Ahmet Haşim, Merdiven
Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak…Sular sarardı… yüzün perde perde solmakta,Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta… […]
Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak…Sular sarardı… yüzün perde perde solmakta,Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta… […]
Cevap No. 2 İki serseri var:Birinci serseriköprü altında yatar,sularda yıldızları sayar geceleri..İki serseri var:İkinci serseriatlas yakalı sarhoş sofralarındaBağdatlı bir dilencinin çaldığı sazdır.Fransız emperyalizmininidare meclisinde ayvazdır. […]
Bir Acem bahçesi, bir seccâde, Dolduran havzı ateşten bâde…Ne kadar gamlı bu akşam vakti.. Bakışın benzemiyor mu’tade. Gök yeşil, yer sarı, mercân dallar,Dalmış üstündeki kuşlar yâda;Bize […]
Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden, Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak, Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak… Sular sarardı… yüzün perde perde solmakta, Kızıl havaları […]
Denizlerden Esen bu ince hevâ saçlarınla eğlensin. Bilsen Melâl-i hasret ü gurbetle ufk-i şâma bakan Bu gözlerinle, bu hüznünle sen ne dilbersin! Ne sen, Ne […]
Ahmed Haşim Bey’e, Genç Kalemler tahrir heyeti namuslu gençlerdir; pek az zaman sonra meydana çıkacağı şüphesiz olan âdi bir hile ile kimsenin sukutunu hazırlıyacak derecede […]
İnsanın en asil uzvu hangisidir? diye sorsalar hepimizin vereceği cevap budur: Dimağ! Hâlbuki dimağdan daha yüksek ve hattâ insanı diğer yaratıklardan ayıran ve onu bütün […]
Yaşamı Ahmet Haşim 1885 yılında Bağdat’ta doğdu. Bazı uzmanlar, şairin kendi yaşamını anlattığı bir mektubundan çıkarılan Hicrî 1301 tarihinin Hicrî şemsi değil, Hicrî kameri olması […]
kalbim benim bir ormandı, isimsiz, asude, bir büyük orman; ve gölgelerinde revan olan hafi suların aks-i şevk-i müttaridi dağıtırken sükutu bihude, düşünürdüm ki, hangi gün, […]
Ahmet Haşim’in harika bir şiiri. Piyale’den. Sene 1926! Annemle karanlık geceler ba’zı çıkardık; Boşlukta denizler gibi yokluk ve karanlık Sessiz uzatır tâ ebediyetlere kollar… […]
Yorgun gözümün halkalarında Güller gibi fecr oldu nümayan, Güller gibi… sonsuz, iri güller Güller ki kamıştan daha nalan; Gün doğdu yazık arkalarında! Altın kulelerden yine […]