Nazım Hikmet, Sen
En güzel günleriminüç mel’un adamı var:Ben sokakta rastlasam bile tanımayım diyeen güzel günlerimin bu üç mel’un adamınıyer yer tırnaklarımla kazıdımhatıralarımın camını..En güzel günleriminüç mel’un adamı […]
En güzel günleriminüç mel’un adamı var:Ben sokakta rastlasam bile tanımayım diyeen güzel günlerimin bu üç mel’un adamınıyer yer tırnaklarımla kazıdımhatıralarımın camını..En güzel günleriminüç mel’un adamı […]
Cevap No. 2 İki serseri var:Birinci serseriköprü altında yatar,sularda yıldızları sayar geceleri..İki serseri var:İkinci serseriatlas yakalı sarhoş sofralarındaBağdatlı bir dilencinin çaldığı sazdır.Fransız emperyalizmininidare meclisinde ayvazdır. […]
“Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet.Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.”Bir Ankara gazetesinde çıktı bunlar, üç sütun üstüne, […]
I Seher vaktı habersizce girdi gara ekspreskar içindeydiben paltomun yakasını kaldırmış perondaydımperonda benden başka da kimseler yoktudurdu önümde yataklı vagonun pencerelerinden biriperdesi aralıktıgenç bir kadın […]
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil, bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte yani yürekte. Meselâ bir barikatta […]
Nazım Hikmet, Doğum Anası bir oğlancık doğurdu bana; kaşsız, sarı bir oğlan, masmavi kundağında yatan bir nur topu, üç kilo ağırlığında. Benim oğlan dünyaya geldiği […]
“Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ. Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet. Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.” Bir Ankara gazetesinde çıktı bunlar, […]
Havsalam almıyordu bu hazin hali önce Ah, ey zavallı cami, seni böyle görünce Dertli bir çocuk gibi imanıma bağlandım; Allahımın ismini daha çok candan andım. […]
Yürek değil be, çarıkmış bu, manda gönünden, teper ha babam teper paralanmaz teper taşlı yolları. Bir vapur geçer Varna önünden, uy Karadeniz`in gümüş telleri, bir […]
1 Senin adını kol saatımın kayışına tırnağımla kazıdım. Malum ya, bulunduğum yerde ne sapı sedefli bir çakı var, (bizlere âlâtı-katıa verilmez), ne de başı bulutlarda […]
Fevkalâde memnunum dünyaya geldiğime, toprağını, aydınlığını, kavgasını ve ekmeğini seviyorum. Kutrunun ölçüsünü santimine kadar bilmeme rağmen ve meçhulüm değilken güneşin yanında oyuncaklığı dünya, inanılmayacak kadar […]
Kapıları çalan benim kapıları birer birer. Gözünüze görünemem göze görünmez ölüler. Hiroşima’da öleli oluyor bir on yıl kadar. Yedi yaşında bir kızım, büyümez ölü çocuklar. […]
Gözlerim gözünde aşkı seçmiyor Onlardan kalbime sevda geçmiyor Ben yordum ruhumu biraz da sen yor Çünkü bence şimdi herkes gibisin Yolunu beklerken daha dün gece […]
Her cemiyetin yaşadığı devre mahsus bir takım mefkureleri vardır. Bu mefkureleri insanlar mücerret bir şekilde kavrayamadıkları için onları bazı fertlerde temessül etmiş görmek isterler. Bu […]
Bütün taşlar gibi vekarlı, hapiste söylenen bütün türküler gibi kederli, bütün yük hayvanları gibi battal, ağır ve aç çocukların dargın yüzlerine benziyen elleriniz. Arılar gibi […]
Ben senden önce ölmek isterim. Gidenin arkasından gelen gideni bulacak mı zannediyorsun? Ben zannetmiyorum bunu. Iyisi mi,beni yaktırırsın, odanda ocağın üstüne korsun içinde bir kavanozun. […]
Analardır adam eden adamı aydınlıklardır önümüzde gider. Sizi de bir ana doğurmadı mı? Analara kıymayın efendiler. Bulutlar adam öldürmesin. Koşuyor altı yaşında bir oğlan, uçurtması […]