Hızır
Yumuşak bir çocuk ağzı
Hızır
Ağ atıp durdun diri denizin suyuna
Hızır
Bu balıklar platin
Kapı açık
Ev ve ben
Yalnızız güya
Odalar
Kalp duvarlarına ayarlı
Bir duygu kalabalığı
Seni seviyorum
Yankılanıyor bu
Sokakları kalabalıkla geçiyorum
Herkesin
Bakıyorum bir kefeni
Bir tabutu var sırtında
Bir sorum da var büyük kente
Sevgi hangi tenhada yaşanır
Hangi türbede ürer
Hangi mezbahada boğazlanır
Açık ağızları kadınların
Bir damla süt konuyor
Şiş gözlerine çocukların
Babalar pazularla
Ekmek aralarında kırbaçlanıyor
Duruyorum. Sis çöküyor üstüme
Engebeler bir bir kalkıyor
Bu kapılanası yalnızlıkta
Seni seviyorum
Seni duyuyorum kendimi
Ah yalnızlığım
Başını al git bir gün
Bırak beni
Dostlarla buluşup toplanalım başında
Asfalta yığılıp kalan ölünün
Buluşma saatında denizler
Saat kuleleri
On adım atınca ağaçlar
Pranga dükkânları
Ağzı düdüklü adamlar
Bir atmaca geçiyor başımdan
Önüm arkam boy boy tazılarım
Bir av sahnesinde bakışlarım
Dikkatle bakıyor gibi
Boyun hareketlerine bir güvercinin
Kapı açık
Ev ve ben
Baştan beri
İç içe kendi kendine
Konuşmaktan bıkmışız tükenmişiz
Ötede Hızır
Av sahneleri
Kalabalıklar şehirler
Mavera Dergisi 122 / Ocak 1987, s. 2-3
“Cahit ZARİFOĞLU
İZDİHAM