznü

ile ibrahim varelci

Bir şehri terk ediyor gibisin, belki de daha bir çok şeyi, yüzün dalgın, saçlarının acelesi var, hayata hep geç kalmış hissiyle yola çıkıyorsun, kendinin de en ücrasına, uzaklaşarak yaralar iyileşir mi, onları cümlelerinle ovuyorsun, rüyalar tırnak geçiriyor, kanatıyor, sonra tekrardan ovuyorsun, uzaklardan gelen vakitsiz, mesnetsiz, insanı yerinden eden sesler işitiyorsun, ben uzaktan seyretmenin hüznünde sarhoş, işte bak ne haldeyim demek istiyorum, beni de gör, beni de anla, yapayalnızım hem de hayatın tam ortasında, oysa sen yalnız değilsin, ama bu terk ediş, bu uzaklık, bu kaybolma hissi, karanlıkların seni şeytani ıslıklarla çağırdığı yerden delice uzaklaşmak istiyorsun, bir adım daha atmasaydın oracıkta yığılıp kalırdın, yüzündeki sırlarla oracıkta, biz başına toplaşırdık, yüzündeki o sırrı çözmeye gelirdik, kimse anlamazdı, sen asardın yüzünü, sanki bir sırrın çözülmesine razı olmayan bir halle, o an anladım işte yüzünden ne kadar uzaklara gittiğini, çok korktum, tam o esnada tir tir titredim, dedim, bana neler oluyor böyle, tam “aşk” kelimesi ağzımdan dökülecekti ki, dilimi ısırdım, kanattım, acısına katlandım, kan kokusu genzime kaçtı, sızladı durdu orada, sen hepimizi, her şeyi terk ediyordun o sıra, bunu bir seçim olarak bile yapmadan üstelik, çünkü reddedilmede bile bir seçenek vardır, buradaki kayıtsız bir terk ediş, orada kalakaldım, o resimde kaldım, ben de hayatımı orada terk ettim, oysa yanımda konuşuluyor yakın gelecekle ilgili planlarından bahseden heyecanlı cümlelerle, bense bugünün nasıl biteceğini düşünüyorum, geçirdiğim her dakikayı elimde sıktığım dikenli telin ağır ağır çekilmesi gibi hissediyorum avuç içimden, tüm bunlar olurken zamanın hızla geçtiği söyleniyor, doğrudur, karşı çıkmıyorum, birçok şeye baş kaldırabilecek, itiraz edebilecek gücüm olmasına rağmen, buna da sessiz kalıyorum, çünkü zaman benden koparıp alınan bir şey, kopuk kopuk yaşıyorum, her parçamı bir yerlerde bırakmış gibiyim, kendimle yalnız kaldığımda tüm terk ettiklerim ve hayatımdan gidenler resmi geçit yapıyorlar, sen de geçiyorsun önümden, yalnızsın sen, tek başına, saçlarının kokusunu bırakarak yürüyorsun, parçanı bırakmayı seviyorsun, biraz daha azalıyorum zaman gibi, etimi sıyırarak inceliyorum, çünkü uzaktan çekiliyorum, uzaklara çağrılıyorum, bir uçuruma benziyor hayatım, yaklaşıyorum ona, başım dönüyor, atlamak istiyorum uzaklığa, onun derin sessizliğine, insanı yutan sükunetine, dipsiz aydınlığına, onu da uzaktan seyrediyorum, çünkü bakınca içime nakşolan şeyler var, onlar üst üste yığılan görüntüler değil, içimde senden bir müze, sergi, gözlerimi kapattığımda önüme açılan birçok sen, her renkten, her güzel kokudan, onları seyrediyorum, korkuyorum ki dokununca kaybolacaklar, başka gözler sahip olacak onlara, farklı renkler istiyorum Allah’tan, henüz duyulmamış kokulardan, tadılmamış lezzetlerden, bu dünyada yalnızca bana has olan bir şey olmalı, olmalı, olmalı, onu arıyorum, yüzünde göremediğim sırları kendime fısıldıyorum, binyıllardır efsunlu nefeslerin teskin edici tılsımıyla, ben neden ürperiyorum hâlâ, kaybetme korkusunun kıyılarında geziniyorum, uzaktan seyretmenin derin hüznüne gark oluyorum sonra, artık uyuşmak istiyorum, sarhoş olmak, bu nasıl bir boğulma, nasıl bir nefessizlik, ölümü andırıyor yokluğun, bana ölümü sevdiriyorsun, bunu istemezsin biliyorum, yüzüme dik dik bakarak, yüzüme doğru yükselerek, çığlıklarla, oysa gürültüsüz bir yüzüm var, orada öylece uzaktan seyredip kalbi kırık adam taklidi yapmıyorum, kendime biraz ters davranıyorum, biraz küskün, kendimi bir uçuruma bırakır gibi bıraktığım yatağım, duvarlara çarpıp geri gelen adın, ismini zikredemiyorum, kendim getirdiğim yağmurla ıslanmak gibi, kendimi yeşertmeye giriştim kara kışta, yüzünden yansıyan, çok nadiren gelen ışığa, bütün sözler geç kalmış, mevsimler, sel olmak da isteyebilir yağmur, heyelan olur, ama istemez bunu, rahmet yağmurlarına teşnedir sadece, kimse bilmez benden başka yüzünün sırlarını, karanlığın örttüğü bir vadide akan nehir gibisin, senin gösterdiğin yoldan terk ettim hayatımı ve geri dönemiyorum, istemiyorum zaten, başka bir şeye bakıp seni unutmak istemiyorum, başka bir şeye bakmak aklımdan geçmiyor, hep sana aç olmak, açlıktan midemin kazınmasını istiyorum, 40 yıldır kendi hayatımı seyrediyorum, kendime iyi gelemedim, kendime gelemedim, kendi önüme tek lokma koyamadım, susuzluğum günden güne arttı, artık kendi pınarımı tırnaklarımla kazıyıp çıkarmak istiyorum, pırıl pırıl su düşlüyorum, düşlerimde yaşıyorum, uzaktayım sana ama nasıl her ayrıntısını hissedebiliyorum ruhunun…

İZDİHAM