Haruki Murakami 1949 yılında Japonya’nın Kyoto kentinde doğdu. Yazarın ilk kitabı olan “Kaze no uta o kike” Gunzou Edebiyat Ödülü’nü aldı (1979).
Bu eseri takiben yazar “Hitsuci o meguru Booken” (1982) isimli romanını yazdı. Yazar bu eseriyle de Yeni Yazarlar Noma Edebiyat Ödülü’nü aldı.
Ödül alan iki kitaptan sonra “Sekai no ovari to haado boirudo” (1985) geldi ve bu kitap da Tanizaki Ödülü’nü kazandı.
Fakat yazarı dünyaya tanıtan ve kendinden söz ettiren kitabı tam 16 dile çevrilmiş olan “İmkansızın Şarkısı (Norvei no Mori)” (1987) olmuştur.
1995’te yayımlanan “Zemberekkuşunun Güncesi” kitabı ile de Yomiuri Edebiyat Ödülü’nü kazandı.
Haruki Murakami’nin yeni romanı 12 Nisan 2013 de daha okuyucuyla buluşmadan günler önce online rezervasyon ile çok-satanlar listesine girmiştir. Türkçe’ye “Renksiz Tsukuru Tazaki’nin Hac Yılları” adıyla çevrilmiştir.
Haruki günümüzde Amerikan kültürünün etkisi altında kaldığı ve aşırı Batıcı olduğu eleştirilerine maruz kalsada, Japonya’nın XX. yüzyıldaki en büyük yazarlarından biri olarak kabul ediliyor.
Bütün bunlara rağmen Nobel Edebiyat ödülü verilmeyen Murakami, 2016 yılında da en güçlü aday olmasına rağmen ödülü yine alamadı.
- Farklı insanları severim. Şu alemde, yüzlerindeki sıradanlığı bozmamaya çalışarak, düzenli bir hayat yaşıyor gibi görünenler daha güvenilmez olur çünkü.
- Yürekten sevdiğin biri varsa, bir kişi olsun yeter, hayatın kurtulmuş demektir.
- Paraya sahip olmak durumunuzu ağırlaştırır, harcamaksa sizi son derece üzer ve bitince de kendinizden nefret edersiniz. Ve kendinizden nefret ettiğinizde, canınız para harcamak ister. Ne var ki, para da kalmamıştır umut da.
- İnsan sadece varolarak diğer bir insanda dönüşü olmayan yaralar açabiliyordu.
- Eğer koyu bir karanlığın içindeyseniz; tüm yapabileceğiniz; gözleriniz karanlığa alışana dek öylece oturmaktır.
- O zamanlar bilmiyordum. Birini tekrar düzelemeyecek kadar kırabileceğimi. İnsan, sadece var olarak diğer bir insanda dönüşü olmayan yaralar açabiliyordu.
- İnsan bir şeyleri ne kadar isterse istesin, o şeyler asla kendiliğinden çıkıp gelmez. İnsan bir şeylerden özel olarak uzak durmaya çalıştığında ise, o şeyler kendiliğinden insanın üzerine üzerine gelir.
- Mutluluğun tek bir türü vardır, ama mutsuzluk, binbir şekilde ve büyüklükte gelebilir. Tolstoy’un dediği gibi: Mutluluk masal, mutsuzluk ise öyküdür.
- Kitaplarımı tekrar tekrar okuyor ve ara sıra gözlerimi kapatarak, kokularını derin derin içime çekiyordum. Zaten bir kitabın sadece kokusunu duymak ve sayfalarını karıştırmak bile beni mutlu ediyordu.
- Çıkacaksan, en yüksek kuleyi bul ve tepesine tırman. İneceksen, en derin kuyuyu bul ve dibine in.
- Ama unutmak için ne kadar çabalarsam çabalayım, yüreğimin ta derinliklerinde, kenar çizgileri belirsiz bir boşluk öylece duruyordu.
- Bir insan sadece yaşayarak, bir başkasına, düzeltilmeyecek kadar zarar verebiliyormuş.
- Ölümün yaşamın sonu değil bir parçası olduğunu öğrenmiştim. Doğruydu bu. Yaşayarak ölümü besliyoruz.
- Kimileri için aşk, anlam taşımayan ya da önemsiz şeylerle başlar. Eğer böyle olmazsa zahmetine değmez.
- Göz kapamak, korkakların işidir. Gerçeklere göz yummak çok alçakçadır. Sen gözlerini kapatıp kulaklarını tıkasan bile zaman akmaya devam eder.
- İnsan kendisinin eksik bir parçasını bulmak umuduyla aşık olur. O yüzden de, aşık olduğu insanı düşünürken, az ya da çok hüzünlenir. Emin adımlarla.
- Seninle konuşunca, bir şekilde gerçekliğe hala bağlı olduğumu hissedebiliyorum.
- Fakat birini yürekten seversen, o ne kadar rezil bir tip olsa da, seni sevmeyen biri olsa da, en azından yaşam cehennem olmaktan çıkar. Biraz karanlık olsa bile.
Haruki Murakami
İZDİHAM