Sema Enci, Sevgilim Perde
benim bu dermanımı kesik yapan hangi makas hangi yol ayrımı halkayı koparan hoşça kalın desem bir kapı gıcırtısı basamak tedirginliği bu bilirim bu bilmeyi pay […]
benim bu dermanımı kesik yapan hangi makas hangi yol ayrımı halkayı koparan hoşça kalın desem bir kapı gıcırtısı basamak tedirginliği bu bilirim bu bilmeyi pay […]
bu arsa iyi sonra bu bahçe bu sokak bu ben duygusu her yerde içinize akan her şeyden sorumlu olma bilinci kapılar yaylı bırakınca kapanıyor günler […]
Bir bahar var yanı başımızda duran, kışın sonrasında belki gelir belki gelmez O ağzı bozuk ve gecikmişliği ile kış hani Taraf olunan ve kar topu […]
1. Saçlarını kimler için bölük bölük yapmışsın Saçlarını ruhumun evliyalarınca örülen Tarif edilmez güllerin yankısı gözlerin Gözlerin kaç kişinin gözlerinde gezinir Sen kaç köşeli yıldızsın […]
yaşlanmak hatıra denizinde boğulmaktır üzerine alma sen zaten ne zaman senin için konuşsam senden kendime doğru bir kuruma nöbeti ikimiz de geciktik kalktı bütün vapurlar […]
Köylüleri niçin öldürmeliyiz? Çünkü onlar ağır kanlı adamlardır Değişen bir dünyaya karşı Kerpiç duvarlar gibi katı Çakır dikenleri gibi susuz Kayıtsızca direnerek yaşarlar. Aptal, kaba […]
Ailem beni evlendirip dünyanın öbür ucuna gönderdi Çok uzaklara, Wu-sun hükümdarının yaban ellerine. Çadır benim evim, keçe benim duvarlarım Et yiyorum, kımız içiyorum. İçimde bitmeyen […]
Bilirim ne yapsam hata, Yanlış attığım her adım; Ellerim elma dalında; Âdem’le Havva ecdâdım. Belli ne birdir ne iki; Günahım başımdan aşkın. Yarab sen de […]
Ağaç duruyor. Yol da, ot da. Duran bir şey var bende, ağaç gibi. Onu ayaklandırıp, oradan oraya gitmem zor. Bende bir ağaç duruyor, bir ot […]
bir ellerin var demişti, anamın beslediğinden kırk kat daha şevkatle besledi beni. demişti ki bana, seni sevmenin bi tadı var. tatlı mı, tuzlu bilmem. ama […]
Perçemleri dağınık, biraz da elleri kirli. Soluk soluğa kalmış, çocukluğunun peşinde. Kırmızılar boyamış dizlerini. Derin bir sessizlik, biraz da haylaz. Huzur, tüm kara kutuların peşinde. […]
Kayalıklarda dinlenen bir şarkıydık yoksul adamlar bilirdi yüzümüzü gittin niyetsiz bir şafakla söyleştin ıslak pervazlarda gülüşün kaldı yağmurdan önce saçların ateşte kızarmış güllerin vardı Sen […]
Yürek değil be, çarıkmış bu, manda gönünden, teper ha babam teper paralanmaz teper taşlı yolları. Bir vapur geçer Varna önünden, uy Karadeniz`in gümüş telleri, bir […]
mavi gök orda mı bakıyorsun kuşlar hazır sokak lambaları yanık unutulmuş bir kadıköy vapuru hınca hınç insan çok geçmeyecek martılar beyhude turlar atacak kıyılar lağım […]
elimden tut yoksa düşeceğim yoksa bir bir yıldızlar düşecek eğer şairsem beni tanırsan yağmurdan korktuğumu bilirsen gözlerim aklına gelirse elimden tut yoksa düşeceğim yağmur beni […]
bütün fantastik kalplere bekçi diye atanacaktım görevimi anlasaydım ve unutmasaydım nerede büyülendim hiçbir fikrim yok ve kim istedi dünyaya alışmadan burada yaşamam gerektiğini ben bir […]
(izafiyet gereksiz bir kavramdır.) görüntüler bit gibi yerken saçları kelimelerin gümbürtüleri bir hayli dikkat dağıtır lakin üç kelimeyle daha yalın bir şiir yazılabilir yedi,kütüphane ve […]
Eyvâh! Ne yer, ne yâr kaldı, Gönlüm dolu âh ü zâr kaldı. Şimdi buradaydı gitti elden, Gitti ebede gelip ezelden. Ben gittim o hâksâr kaldı, […]
ahmet fırat yaşar’ a 1. Kuzgunun Otobiyografisi -ne- söylemeden -ne söyleyerek- edemeyeceğim mouse altlığı olarak kullandığım kitaplar anlatınca anlaşılabilen sorunlardan bıktım boşuna almam için orta […]
fazla bu aynadaki ruj, ip iriyse kuklalar cani intihar ağzının içinde gizli, fayton akşamında kus titrek masal yuvaları bir de, üşütme gözlerini yaprak yarın bütün […]
Yenilirsem yenilirim, ne çıkar yenilmekten? Seninle çarpışmak kişiliğimi pekiştirir benim. Ayak bileklerime kadar bu deredeyim işte, Yerin yassı taşları tabanımın altında, Alnımda birleşmekte güneşin raylarından […]
Gelin olduğun gün gördüm seni Yüzünde alevden bir pembe Oysa mutluluk sarmıştı çevreni, Bütün dünya bütün aşklar önünde Ve gözlerindeki yakıcı ışık (Artık o şey […]
Ha üç gün önce, ha beş gün sonra. Geldiğin gibi gidişin. Nereye gittiyse anan, baban, Peşinden kardeşin. Bir yaprak dökümüdür dört yandan. Bir dostun, seninle […]
Günümüz Türk şiirinin önde gelen isimlerinden Cafer Turaç ‘Kalbim Sizin Olsun’ şiirinde, Kudüs direnişinin sembolü haline gelen Fevzi El-Junidi isimli 14 yaşındaki Filistinli’yi anlatıyor. Sokaklarında […]
Tükendi ömrümün çoğu gidiyor Cahil ömrüm geldi geçti yel gibi Sevdiğim uzaktan seyir ediyor Beni görüp bakınıyor el gibi Geçti günler, yıllar, ömürse doldu Giden […]
Kabbani 1923’te Şam’da doğdu, 1988’de vefat etti. Ağladım tükeninceye kadar gözyaşlarım Namaz kıldım sönünceye dek kandiller Usanıncaya kadar rüku ettim Muhammed’i sordum sende kaybolan Ey […]
teyzem omurgası kırık bir hayaldi kirli sarı kanepede oturan son günlerinde cevapsız bir soru işaretiydi ilk hamburgerimi getiren peygamber ilk kıskançlığımı pansuman eden hemşire uzun […]
soyu ne kadar da kalabalık şu ölümün kime baksam akrabam, kimden dönsem zifir kerpicine küsmüş yorgun evlerin içinde duvarda unutulmuş bir ceket gibiyim acemi bir […]
Ağlasam sesimi duyar mısınız, Mısralarımda; Dokunabilir misiniz, Gözyaşlarıma, ellerinizle? Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel, Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu Bu derde düşmeden önce. Bir yer var, biliyorum; […]
Dünya kokuşur, boşalır tarihin çöp tenekesi Önce Hitler gelir, bir ölü kadınla sevişmekten Sonra Franko ve Mussolini Korku getiren ayak sesleri Ardından kırılarak açılan o […]
Seyreltilmiş bir hayatı uyuyorsun; delil gibi kultabağısındır hazzın koynunda istahımı kanırtan bu zalim günah dahil donup kalmışızdır –ben dahil ordayız halatozlu zincir bunağı, versin gitsin […]
yazın mavi akşamlarıyla ineceğim patikalara buğdaylarla bezeli ufak otları çiğneyerek: ayaklarımda o tazelik, aklım bir karış havada bırak yıkasın çıplak başımı rüzgar diyerek konuşmayacağım, düşünmeyeceğim […]
Yalpalıyorum Allah’ım Sis bulutları inmiş gibi zihnime Eğrisini doğrusunu hesaplayamadığım ne varsa Gelip zincire vuruyor düşlerimi Düşene tekme tokat dalan bu dünyada Bir bebeğin ilk […]
Basit bir kareli defter de yeterdi Samatya istasyonunu anlatmak için akşamı beklerken beklerken parçalanmış umutları biraz önce yağmur yağmış o istasyon hüzün dağıtırken uzaktan bakanlara […]
I. Sırtımızda kan sesleri Susuzluğumuz bir yana Umudun kokusunu okşuyoruz Ölmekten öte çare bulamayınca korkuya Her anı bir ölüymüş gibi yaşıyoruz Zaman! bizi uzaklara taşıma. […]
Artık gidiyorum, Beni uğurlayan kardeşlerim, Hepinize eğilerek ayrılıyorum. Yalnız sizin son ve nazik sözlerinizi bekliyorum, Uzun zaman komşuluk ettik ama verebildiğimden çok aldım. Şimdi gün […]
O şimdi bendedir her gün her saat, Benimle bölüşür yalnızlığımı. Onunla başlayan bu yeni hayat, Yemekle bitmeyen üzüm salkımı. Allahım,ne güzel şey bu dost yüzü! […]
Garibim,yaslıyım, yok derdime çare bulan, Kalesi elden gitmiş Aquitaine’li beyim ben: Bir tek yıldızım söndü, darmadağın sazımdan Karasevda’nın kara güneşidir akseden. O mezar gecesinden, ey […]
Vakit geldi kunâla dünyayı göreli çok oldu tam kırk yılda seni buldum kunâla bu can tenden geçmeden bu dünyadan göçmeden bir kerecik sevmek çok değil […]