Yerlere Sığsam Burada Olmazdım
Üzerime grip geçirip çıktım sokaklarına şehrin. Her gelen otobüs trans geçti aldırmadım. Bir konserve kavanozu gibiydi dünya. Sıkıştıkça havası azalan. Elimi havaya kaldırdım. Bir taksi […]
Üzerime grip geçirip çıktım sokaklarına şehrin. Her gelen otobüs trans geçti aldırmadım. Bir konserve kavanozu gibiydi dünya. Sıkıştıkça havası azalan. Elimi havaya kaldırdım. Bir taksi […]
Bizim orta mektep seneleri. Randevulu kavga, sustalı bıçak, Ferdi, Neşe, Sezen yılları. Küçük şehrimizde, bir sürü Mustafa Kutlu, Hasan Ali Toptaş hikayesi geçiyor. Gençlik, hatta […]
Girizgâh Kadının anneye dönüştüğü noktada birçok şeyin değiştiğini biliyoruz. İnsanoluştan veya kadınoluştan farklı olarak orada bir “anneoluş” durumu vardır artık. Kadın, anne olduktan sonra artık […]
Şiiri bir ‘eylem’ olarak görür Konuk, insan eylemliliğinin bir hâli olarak. İnsanın ‘daha insan’ olması için bu yönde bir hareket. “Tehlikeli belkinin filozofuyum” diyen Nietzsche’ydi. […]
Rozemburg Atlas Okyanusu uzantısında Kuzey Denizine kıyısı olan Hollanda’nın batısında, Rotterdam’a 20 km mesafede yemyeşil, sakin bir tatil kentidir. İngiltere’ye günlük feribot seferleri yapılacak kadar […]
Güzel Abim, Şu sıralar senin bir kitabını bulabilmek için çırpınıyorum. Seni ve şiirlerini kitapçılarda ve kütüphanelerde aradım. “Öyle bir yazar yok.” Diyen kitapçı görevlisine de […]
Hapishanenin demir kapısı zifiri karanlığa açılıyor. İhtiyar Büyük Engizisyoncu, elinde meşale ile içeri giriyor, kapı ardından hemen kapanıyor. Yalnızdır. Eşikte durarak bir iki dakika mahpusun […]
Modern etikle, moderniteyi, bilhassa moderniteyi nitelendiren, modern dünyada yaşayan tekil bireylerin ve toplumların kendi ethoslarından bağımsız olarak paylaşmaları gereken etik türünü kastediyorum. Modern dünyada erkekler […]
Yersiz Yurtsuz, büyük ölçüde yitik ya da unutulmuş bir dünyanın çetelesi. Bundan birkaç yıl önce, hekimlerin koyduğu tanıya bakılırsa ölümcül olan hastalığımı öğrendiğimde, doğduğum, çocukluk […]
Eski taşra şehirleri viran ormanlıklarla bitişiktir. İnsanlar tabiatın içinden çıktıkları gibi yaşamaya gelirler buralara. İşte keskin gözleri ve insanın içini burkacak denli bitap yüzüyle […]
Kaç zamandır kimsenin ayırdına varamadığı bir bıkkınlık içindeyim. Elini güneşe siper etmiş tütün satan adamların mesaisine yalvarması gibi güne bitsin diye dilekçe yazıyorum. Bildiğinizi tahmin […]
5 Mayıs 1954 Bismil Leyla, Zalim Leyla! Bu, benimki dördüncü. Oysa ki senden bir tek mektup aldım. O belalı ve korkunç ilk mektubun, yani 4-1, […]
Yaşımı aldım mı yaşım mı beni esir aldı, zamanın tutsağı mı oldum, genişçe bir bahçeye kondum diye söz gelimi bir park hapis olduğumu mu anlamadım, […]
Delilik, insanlığın tarihiyle başlar. Bir son gelişme haberi olmadığı takdirde ebediyen devam edecektir. Peki ne anlıyoruz bu kavramdan? Hastalığı tanımak -bir isim koymak, teşhis-, onun […]
Pesimist bir haleti ruhiyenin cenderesinde gece yarısından sonra yatağımdan kalkıp bir umuda tutunarak gittim lavaboya. Umut holde bile rahat bırakmadı peşimi. ‘Rahat bırak beni!’ dedim, […]
Satıcı, “Kadınları bilirsin,” diye dertleşti genç adamla, “küçük kedileri pek severler… Yardıma muhtaç şeylere bayılır onlar. Ama erkeklere geldi mi iş değişir, erkeğin zalim olanını […]
Aylardan ocak. Kar yağmaya gece başlamıştı ve belli ki hiç ara vermeden yağmış. Bu kar içimize de yağıyor durmadan biliyorsun. Evimin önündeki merdivenlerden dış kapıya […]
“Kemandan mı? Ben aslında Kral Davud’u düşünmüştüm.” “Nasıl? Kral Davud’u mu düşünmüştünüz? Onun bununla ne ilgisi var?” “O da müzisyendi. Çok gençken Kral Saul’a müzik […]
Böyle sevmektir bir umudu, ayağa kaldırmak ve ben seni umudun alnından öpüyorum. Sakın üzülme, yakışmıyor sana bu hal. Öpüyorum seni, ayaklarını basar basmaz kuşların sesinden. […]
1998 yılında ilk öykü kitabı olan Küller ve Uçurumlar yayınlandıktan sonra 2005 yılında da Otuz Üçüncü Peron, 2014 yılında da Ansızın Hayat isimli öykü kitaplarınız […]
Çişim geldi. O haberi alır almaz. Hızlı hareket etmeliydim. Öyle olur çünkü, hızlı hareket etmek gerekir. Oturduğum yerden kalkmalı ve sanıyorum önce hastaneye gitmeliydim. Ama […]
Teferrüc kelimesi, dilimize Arapça’dan misafir edilmiş ve bununla da yetinmeyip birçok yere de isim olmuş bir kelime olarak lügatlerimizde yerini almaktadır. Kelimenin kökenine bakıldığında “fecr” […]
“Ağlamadan/ Dillerim dolaşmadan/Yumruğum çözülmeden gecenin karşısında/ Şafaktan utanmayıp/ Utandırmadan aşkı/ Üzerime yüreğimden başka muska takmadan konuşmak istiyorum. “ Kitabın yırtılmış sayfalarına cümlelerimle yaptığım yamaları yazıyorum […]
Sahiden de diğerlerinden çok farkı olmayan bir günde, Dostoyevski ve Rodion Romanovich Raskolnikov sokakta karşılaşırlar. R.R.R.: Merhabalar efendim, bugün kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Dosto: Bugünün […]
Babam hep sürgün olurdu, doğal olarak biz de. Sürgün deyip geçmemek lazım, kısa aralıklarla sürünmek gibi bir şey. Sonra alışıyorsun işte, çok alışıyorsun. Ve hep alışıyorsun. […]
Dünyasal güç elde etmenin yolunun şeytanla anlaşmaktan geçtiğini zaten herkes biliyor. Faust’u özel kılan onun yaşamın ve evrenin sırlarını çözmeye çalışırken, bir düşün insanı olarak […]
Saraybosna’da yılbaşı gecesinde açık havada Dino Merlin’in konseri vardı. Ondan önce aynı sahnede Jehan Yehan adında Saraybosna kökenli, Londra’da mukim genç ve yetenekli bir müzisyen […]
Neneme, 2008’de abim beraber girdiğimiz bir kavgada bıçaklanarak öldü. Abimle ilk defa o kavgaya girerken samimi olmuştuk. Yeni bulduğu insanı kaybetmenin hayal kırıklığını yaşadım aileden […]
Melek Rada, Kosovalı bir arkadaşımız. Türk. Zalim Sırplar, Balkanlarda Türk avına çıktıklarında 7 yaşında bir kız çocuğu. Oradaydım! Bombalar patlarken oradaydım! İnsanlar ölürken oradaydım! Kosova’da […]
Kalbim, sürekli çalışıyorsun biliyorum, çalış. Ben uyurken dinlenebilirsin aslında sen de bi kaç saat durabilirsin istersen, çalış. Kalbim irademde olsaydı eğer çalış. Yani çalış deyince […]
Allah ne güzel. 657’ye tabi bir memur olmasaydım da tiyatro oyuncusu olsaydım ne olurdu? Dram oynasaydım. Annemden öğrendim; güzel ağlasaydım. Şiir söyleseydim giderken topuk […]
*birden kaldırımlardan taşan kalabalıkta onun da olabileceği aklıma geldi. İçimdeki sıkıntı eridi *sedire oturup radyoyu açtım. Piyano dinlemek istiyordum ama yoktu.sanki bütün dünya konuşuyor, dans […]
*iki masalı vardı. biri kendi masalı idi. onu kimse bilmezdi. öteki dedenin anlattığı masaldı. sonra hiçbir masal kalmamıştı. *yabancı daima yabancıdır. istediğin gibi onu […]
“Güzelliğe lanet olsun dedim. Çünkü güzellikler kalpsizdir ve insanın acısıyla ilgilenmez.” “Ona bağlı bulunan en anlamsız olaylar bile şu anda berrak bir yaz denizindeki renk […]
Aşka Dair Aşk sizi çağırdığı zaman, onu izleyin. Yolları zorlu ve dik olsa da . Kanatları size sardığı zaman, ona teslim olun. Tüyleri arasına gizlenmiş […]
Yayın dünyamızın kalesi olan Cağaloğlu’ndaki Çatalçeşme sokağının sembol kitapçısı Kitabevi kapandı. Mekan, 15 yıldır akademisyen, yazar, öğrenci ve çevre esnafın uğrak yeriydi. Gerekli yerlerden yeterli […]
Öü Canlar bir alçağın hikâyesi, demiş ve Çiçikov’un büyük projesinin belli başlı safhalarını yazmıştık. Birinci kitabın sonlarına doğru, okuyucularını çetin bir soruyla sarsıyor Gogol: “Bende […]
Şükrü Erbaş / Kar Yağışı Yalnızlığın sesinden bir resim yaptım Kararan kalabalıklardan süzdüm ışığını. Akşamüstleriyle boyadım vazgeçen ağzını Parmaklarını uzattım gece suları gibi ıssız Salkımsöğütlerden […]
Bu söyleşi, Berger’ın “Kral” adlı kitabının Türkiye’de yayımlanmasının ardından Serhan Yedig tarafından yapılmış ve daha önce yayımlanmamıştır. John Berger, sokakta yaşayanlar ve artan yoksulluğa […]
Suna, instagramdaki “Sunum Gelinleri”nden herhangi biriydi. Sabahın erken saatlerinde kalkar, yayınlayacağı her fotoğraf için dakikalarca uğraşır; evine gelecek misafirlerine türlü uğraşlar vererek binbir çeşit yemek […]