Cesar Pavase, Karanlığa
Ölümcül sessizliğin en yüksek sesi Karanlığa ve diri serinliğe gömülü alandaki bahçe. Gecenin karanlığında devliğini yitiriyor yüzlerinin arasından ışıklar sızan evler. Geçmiş göklerin derinliğinde, yıldızlar […]
Ölümcül sessizliğin en yüksek sesi Karanlığa ve diri serinliğe gömülü alandaki bahçe. Gecenin karanlığında devliğini yitiriyor yüzlerinin arasından ışıklar sızan evler. Geçmiş göklerin derinliğinde, yıldızlar […]
süslenip bir yangına gideriz seninle rüyanın gümüş kapısına… akşamın kadehi kırılır dizlerimizde evler, ağzında bir parça tabutla gelir ve başlar sıkıntı mermerde. süslenip bir yangına […]
Bir insan boyu yukardan geçiyorum toprağı, Dünyanın ışığı arkamda kalıyor hep: Yanlışlar ve doğrularla boyanmış dünyanın. Şeylerin titreyen örtüsü üzerinde Dayanmak ve durmak bilmeyen ‘Düşünce’yim […]
Gelecek ölüm – gözleri gözlerin olacak sabahtan akşama dek, gözünü kırpmadan, sağırcasına, eski bir vicdan acısı gibi saçma bir alışkanlık gibi ardımızdan kovalayan bu ölüm […]
Beliriyorsun… Yaşam ortada Yağmur kokusu ortada Seni yaratıyor yağmur Kapımı çalıyorsun Ağaç Kent yelken açtığın deniz Adımlarınla başlıyor gece Uzaklarda beliriyor yürek Alnına uzanıyor Bir […]
Posta arabalarından söz et bana Kan var bütün kelimelerin altında Ezop’un şu lanetli dilinden söz et Kan var bütün kelimelerin altında Umulmadık bir gün olabilir […]
önce en yakınların delikler açtı gövdende sonra o her odanın her köşesinde bekleyen gecenin hinoğluhin örümceği yumuldu doğan, günün bu kızıl kapılarına ve o parlak […]
Ey Zaman! Ey Zamanın İçindekiler… * “Üzüm yaratılmadan önce biz sarhoştuk” diyen adamlar vardı. “Her arayan bulamaz ama bulanlar ancak arayanlardır” diyen canlar vardı. “Olanlar […]
Beşikler vermişim Nuh’a Salıncaklar, hamaklar Havva Anan dünkü çocuk sayılır Anadoluyum ben Tanıyor musun?Utanırım Utanırım fukaralıktan Ele, güne karşı çıplak… Üşür fidelerim Harmanım kesat. Kardeşliğin, […]
fazla kelime ve fazla fazla hüzün var buralarda pijamalarımız üstümüzde pijamalar. diyorum ki sevgili emniyet kemeri sen bizi tutarken biz sana niye sürekli bi pislikmiş […]
Gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç Ağaçlar bükmesinler n’olursun boyunlarını Neden akşam oluyorum tren kalkınca Kırlangıçlar birdenbire çekip gidince Mendiller sallanınca neden tıkanıyorum Öyle çok acımasız […]
Gelin gülle başlayalım atalara uyarak Baharı koklayarak girelim kelimeler ülkesine Bir anda yükselen bir bülbül sesi -Erken erken karlar ortasında Güneş dönmüş ışık saçan bir […]
Bilin: Halkın ekmeğidir adalet. bakarsınız bol olur bu ekmek, bakarsınız kıt, bakarsınız doyum olmaz tadına, bakarsınız berbat. Azaldı mı ekmek,başlar açlık, bozuldu mu tadı, başlar […]
Hey ahali! Görürdünüz ya beni Yerleri ovup silerken hani Bu rezil kasabada Güneyde Bu köhnemiş cenabet otelde Bakardınız aval aval ve bir teklik atardınız Havanız […]
Bir anahtar verdindi bana Kabaran yüreğimi bilerek. Kullanıp durdum onu gönlümce, Aşkıma kenar süsü diyerek; Aşındırdım dişlerini zamanla. Geriye ben kaldım işte. Yalan olur sevmedim […]
Çizmeleri su alan general , de bana: Kimden gelir bu buyruklar? Laf aramızda: Bugün öğle yemeği yedin mi? Kafanda planlar var mı? Miden boş sadece? […]
Elimde ateşten bir balta Taştan kalplerine vuruyorum Ellerim çok acıyor Efendim Ama asla ağlamıyorum Ki sönmesin baltam Hani, İbrahim gibiyim Parlak ciltli dağlar Yeni bir […]
Sana söyleyecek büyük yalanlarım yok Ey sütten kesilmiş hayat, yüzüme bak! Ya içimde uyuyan aslanı bana doğrult Ya da kendiliğinden olanı bana bırak. Kıskacında yeminler […]
İyi tüfeklerden çıkan İyi kurşunlarla vuracağız seni Sonra da gömeceğiz İyi bir kürekle İyi bir toprağa. Seni kimse satın alamaz, Eve düşen yıldırım da Satın […]
Ne giydiğini yaz bana! Sıcak tutuyor mu? Nasıl uyuduğunu yaz bana! Yatağın yumuşak mı? Nasıl göründüğünü yaz bana! Hep aynı mısın? Neyi özlediğini yaz bana! […]
Ekmeğimi kazandım ve tükettim sizler gibi. Bir doktorum ben, doğrusu: bir doktordum. Saçlarımın renginden mi şeklinden mi burnumun Bir gün evsiz barksız ve aşsız kodular […]
Roller: Elif: Elif Nuray Zeynep: Zeynep Arkan Hırsız: hırsız. Beni kim uydurduysa göze alıyorum yurdumu. Bir kere “ol” denilen rüzgâr iki kere kapıyı çalıp kaçan […]
Ben Bestami, ismimin ortancası, Hastalıklılar korosunun astımlı neyzeni, neye döndüğünü bilememiş Mevlevi. Ben Bestami ismimin ortancası, Çöldeki su değil ama; çölü çölü çöl yapan kumlardan […]
Bir devrimci başkasına atılan tokadı kendi yüzünde hissedendir. Bir çiçeği öldürebilirsiniz ama baharı öldüremezsiniz. Devrimcinin görevi devrim yapmaktır. Gerçekçi olalım, imkansızı isteyelim. Devrimden başka bir […]
Kötülüğe inan, kötüye değil; bardağa inan, asla liköre değil; cesede inan, insana değil ve yalnız kendine, yalnız kendine, yalnız kendine. Çoğuna inan, içinden birine […]
Kimse gelmedi bugün bana sorular sormaya; kimse bir şey istemedi benden bu ikindi. Bir tek mezarlık çiçeği görmedim bütün o neşeli fener alayında. Affet beni, […]
Beliriyorsun Yaşam ortada Yağmur kokusu ortada Seni yaratıyor yağmur Kapımı çalıyorsun Ağaç Kent yelken açtığın deniz Adımlarınla başlıyor gece Uzaklarda beliriyor yürek Alnına uzanıyor Bir […]
sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi dilimizde akşamdan kalma bir küfür salonlar piyasalar sanat sevicileri derdim günüm insan içine çıkarmaktı […]
Şimdi, tam şimdi, Eros’un tatlı ezgiler çıkardığı Bu kahverengi toprağın üstünde Dolanacağız ikimiz, el ele, Eski dostluğumuz hürmetine sabırlıyız, Güzelim sevdamızın böyle bitmesine Yas tutmayacağız. […]
Kafası bozuk ağaçlar gibi Radikal hissediyorum kendimi ailecek Kime ne, çömüp çömüp bayılmalardan Kömüre kızıp mangal seanslarında Darılmalardan veya Kime ne. Çamsakızı çoban armağanı bunca […]
Tahrip gücü yüksek bir baharda Koşturur atlarını ordular. Bilmem hangi zamanın Hangi rüzgarı Hangi denizin karasıydın. Ey somurtkan gecenin Güleryüzlü çocuğu! Sibirya’nın güneşi Afrika’nın karıydın. […]
Kirpiklerimde kapkara bir ölüm Saçlarıma sığınır ucuz karıncalar Şık durmaz boynumda beyaz kravat Işıklı salıncak, yel değirmeni şık durmaz. Şimdi hava, çizmelerde sükûnet Ekmek parası, […]
Sevgilim ben şimdi büyük bir kentte seni düşünmekteyim Elimde uçuk mavi bir kalem cebimde iki paket sigara Hayatımız geçiyor gözlerimin önünden Çıkıp gitmelerimiz, su içmelerimiz, […]
Baba ben Yusuf. Bak, bu bileğimdeki de feleğin çemberi. Baba Kör kuyulara düştüğüm söylenmiş? Nedense anlatılan hikâyelerde hep insanların değil kuyuların körlüğü işlenmiş. Baba inan […]
Güler Zere’ye Ölmeye yakınken insan, azalıyor ihtiyaçlar da kalp atışları gibi Vedalaşmalar ve bir parça huzur, yol üstü lokantalarında çorbayla geçiştirilmiş öğünler Huzur, kışın sığınılmış, […]
“Vedalaşmaların ilmini yaptım ben,” Sürgünlerin uzmanlığını. Bir vapur nasıl kalkar bir limandan. Tren nasıl acı acı öter, öğrendim. Yıllarca mektuplarla yaşadım. Kaçak tütün,yasak yayın […]
”Adı değil gönlü Meryem olana” Almıla’ya Ben de Atsız kadar yalnızım Meryem, Atım da olmadı sana koşacak Bunun suçu ne atlar da ne de bende […]
ne olur kim olduğunu bilsem pia’nın ellerini bir tutsam ölsem böyle uzak uzak seslenmese ben bir şehre geldiğim vakit o başka bir şehre gitmese otelleri […]
Dünyanın ağırlığı aşktır. Yalnızlığın yükü altında, Hoşnutsuzluğun yükü altında, o ağırlık taşıdımız o ağırlık aşktır. Kim öyle değil diyebilir? Düşlerde o ağrılık sürtünür bedene, düşüncelerde […]
Hani kısrak memelerinden ufukları sağardık Esrik dolunaylar öperdi çekik gözlerimizden Gökten firuze yağardı hep yollara düşerdik Böyle kirli değildi maviler Denizler böyle soluksuz… Topla çadırları […]