Merve Akbaş, Öğrenci Evlerinde Yazar Dostlar
Ev arkadaşı olmak zor ama bir o kadar da keyiflidir. Çünkü çoğu dostluğun temeli bu evlerde atılır. Ev arkadaşı olan yazarlarda da durum farklı değil. […]
Ev arkadaşı olmak zor ama bir o kadar da keyiflidir. Çünkü çoğu dostluğun temeli bu evlerde atılır. Ev arkadaşı olan yazarlarda da durum farklı değil. […]
Bir işi vaktinden önce yapmanın rahatlığıyla günü sonlandırıyorum. Akşam, yorgunluğumu alırken, beni geceye hazırlayan motivasyonu da sağlıyor. Gün şahane bir şekilde rengarenk batıyor. Önce turuncu […]
Ebedi Dönüş düşüncesinde gizemli bir yan vardır ve Nietzsche öteki düşünürleri sık sık şaşırtmıştır bu düşüncesiyle; düşünün bir kere, her şey tıpkı ilk yaşandığı biçimiyle […]
Sizinle bazı soruları -kafamın içinde vızıldayıp duran sinekleri- paylaşmak isterim. Adaletin doğru tarafı mı yukarıda duruyor? Yoksa dünya adaleti baş aşağı bir konumda donup kalmış durumda […]
Biz geldik İmam Ali hikayesine ki kuyu içinde devlerle cenk eder ve her ne kadar kırar ise devler de artar. Hazreti Ali gayet mahzun oldu […]
Fugu, Japonya’nın Büyük Okyanus kıyılarının açıklarında yakalanan bir balıktır. Bu balığın, annem fugu yemekten öldüğünden beri benim için özel bir anlamı vardır. Zehir, balığın cinsiyet […]
Ali Şir Nevâî 9 Şubat 1441 tarihinde Herat şehrinde doğdu. Nevâî, mahlasıdır. Babası Gıyâseddin Kiçkine bir Uygur Türk’ü olarak Timur ailesinden Ebulkasım Babür’ün saray görevlisi […]
Olumsuzlama kavramsal olarak turnaların şehri terk ettiği yıl olan ve yani yaprakların sararmayı terk ettiği yıl olan ve yani gidenin gelmez olduğu yıl olan ve […]
Kendimi kandıracağım yeri sana sormayacağım tabi ki Meryem! Bak beni ünlemlere bırakıyorsun hiç utanmıyor musun şu yaptığından? Neden susuyorsun bir kerede nedenini çokça anlat bıktım […]
“İzdiham, 31. Sayısında kapağı okuyucuları istediği şekilde tamamlasınlar diye manşeti siz atın dedi.” İzdiham Dergisi’nin 31 sayısı müthiş bir içerikle okuyucusunun karşısına çıkıyor. Edebiyat dünyasında […]
Paraguay’lı büyük yazar Augusto Roa Bastos’un romanı Yo el Supremo (Ben, En Üstün) diktatörler üzerine yazılmış belki de en iyi romandır. Paraguay’lı büyük yazar Augusto […]
Büyük mimarî yapıtlar ortaya koyma hırsına kuşkuyla yaklaşmak için pek çok neden var. Binalara bakınca insan onları inşa edenlerin ne büyük çabalar harcadığını, ne fedakârlıklar […]
Fazlıpaşa yokuşunda akşam olurken, tatlı bir meyille denize uzanan kırmızı damların üzeri kararır, koyulaşan denizin ta kenarındaki küçük minare, gölgeler içinden garip bir tarzda uzanır, […]
Gregor Samsa bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında, kendini yatağında dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu. Zırh gibi sertleşmiş sırtının üstünde yatmaktaydı ve başını biraz kaldırdığında […]
Bilim dünyası insan beynini farklı bir biçimde etkileyen on romanı belirledi. Edebiyatın‘iyileştirici’ niteliğinden yola çıkan bir grup bilim insanı, nitelikli romanların insan beynini geliştirip […]
Ayın onu, akşam geç vakitte bir kızla gençten bir adam buradaki misafirhanede bir oda tuttular, anlaşılan o ki Mürzzuschlag’dan geliyorlardı. Bu ikisi, geldikten hemen sonra, […]
Cami avlusundaki çeşmeye ağzını dayayıp kana kana su içti. Hava sıcaktı. Çok sıcak. Vanayı bütün gücüyle sıktı ama kapatamadı, ip gibi ince bir su akmakta […]
Felsefe tarihinde hürriyet meselesi üzerinde düşünen ve bu konuda fikir beyan eden her düşünür gibi Nurettin Topçu’da kendi felsefesi bağlamında hürriyet anlayışını ortaya koymuştur. Topçu’nun […]
Sabahın bu saatinde huzursuz eden, uykuları kaçıran, bulanıklaşıp berraklaşan şeyin Suç ve Ceza’nın kendisi olduğunu iyiden iyiye hissettiğimde geriye onu nasıl tarif edeceğime dair hararetli […]
Genç çift yağan karın altında parkın ortasındaki havuzun kenarında bu mükemmel havanın keyfini çıkarıyor gibiydi.2040 yılının şubat ayıydı. Her yer bembeyazdı. Kar yağışının etkisiyle yumuşayan […]
Bir sandalda gidiyordum, deniz fırtınalıydı ve yiyeceğim,suyum tükenmişti, belki henüz son nefesime sıra gelmediği için bir parça umudum kalmıştı. Artık yaşamak istemiyordum ama ölmeye de hazır […]
‘’Bütün ormanların hep yeşil kaldığı günlerde (…) büyücülüğü yalnızca Ona ülkesinin kadınları biliyordu. Onların kendi kulübeleri vardı ve erkekler oraya yaklaşmaya cesaret edemezlerdi. Kızlar, kadınlığa […]
“Nasıl bir insanım?” İçinde yüzdüğü bilinçsizlikten onu koparıp alan ses, koyu ve kaygılıydı; ama tanıdıktı. Yıllar sonra tekrar duyduğu iç sesinin şaşkınlığıyla gözkapaklarını –metruk bir […]
Bu çeviri 1998 yılında Türkoloji bilimine katkılarından dolayı kendisine Türkiye Cumhuriyeti Liyakat nişanı verilmiş bir Türkçe profesörü olan Geoffrey Lewis Lewis’in, ”Türk Dil Devrimi: Yıkıcı […]
Salacak kıyısında bir kahvedeyim. İnce belli cam bardakta çayımı içip İstanbul’u seyre dalıyorum. Sarayburnu, minare ve kubbeler, asıl İstanbul dediğimiz yer: Suriçi. Bu silüet burada […]
1 Astrahan ilinin kumlara gömülü, kuytu, küçük bir şehrinde yaşayan yirmi yaşındaki Mariya Narışkina, güçlü adaleleri, sağlam basan ayaklarıyla delikanlıyı andıran, genç ve sağlıklı bir […]
Giriş Çöl Oyunu ve Godot oyununda, araf hissi uyandıran bir hızlı girişle karşılaşırız. Hayalle gerçeğin karıştığı, terk edilmiş mekân imgesiyle karşı karşıyayızdır. Özellikle, girişsiz ve sonuçsuz […]
1. Estetik özerkliğin Türkçedeki en kısa ifadesini Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Ahmet Haşim şiiri için söylediği “kendi üstüne çöreklenmiş sanat” sözünde bulabiliriz. Ahmet Haşim’in şiirinin eleştirilmesini […]
Birileri hakkında düşünür, konuşur, bir kanaate, bir yargıya ulaşır ve onları ulu orta ifade ederken adaletin terazisini dosdoğru tutuyor muyuz? Başkalarına bakarken hep içimizdeki savcı […]
Derin bir üzüntüyle bakıyordum Cevher’e. Yüzü sakin değildi, sanki kaybolmuştu, hala yollardaydı sanki. Ona nasıl yardım edebilirim? Kendisine olanları hala anlamış değildi. Tanrı’ya dua etmeye başladım, onun, öbür dünyada bizim Cevher’i burada sevdiğimiz kadar sevmesini ve kabul etmesini istiyordum. Uzun uzun dua ettim, sözlerimi hatırlayamıyorum ama her şey temiz kalbimden çıkıyordu. Saat altıda, Musa ile yeniden Cevher’in yanma girdik ve gördüğümüz değişikliğe şaşırdık. Önümüzde, muhteşem yüzlü 17 yaşında bir genç vardı, dudaklarında mutlu bir gülümseme oynuyordu, gerçekten de Tann’yı görmüş gibiydi. Çok güzeldi!
Bayan Emily Grierson öldüğünde bütün kasaba cenazesindeydi. Erkekler bu düşmüş anıta hayranlıkla dolu bir saygı duyduklarından, kadınlarsa aynı zamanda bir bahçıvan ve ahçı olan yaşlı […]
Gecikmiş bir tesadüf için Gidiyorum artık, dedi. Ceketimi hafifçe çekip saate baktım. Erken değil mi, dedim? Öyle değil, yokum artık, buraya kadarmış, dedi. Beklemiyordum bunu. […]
Adını bilmiyorum, kimse bilmiyor. Bundan sonra da bilinmeyecek. Kendisi çok yakın arkadaşımdır. Halep’te envai çeşit kurşunla delik deşik edilmiş bir binanın duvarına yaslanmıştı. Bir elini […]
Teknoloji çağı. Herkesle istediğimiz an iletişim kuruyoruz. Bir tıkla istediğim kişiye ulaşıyorum. Ulaştığımı sanıyorum. Öyle olmayabilir de. Mesela gece rahatsızlansam kimi ararım, komşumun kapısını saat […]
Bir süre sonra, bir eli tutmakla, bir ruhu zincirlemek arasındaki ince farkı öğrenirsin, Ve aşkın yaşlanmak, birlikte olmanın da güvende olmak anlamına gelmediğini öğrenirsin. Ve […]
2014 yılı Gana için hiç iyi geçmedi. Daha birkaç sene öncesine kadar Afrika’nın gelişimi için bir model teşkil eden bu ülkede, başını alıp giden enflasyon […]
1. Yüz yıl kadar önce herkesin çok kötü bir insan olarak tanıdığı Jeremy Bentham adında bir filozof yaşadı. Daha çocukken adını ilk duyduğum anı bugüne […]
Afedersiniz! İzin verirseniz yüksek müsadenizle yani sizin için bi mahsuru yoksa, rahatsızlık vermeyeceksem birkaç damla göz yaşı dökebilir miyim şuracıkta? Yük olmam azıcık yer kaplarım, […]
İsrail’in, Beytü’l-Makdis’te üç Filistinliyi şehit edişinin akabinde, yolum birkaç edebiyatçıyla kesişti. Olay çok taze olduğundan, konuşurken söz hemen Kudüs’e dayandı ve onlardan biri “Hani Mahmud […]
Doğan Hızlan mı daha genç, Orhan Pamuk mu? TIKLASANA. İsmet Özel, toprağın kokusuna selam ediyor. TIKLASANA. Necip Fazıl uzun uzun anlatmıyor. […]