Kategori: Edebiyat

Esra Köse, Bir Cümle Bir Yemek

Bir işi vaktinden önce yapmanın rahatlığıyla günü sonlandırıyorum. Akşam, yorgunluğumu alırken, beni geceye hazırlayan motivasyonu da sağlıyor. Gün şahane bir şekilde rengarenk batıyor. Önce turuncu […]

15 Ekim 2017

Kazuo Ishiguro, Bir Aile Yemeği

Fugu, Japonya’nın Büyük Okyanus kıyılarının açıklarında yakalanan bir balıktır. Bu balığın, annem fugu yemekten öldüğünden beri benim için özel bir anlamı vardır. Zehir, balığın cinsiyet […]

9 Ekim 2017

İzdiham’ın 31. sayısı çıktı

“İzdiham, 31. Sayısında kapağı okuyucuları istediği şekilde tamamlasınlar diye manşeti siz atın dedi.” İzdiham Dergisi’nin 31 sayısı müthiş bir içerikle okuyucusunun karşısına çıkıyor. Edebiyat dünyasında […]

1 Ekim 2017

İnsan Beynini Etkileyen 10 Roman

Bilim dünyası insan beynini farklı bir biçimde etkileyen on romanı belirledi.   Edebiyatın‘iyileştirici’ niteliğinden yola çıkan bir grup bilim insanı, nitelikli romanların insan beynini geliştirip […]

24 Eylül 2017

Cemil Kavukçu, Erik Zamanı

Cami avlusundaki çeşmeye ağzını dayayıp kana kana su içti. Hava sıcaktı. Çok sıcak. Vanayı bütün gücüyle sıktı ama kapatamadı, ip gibi ince bir su akmakta […]

22 Eylül 2017

Suç ve Ceza Hakkında İnceleme

 Sabahın bu saatinde huzursuz eden, uykuları kaçıran, bulanıklaşıp berraklaşan şeyin Suç ve Ceza’nın kendisi olduğunu iyiden iyiye hissettiğimde geriye onu nasıl tarif edeceğime dair hararetli […]

12 Eylül 2017

Bedirhan Günel, Bir Kış Gecesi Rüyası

Genç çift yağan karın altında parkın ortasındaki havuzun kenarında bu mükemmel havanın keyfini çıkarıyor gibiydi.2040 yılının şubat ayıydı. Her yer bembeyazdı. Kar yağışının etkisiyle yumuşayan […]

12 Eylül 2017

Joseph Campbell, İlkel Mitoloji

‘’Bütün ormanların hep yeşil kaldığı günlerde (…) büyücülüğü yalnızca Ona ülkesinin kadınları biliyordu. Onların kendi kulübeleri vardı ve erkekler oraya yaklaşmaya cesaret edemezlerdi. Kızlar, kadınlığa […]

5 Eylül 2017

Mehmet Eroğlu, Fay Kırığı

“Nasıl bir insanım?” İçinde yüzdüğü bilinçsizlikten onu koparıp alan ses, koyu ve kaygılıydı; ama tanıdıktı. Yıllar sonra tekrar duyduğu iç sesinin şaşkınlığıyla gözkapaklarını –metruk bir […]

4 Eylül 2017

Türkçe Nasıl Hayır Dersiniz?

Bu çeviri 1998 yılında Türkoloji bilimine katkılarından dolayı kendisine Türkiye Cumhuriyeti Liyakat nişanı verilmiş bir Türkçe profesörü olan Geoffrey Lewis Lewis’in, ”Türk Dil Devrimi: Yıkıcı […]

22 Ağustos 2017

Mustafa Kutlu, İstanbul Biter mi?

Salacak kıyısında bir kahvedeyim. İnce belli cam bardakta çayımı içip İstanbul’u seyre dalıyorum. Sarayburnu, minare ve kubbeler, asıl İstanbul dediğimiz yer: Suriçi. Bu silüet burada […]

21 Ağustos 2017

Andrey Platonov, Dönüş

1 Astrahan ilinin kumlara gömülü, kuytu, küçük bir şehrinde yaşayan yirmi yaşındaki Mariya Narışkina, güçlü adaleleri, sağlam basan ayaklarıyla delikanlıyı andıran, genç ve sağlıklı bir […]

21 Ağustos 2017

Yaman Şener, Gel Yuuf, Godot Gelecek Pozzo

Giriş Çöl Oyunu ve Godot oyununda, araf hissi uyandıran bir hızlı girişle karşılaşırız. Hayalle gerçeğin karıştığı, terk edilmiş mekân imgesiyle karşı karşıyayızdır. Özellikle, girişsiz ve sonuçsuz […]

20 Ağustos 2017

Yalçın Armağan, Kendi Üstüne Çöreklenmiş Sanat

1. Estetik özerkliğin Türkçedeki en kısa ifadesini Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Ahmet Haşim şiiri için söylediği “kendi üstüne çöreklenmiş sanat” sözünde bulabiliriz. Ahmet Haşim’in şiirinin eleştirilmesini […]

18 Ağustos 2017

Alla Dudayeva, Dudayev’in Son Günü

Derin bir üzüntüyle bakıyordum Cevher’e. Yüzü sakin değildi, sanki kaybolmuştu, hala yollardaydı sanki. Ona nasıl yardım edebilirim? Kendisine olanları hala anlamış değildi. Tanrı’ya dua etmeye başladım, onun, öbür dünyada bizim Cevher’i burada sevdiğimiz kadar sevmesini ve kabul etmesini istiyordum. Uzun uzun dua ettim, sözlerimi hatırlayamıyorum ama her şey temiz kalbimden çıkıyordu. Saat altıda, Musa ile yeniden Cevher’in yanma girdik ve gördüğümüz değişikliğe şaşırdık. Önümüzde, muhteşem yüzlü 17 yaşında bir genç vardı, dudaklarında mutlu bir gülümseme oynuyordu, gerçekten de Tann’yı görmüş gibiydi. Çok güzeldi!

16 Ağustos 2017

Muhammed Güleroğlu, Ölüm 1

Adını bilmiyorum, kimse bilmiyor. Bundan sonra da bilinmeyecek. Kendisi çok yakın arkadaşımdır. Halep’te envai çeşit kurşunla delik deşik edilmiş bir binanın duvarına yaslanmıştı. Bir elini […]

11 Ağustos 2017

Esra Köse, Telefonu Meşgule Atmak Yasaklansın

Teknoloji çağı. Herkesle istediğimiz an iletişim kuruyoruz. Bir tıkla istediğim kişiye ulaşıyorum. Ulaştığımı sanıyorum. Öyle olmayabilir de. Mesela gece rahatsızlansam kimi ararım, komşumun kapısını saat […]

11 Ağustos 2017

Veronica Shoffstall, Bir Süre Sonra

Bir süre sonra, bir eli tutmakla, bir ruhu zincirlemek arasındaki ince farkı öğrenirsin, Ve aşkın yaşlanmak, birlikte olmanın da güvende olmak anlamına gelmediğini öğrenirsin. Ve […]

8 Ağustos 2017

Emre Karacaoğlu, Gana Yazıları

2014 yılı Gana için hiç iyi geçmedi. Daha birkaç sene öncesine kadar Afrika’nın gelişimi için bir model teşkil eden bu ülkede, başını alıp giden enflasyon […]

29 Temmuz 2017

Muhammed Güleroğlu, Çünkü

Afedersiniz! İzin verirseniz yüksek müsadenizle yani sizin için bi mahsuru yoksa, rahatsızlık vermeyeceksem birkaç damla göz yaşı dökebilir miyim şuracıkta? Yük olmam azıcık yer kaplarım, […]

28 Temmuz 2017

Kudüs’e Sanatla Bakmak

İsrail’in, Beytü’l-Makdis’te üç Filistinliyi şehit edişinin akabinde, yolum birkaç edebiyatçıyla kesişti. Olay çok taze olduğundan, konuşurken söz hemen Kudüs’e dayandı ve onlardan biri “Hani Mahmud […]

28 Temmuz 2017