Bülent Parlak Kendi Sesinden Şiirleri
Bilinmeyen Aranırken – Bülent Parlak ben sadece seni sevmeyi çok iyi bildim uykumu sallandırırken darağacında ve başrolde bir tüfenk sekerek bir yenilgiden diğerine zafer zannedilen […]
Bilinmeyen Aranırken – Bülent Parlak ben sadece seni sevmeyi çok iyi bildim uykumu sallandırırken darağacında ve başrolde bir tüfenk sekerek bir yenilgiden diğerine zafer zannedilen […]
Çocukluğumdan beri İsrail, işgale devam ediyor. Çocukluğumdan beri İsrail öldürmeye devam ediyor. Çocukluğumdan beri İsrail kendine ait olmayan bahçelere zorla girmeye, penceresinde gül yetiştiren kadınlara […]
Not: Dünya burukluk listesini yaparken tamamen taraflı davrandım. İsimleri kendime göre seçtim. Listeyi daha fazla uzatabilirdim. İsteyen listeye istediği ismi ekleyebilir. Ama bütün titiz çalışmalar ancak […]
ben mars’a gitmek istemiyorum uyandırmayın olur mu yürüyen merdivenlere ilk kez binen köylüler tedirgin olmasın ve basamakların tam ortasına basmasınlar diye ellerinden tutacağım heyecan anne […]
“İlahi adaletin sağlanması için içimizden birilerinin haksızlığa uğraması gerekiyordu. El kaldıran ben oldum.” Giriş “Bir hüznü en iyi anlatan şey sessizliktir.” s. 9 “Savunanlar yenilgiyi […]
Öğretmenliğimin ilk yılını Şırnak, İdil, Bozkır köyünde yaptım. Nasıl güzel günlerdi, nasıl her şeye uzak ama nasıl her şeyden samimi. Okula ilk başladığım gün emekliliğime […]
Aslında baban seni öldürmedi Gökhan! Kendini sana yeryüzünde bir ceset gibi hissettiren duygu, babanın intiharından sonra kendine muhkem bir yer bulamayışındı. Çünkü babası erkenden ölmüş […]
insan sevdiğine son kez bakamaz oysa ben deşilen bir yaranın nereye akacağını bilmeden, ellerim ceplerimde, bir gitmek sakladım bir gitmek ki; suriye kadar dağıldım her […]
Rıdvan Dilmen’in posteri, kerpiçten yapılmış evimizin badanalı duvarlarına asılmış ilk posterdi. Asan da bendim. Köyde yaşayanlar poster asmazdı duvarlarına. Duvarlarda sadece büyüklerimizin -varsa- siyah-beyaz fotoğrafları […]
Ara Güler ile röportaj yapmak için yardımcısı Fatih Bey’le önce anlaştık. Fatih Bey de bir fotoğraf sanatçısı. “Ara Güler’in yanında yıllardır çıraklık yapıyorum.” diyor. Tam […]
“Gerçek olan şeyin artık gerçek olmaması için yazıyorum.” demiş Michaux. Şiir de ancak böyle bir sebeple yazılabilir. Bülent Parlak’ın tüm şiir hayatını bu zemine oturtursak […]
En çok kıyameti ertelerdim onu gördüğüm vakit. Onu gördüğüm vakit dünyada yer kalmazdı kimseye. O küçücük şehre bir salgın gibi dağılırdı sessizliğimiz. Özer’in ve benim. […]
Kalbim! Bazen evlerinin önünde oturan kadınlara gelin önerdin sen. Övdüğün yosmalar seni şaşırtmadı da mahcup etti her seferinde. “Son” dedin, “bu son tavsiyem olacak!” Yoksul […]
Sen aklıma düşünce ellerim tutuşuyor ellerim Sen aklıma düşünce yetmişinde ihtiyar Küçük bir sokakla arkadaş, biraz daha yaşasa sanki kıyamet kopacak Sen aklıma düşünce Parmak […]
Onun masası hiç gelmeyecek birilerini bekler gibidir. Beklenenin geldiği görülmemiştir. Gelecek olana, gelse de gelmese de boynuna sarılamayacak kadar yorgun bir masa. Anadolu’nun saf hali […]
Bütün yetimler kendilerinden bekleneni değil beklenmeyeni yaparak meşhur olurlar. Onunki de sanırım böyle bir hikâyeydi. Ve bazı hikâyeleri insan ancak okuyabilir; anlayamaz. Heba olmaya hevesli […]
Kaç zamandır kimsenin ayırdına varamadığı bir bıkkınlık içindeyim. Elini güneşe siper etmiş tütün satan adamların mesaisine yalvarması gibi güne bitsin diye dilekçe yazıyorum. Bildiğinizi tahmin […]
Merhaba Sözlerime küfürle başlamak istiyorum Yani ben Hiroşima’yı duyunca Japon olan ben Tombul ve yüzü kırışmış kadınları görünce üzülen ben Kapı pervazlarından geçerken besmeleyi unutunca […]
Tedbirimi almadan, narkozsuz ameliyata aldığım şu zavallı böcekler aklıma düştükçe hala tüylerim ürperiyor. Kerpiç evlerin ne kedisi, ne bulguru, ne de faresi eksik olur. İşte […]
Hudutları belirsiz, tanımsız bir ahaliyiz artık. Hangi yöne gitse kaybolan, hangi çenginin etrafında toplansa avuçları alkıştan patlayan şaşkın bir ahali. Gözlerimiz hırstan kan çanağı, ellerimiz […]
“Bir aşkta iki ceset olmaz” / Ricakeş Şair Bülent Parlak’ın ikinci şiir kitabı Ricakeş İzdiham Yayınları’ndan çıktı. “Keşke çıkmaz olaydı. İnsana şiir yazdıran ne varsa bende […]
Sorulacak hiçbir sorudan son zamanlarda bu kadar çekindiğimi gerçekten hatırlamıyorum. Bugünlerde İstanbul’da ölmüş birine rastlamayı, onunla şu serin günlerde balkonda otururken sırtına usulca hırka bırakmayı […]
Kadir İnanır beni aradı! Dün, evet dün beni aradı. 76. Vakitlerden dün iken Kadir İnanır beni aradı. Zaten kitabım “Sevgili Huzursuzluğum” çıktı çıkalı hiç kimseyi aramaz oldum. Şairim […]
Şair Çiğdem Sezer’in Darağacı isimli şiirinde “İyileşmez bir aşkla doğmuştur kadın” mısrasını okurken aklıma düştü Süreyya Ayhan. Mutfağın ortasına oturarak gazete okuyanların ilgisini de ancak […]
Not: Yaşamak bir insanın üstüne ancak bu kadar yakışmazdı. Hüseyin’e aslında dünyaya ait hiçbir şey yakışmazdı. Üç gün önce öğrendim. Güzel dostum, arkadaşım, kardeşim Hüseyin, […]
Bundan 9 yıl önce İstanbul Üniversitesi’ne çok yakın bir kahvehanede otuturken başladım şiir yazmaya. O güne kadar okuduğum tek şiir kitabı yoktu. Bunu övünmek için […]
Ne tarihin, ne de falların bahsettiği hayatlara benzemiyordu yaşadıklarım. Al basmasın diye bebekliğimi kırk gün kırk gece eşikten geçirmeyen annem şu imtihanı bir türlü verememiş oğlunu […]
göğsünde mektuplarımı saklayan sevgilimi bilmediniz siz bilmediniz ne zaman ona baksam elimi kestiğimi hep benim kanım döküldü, belli olmadan nerede yaşlandığım boşuna mı bitlendim hazmetmek […]
Kardeşim Kaddafi, su içince bir mebus / kalkar dokunulmazlık! Başın bunca kalabalıkken “şimdi sen de nereden çıktın?” dediğini duyar gibiyim. Ben Bekir oğlu, Emine’den olma, düşmek […]
Sevgili Kızım, Bir ölü bir evden ancak bir kez dışarı çıkar. Sen hiç bilmedin ama ben hangi eve varsam her gün oradan ölü çıktım. Sevgili […]
Babalarını erken yaşta kaybetmiş çocukların gövdeleri ancak bir boşluğa katkı yapar. Annelerini erken yaşta kaybetmiş çocukların gövdeleri ise artık o boşluğun ta kendisi olmuştur. Babamı […]
Her karşılaştığımda, beni hırkasını kemiren deliye çeviren, yanarak yere düşmüş uçakların içinde “en arka koltukta oturuyorum” diye teselli veren, hiç karekökü alınmamış bir asal sayının […]
Müminler kardeştir İşte bu yüzden öldürürler birbirlerini İşte bu yüzden dağların başına resim olan keklikleri Bekleyip bir ağacın gölgesine yatarak Vururlar ve kan hiçbir şeydir […]
Babalarını erken yaşta kaybetmiş çocukların gövdeleri ancak bir boşluğa katkı yapar. Annelerini erken yaşta kaybetmiş çocukların gövdeleri ise boşluğun ta kendisi olmuştur. Babamı kaybettiğim gün, […]
Cebimde hiç param yoktu ve kurtuluşumun ancak otel satın alınca gerçekleşeceğine inanıyordum. Sizin için kurtulmak ne ifade eder bilmiyorum ama benim için kurtulmak; o günlerde […]
Ne zaman çocukluğum aklıma gelse çakıl taneleri gibi yan yana dizilmiş hatıralarımın el sürüldükçe beni titreten en koyu kısmını hatırlarım. Bütün ömrünü “servetim” dediği çocuklarına […]
Elleri vardı, siz bilmezsiniz Ben tek başımaydım, onlar ise yalnızdı Şubattan kalan bir gece yarısıydı sanki bütün caddeler Yine yenik ve gazetesiz ayrılıyorduk bir çağdan […]
Bülent Parlak’ın Dergâh Dergisi’nde Adem Eyüp Yılmaz ile yaptığı röportaj. “Şiir Ayakta Dinlenir” Konuşan: Âdem E. Yılmaz İlk kitabın Sevgili Huzursuzluğum çıktığından itibaren sizinle yapılan […]
Bizi bir köseleden bir mağaza kahramanına çeviren kim varsa fark ettim ki dişlerini kürdanla değil kibrit çöpüyle karıştıranlar. Ustalar kürdan bilmez çünkü. Çünkü şiire düşen […]