Arzu Özdemir’in Dil Sürçmesi Çıktı
Dil Sürçmesi, küçük öykülerin büyük şeyler söylediği bir kitap. Sözü uzatmadan, anlamı derinleştirerek yazılmış yetmişten fazla kısa öykülerden oluşuyor. Okuyunca omuzlarınıza çökecek yorgunluğu çok kısa […]
Dil Sürçmesi, küçük öykülerin büyük şeyler söylediği bir kitap. Sözü uzatmadan, anlamı derinleştirerek yazılmış yetmişten fazla kısa öykülerden oluşuyor. Okuyunca omuzlarınıza çökecek yorgunluğu çok kısa […]
ŞAİR’İN PORTRESİ Orta boylu, zayıf, kumral saçları daIgalı, geniş alınlı, iri kahverengi gözlü, uzun ve derin kirpikli, kar beyazı dişleri olan oval yüzlü bir adam…Yüz […]
Yaşlı fotoğrafları… Bir süredir karşı koyulmaz biçimde dede-nine fotoğraflarına kaptırmış durumdayım. Nerede karşıma çıksalar, hipnotize olmuş halde, bakakalıyorum. Dede fotoğrafları güzel, nine fotoğrafları daha da […]
Sisli bir kasım akşamı saat sekizde kentin büründüğü o sessizliğe girmek, genleşen beton kaldırıma basmak, üzeri et kaplı çatlakları adımlamak ve elleri cepte sessizliklerin arasından […]
1.Dostoyevski Gogol’ün Palto adlı hikâyesine atıfta bulunarak “Hepimiz Gogol’ün paltosundan çıktık.” der ve Rus edebiyatında gerçekçilik akımının başlangıcı olarak Gogol’ü gösterir. Gerçekten de Gogol, Rus […]
Cemal Şakar (Doğum; 1962, Gönen, Balıkesir) Karesi İlkokulu’nu (1973), Atatürk Ortaokulu’nu (1976), Muharrem Hasbi Lisesi’ni (1979), Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’ni bitirdi (1983). […]
“Yeni bir planım var: Deli olmak!”- Dostoyevski Gelmiş geçmiş en büyük yeteneklerden biri olan Dostoyevski’de sanat üretim olayı, temelini “ıstırap”ta kökleştirmiş ve bunun üzerinden bir […]
1. Hayat benim için iki eli cebinde uydurulan bir masaldı. 2. Galiba bizi benzerlerimiz karşısında her gün birkaç defa çıldırmaktan bu hayret kurtarır. 3.Size bu […]
Birkaç dakika sonra, artık bedeni görüntüye kapanmış olan Joachim giyinirken kendisi gök gürültüsünün ortasındaki teşhir direğine bağlandı. Başhekim yeniden süt rengindeki ekrana bakmaya başladı ama […]
Pederi yukarı attım. Önce onu bir sandalyeye koyup yatağı söktüm. Üzeri daha yalanıp temizlenmemiş birkaç dakikalık buzağı gibi oturup durdu o sandalyede, sarsak bir kafa […]
Bu şehri nasıl yapmışlar böyle üstüste, ne gökyüzü koymuşlar, ne günaydın, ne buldularsa getirmişler…” Turgut Uyar Necip Fazıl, İstanbul’un ‘soylu tarihi’nin iki bahtiyarlık ve bir […]
Hayal gücü Çinli bir cellâttan çok daha kötüdür.Korkunun dozunu o ayarlar,bizim onu fazlasıyla tatmamıza ve hissetmemize sebep olur.Gerçek bir felâket aynı noktaya iki defa isabet […]
Tolstoy’un Savaş ve Barış kitabı kuşku yok ki dini bir kitap. Ülkesini çok seven Tolstoy, Napolyon’un Moskova işgalini sahneye yerleştirip insanlığın (iyilik, kötülük, ayrılık, acı, […]
Herhâlde “Divan Şiiri” denildiğinde birçoğumuzun aklına, Hababam Sınıfı filminde Tulum Hayri karakterinin “Teyzesi defterdar olan faytonla damda dolaşır.” sözü gelecektir. 16. yy. şairlerinden Edirneli Hatemî’nin […]
Defolu bir kelebek değilse bile (ah Didem Madak) yaralı bir kelebek gibi çıktığı vesikalık fotoğrafı elime geçtiğinde, babamla ilgili dehşete kapıldığım bir şeyi fark ettim. […]
Circis Kaplan veya bilinen adıyla Bahe Binebil 1928 yılında Mardin’in yakın köylerinden Bine-bil(Süryanice Bülbül) köyünde Vedia ve tren istasyonunda hamallık yapan Hanna çiftinin dördüncü çocuğu […]
Aşağıdaki kapının hafifçe vurulduğunu duydu. Şef, yerine tam oturmayan kapıyı her zaman bir kibrit kutusunu ezer gibi açar, basamakları ayaklarını güm güm yere vurarak tırmanırdı. […]
Bu duyguyu hiç bilmiyorum, ne seviyorum, ne de değer veriyorum. Oysa insanlar sanki her şeyi önceden biliyormuş gibi bir tavırla kedere özel bir yer ayırmayı […]
19. yüzyıl, Batılı seyyahların genelde Doğu ülkelerine ve özellikle de Ortadoğu’ya seyyahların akın ettiği bir dönemdir. Bu nedenle, Avrupalı seyyahların Kudüs ile ilgili birçok seyahat notları […]
Eskimiş yatağının gıcırtısı zaten uyutmuyordu. Alarm çalmasa bile bu işkenceye direnmek sırtının ağrısını daha da çekilmez hâle getirecekti.. Bilincin yavaş yavaş yerine gelirken yatağın belini […]
“O sabah, Marcovaldo’yu sessizlik uyandırdı. Havada tuhaf bir şey olduğu duygusuyla yataktan kalktı. Saatin kaç olduğunu anlayamıyordu, panjurların çubukları arasındaki ışık, günün, gecenin bütün saatlerindeki […]
hiçbir cazibesi yok bir vedanın artık. daha kötüsüyse kavuşmalar da yitirdi cazibesini aynı ölçüde. artık âşık olacak kadar yokum. yalnızca nefes almaya ve aldığım nefesleri […]
Afrika’nın balta girmemiş ormanlarına bile siyah gazlı içecek satıp, yanına şeker ilaçlarını da pazarlayanlara göre bizler televizyon karşısında sadece tüketen yaratıklarız. 140 karaktere sığdırılacak duygularımız […]
Kendiyle yüzleşmeyi kim göze alabilir? Elbette sadece değişimi umabilen! Hiçbir şey değişmeyecekse kişi kendisiyle niçin yüzleşsin? Niçin yüzleşmenin o ağır yükünü taşısın? Gerçekliği belleğinde niçin […]
Zaman dolabı hızla dönüyor, tıpkı Yunus’un su taşıyan dolabı gibi: Benim adım dertli dolap Suyum akar yalap yalap Böyle emreylemiş Çalap Derdim vardır inilerim …….. […]
Yazdığımız akrostiş şiiri sevdiğimiz kıza verdik okusun diye. Kız şiiri ve bizi beğendi. Evlendik, çoluk çocuğa karıştık, mutlu olduk. Ya da oralı bile olmadı. Başka […]
Meşhur yazarla, başka meşhurlar arasında fark? Otomobil yarışçısı? Pop şarkıcıları? Meşhur müptelalığımızı ifade tarzımız, kim olursa olsun, aynı. Peşlerinden gitmeye başladık mı, meşhurluklarının kurbanlığında rollerine […]
Yemekten sonra sıcak, parlak ışıklarla aydınlatılmış yemek salonundan çıkıp geminin güvertesine geldiler; tırabzanların yanında durdular. Kadın gözlerini kapadı, avucunu yanağına bastırdı ve güldü. Bu çekici […]
Sevgili Andromeda, Bu mektubu bundan 10, 20 hatta bilemedin 30 sene sonra bile okuduğumda (başkasına okutacak kadar yaşlanmış olacağımı dile getiremiyorum) seni en ince ayrıntısıyla […]
Otelde kalan sadece iki Amerikalı vardı. Odalarına gelip giderken merdivenlerde karşılaştıkları insanların hiçbirini tanımıyorlardı. Odaları ikinci katta, denize bakıyordu. Aynı zamanda parkı ve savaş anıtını […]
Bu kadar düz bir adamın kendini öldürdüğüne inanamıyorum. Herkes intihar edebilir. Bir sarhoş, bir deli, sıkılmış bir adam, mutsuz bir kız, hayatta her şeyi denemiş […]
Aziz Mahmut Hüdai (Hz).: “Günler geçip gitmekteler Kuşlar gibi uçmaktalar.” diyor. O dönem için ne kadar veciz, ne kadar sade, ne kadar derin, ne kadar Türkçe […]
Ne olup bittiğinin farkında olanlar için daha da berbattı. Farkında olmayanlara gelince, hayatın berbat olup olmadığının ne önemi var onlar için? Farkında olmak, ızdırab […]
Giriş Biz Batılılara, akıl sezgiden daha üstün gelir. Aklı duygulara tercih ederiz. Bilim parlamakta, din sönmektedir. Descartes’i takip ediyor, Pascal’ı bırakıyoruz. Öyle ki, önce zekâmızı […]
Hayır kaptan oradan değil, soldan değil, sağdan, dalgakıranın diğer tarafından gidelim lütfen. Kır dümeni! Denizi görelim, uçsuz bucaksız denizi. Ne bir ada, ne bir gemi, […]
1- Hani en yakın kimselere kuşkuyla bakıp da karşılarına çıkan ilk yabancıya kendilerini teslim eden kimseler vardır, onlardandı Madam Vauquer. Köklerini insan yüreğinde kolayca gösterebileceğimiz bu […]
Nuh tufanında gemiye binmeden son anda pişmanlık yaşayan ve gerçeği son anda fark etmiş gibiyim, yüreğimin aynasından bakıyorum kendime. İçim kırık dökük ve cam kırığını […]
Sizin az sonra dinleyeceğiniz soğuk ve ağırbaşlı şiiri, hiç heyecana kapılmadan, haykırarak okumayı düşünüyorum. Size gelince, içeriğine dikkat edin, ve karışık imgeleminizde, bir yüzkarası […]
Ah! Vücudum acıdan titriyor. Bu acımasız, zalim iki ayaklı hayvana verdiğim bütün hizmetlerin karşılığı bu işte. Bugün son günüm, bu da benim son tesellim! Sıkıntı, […]
Türk Edebiyatı’nda minimal öykü, çok kısa öykü, öykücük, kısa kısa öykü, kıpkısa öykü, sımsıkı öykü, kısa kurmaca, minik öykü, mini öykü, küçük öykü, ani öykü, […]