Cahit Zarifoğlu, Yanma
Ve elbet Gözlerim sularımdan çekilince ürkek bir ceylanla anlaşırım yüzünün çok yakını olan bir limana dilinin ve ağzının verdiği baş dönmesine bahçeni tutan tavşanlara sığınırım Kanımdan geçilmiyor […]
Ve elbet Gözlerim sularımdan çekilince ürkek bir ceylanla anlaşırım yüzünün çok yakını olan bir limana dilinin ve ağzının verdiği baş dönmesine bahçeni tutan tavşanlara sığınırım Kanımdan geçilmiyor […]
Seni kamçılardan çıkardım Tevbelerle başladı rahmet vuruşları İnsan ağlar oldun yürekli göğüsler kurdun Sesimi işkencelerden alırdın Elimin altına dökerdin etlerini Hızlı varışlara bile hazırım daha […]
Yemek yapmayı severim. Saatler süren hazırlıktan sonra yaptığım yemeği iki dakikada yemeği sevmem. Aşık olmayı severim. Koca bir çikolata kavanozunu sobanın üstünde eritip kaşık […]
Hela Günlükleri. En iyi cümle bildiğin cümledir. Taksimetrelere sürekli zam gelir. Bugün hayatımın ikinci gerçeği ile tanıştım. Sevgili Hela ! Ben bir kabızım. Sahte ıkınmalar, […]
Yağlasam sesini duyar mısınız , Menteşelerinde Dokunabilir misiniz Kapı koluma Ferforje ellerinizle Bilmezdim kapı kollarının bu kadar soğuk Kirişlerin de kifayetsiz olduğunu Bu yalnızlığa düşmeden […]
Hayvanlarımı dinliyorum gözlerim kapalı Önce hafiften bir kız geçiyor Yavaş yavaş sallanıyor Gözler bakışlarda Yakınlarda , çok yakınlarda Hayvanlarımın hiç durmayan hayvanlıkları Hayvanlarımı dinliyorum , […]
Azrail’den geriye kalanları Berkan Ürgen kaleme aldı. Susmak tiksinmektir. Bu uzun tiksinmeden beni alıkoyacak olan da İsrafil’in nefesidir. Kalabalık bir turist kafilesinde, elinde fotoğraf makinesi […]
Düzenime özen ve özenime düzen ver Dengemi dengele düşüncemi düşürme ayaklarımın dibine ya da eğilmeme izin ver izin ver eğilmeme alnımın ta orta yerine tekrar […]
Yılmaz Güney, Yeşilçam’ın Kurallarını Tersyüz Eden Eşkıya “Evleri anımsadığım kadarıyla bir bahçe ortasında iki ayrı üniteden oluşan bir evdi. Birisi dört direk üzerine kurulmuş, merdivenle […]
Hoşumuza giden bir filmden bahsettiğimiz zaman; filmin akıcılığına, hayattan bir parça anlattığına ve doyumsuzluğuna örnek vermek için hep aynı cümleyi kullanırız: “ Şiir gibiydi. “ […]
“Her çocuk yatağının altında bir öcüyle büyür” Charlie Banks…1970’lerin New York’unda, kültürlü bir ailenin şanslı çocuğu olarak büyüyen on yaşında bir çocuk Charlie. Ve Charlie’nin […]
Zeliha Yurdaer, Senin İnsanlığın Güzeldir “Tanrı olmasaydı O’nu icat etmek gerekirdi” der Voltaire. Buna karşılık Karamazov Kardeşler’in İvan’ı konunun başka bir noktasına temas eder […]
Nerden mi anlıyorum yaşlandığımı Kadınlar gittikçe daha güzel Güneş daha hızlı adımlıyor gökyüzünü Sular daha soğuk rüzgâr daha serin Eskiden her konuda konuşurdum istekle Bir […]
Ölümün tek iyiliği bir daha olmayacak olmasıdır. İnsanların başına gelen en belirleyici, en nihai, en eşitlikçi ve en kaçınılmaz gerçek, ölüm. Çeşitli kültürlerde, hatta zaman […]
Chuck Palahniuk, “Türkiye’ye gitmem” diyen Auster’i eleştirdi. Yeni kitabı Winter Journal için verdiği röportajda, cezaevindeki tutuklu gazetecileri gündeme getirerek ülkemize gelmeyeceğini açıklayan ünlü yazar Paul Auster, […]
1. Pişirme saatinizi ayarlayın: İki yıl önce bu denemelerin ilkini yazdığımda bu deneme, benim yazarlığımın “pişirme saatim” hakkındaydı. Bu denemeyi hiçbir zaman göremediniz ama işte […]
GÜNCE 22 Haziran Bunu okuduğun zaman hatırladığından daha yaşlı olacaksın. Senin karaciğer lekelerinin resmi adı hiperpigmentli lentigine’dir. Kırışıklığın anatomideki resmi adı ise rhytidosis’tir. Suratının üst […]
Chuck Palahniuk’un bir yeraltı fenomenine dönüşen romanı Dövüş Kulübü‘nün devamı, temmuzda Ayrıntı Yayınları tarafından yayımlanacak. Palahniuk, kitabın çizgi roman serisi olarak yayımlanacağını açıklamış, ilk kitabın […]
i. bir zamanlar hep fotoğraflar çekerdim bütün gün orda burda dolaşıp gemi yolcularını, liman meyhanelerini çan kulelerini, düğün törenlerini, kız kardeşlerimi göğsünde döğmeler olan bir […]
Haykırır paleti tutuşan ressam, melezim ben haykırırlar bana kovalanan hayvanlar, melezim ben, sızlanırlar gezgin şairler, melezim ben, tekrarlar her köşenin günlük acısında rastladığım insan, […]
Yaşayan bir şey kalmış taşlarında ey yeşil şafakların kız kardeşi. Gerçek mezarları şaşırtır ellerinin sessizliği. Rengarenk gözlüklerin türlü keyfiyle sorumsuz kazma yaralar kalbini ve yabancı […]
Sen şike mi yaptın; en güzel şikeyi sen yaptın. Sen yenildin mi; en mağrur yenilgi senin yenilmendir. Sen yendin mi, kimse senin kadar güzel zaten […]
I Kurbağalara bakmaktan geliyorum, dedi Yakup Bunu kendine üç kere söyledi Onlar ki kalabalıktılar, kurbağalar O kadar çoktular ki, doğrusu ben şaşırdım Ben, yani Yakup, […]
Otobüsten inince ilk iş sigara yakanların adına diyebilirim ki; yanılanların yeridir dünya. Ve sen kendini saçlarından asmışsın dünyaya. Son bir kez daha pişmanlığımı yanılıp Bir […]
Her incire bir Sana bin pencere açılacaktı Ellerinde kasatura, oturuşlu bin nefer Taş atmak ıslık çalmak çağırmak için Başını çıkarmak için bir aralıktan Sütün senindi, […]
Tapınağın Kapısında Dudaklarımı, aşktan bahsetmek için kutsal ateşle paklamıştım; dudaklarımı açınca konuşmak için, kendimi dilsiz olarak buldum. Aşk şarkıları terennüm ederdim aşkı bilmeden önce, onu […]
Bir gülün gölgesi düşmüş yüzüne Kötü gülün, zalim gülün, dar gülün Gel otur biraz yaşlanınca kalkarsın Yüzün biraz, sesin biraz, kal biraz Annenin elleriyle aynaları […]
Beş Ses İçin Metin “Bağlaç” olmakla kalacağını sanan dosta bir tüy, bir telek bir dal- gınku- şun ar- dında bırakı- verdiği havadan o- luşmuşgi- biyumu- […]
Sezai Karakoç’un 10 Mayıs tarihli son konuşmasının metni. Kısa bir medeniyetler tarihi ekseninde İslam’ın yeniden dirilişi için yol gösterici bir metindir. Fert ve toplum olarak; […]
Hepsinin gözleri güzeldir. Hepsinin canlıyken pulları kadın elbiselerine, kadın kulaklarına, kadın göğüslerine takılmağa değer. Nedir o elmaslar, yakutlar, akikler, zümrütler, şunlar bunlar?… Mümkün olsaydı da […]
İlkokul öğretmeni Rasim Kaygusuz’un çocukların okumayı sevmeleri ve kolayca öğrenmeleri için 1968 yılında yarattığı ve adını 10 kitaplık bir seriye verdiği Cin Ali karakteri 46 […]
Ben 4 Ekim’de gizli servisten üç arkadaşımla birlikte İtalya’ya gideceğiz. Biletlerimizi aldık. Yeşilköy’den kalkacak olan demir kuş Napoli’ye inecek. Neden İtalya? Çünkü biz İzdiham olarak […]
“Ah kimselerin vakti yok durup ince şeyleri anlamaya” Mimari, zihin ve duygu durumunu doğrudan etkileyen bir “sanat” türü aslında. Duvarların, kirişlerin, kapıların, odaya giren ışığın […]
Dudağının üstüne zoraki yerleştirilmiş bıyığı, bıyığının altındaki kocaman mahcup şehri, her kış biraz daha rengi açılan, ne renk olduğunu saptayamadığımız süveteri, gülünce azaları takla atan […]
Cahit Zarifoğlu 1962 yılında, o yıllarda Paris’te bulunan hiç tanımadığı bir şaire, kalbi yakınlık duyduğu Üvercinka’ya, yani Cemal Süreya’ya bir mektup yazdı; “İstanbul’a döndüğünüzde sizinle […]
Çarşamba,7 (Temmuz, 1920) Şu günlerde yazdığım her şey kötü ve alışılmış, fakirlere patates, oysa bu yazı işi dışında başka bir şeyde yapmıyorum. Ama belki bu […]
1. Bizi Beyşehir’den Konya’ya götüren kamyon Barsakderesi dedikleri bir boğazda sakatlandı. Şoför ve muavini motor kapaklarını açtılar. Oturdukları minderi kaldırıp onun altından çıkardıkları bir sürü […]
Namuslu adam kalmamış bu dünyada iki gözüm. Müsümandır, namazında, orucundadır, hakkımızı yemez diyorduk ama, biz onun hatırını saydıkça o, bizim tepemize bindi. Eh, artık çocuk […]
Her günkü gibi yine fazla mesai, çokça patron egosu tatmin ettikten sonra evime gelmiştim. Fakat bugün üstümde fazladan birikmiş bir yorgunluk vardı. Anahtarları almak için […]
Yıllar öncesinde bir siperden bahis açmıştım. Hiçbir işe yaramadı. Yokmuş o sipere yatacak kimse. Siper gitti, düz bir yer kaldı elimde şimdi. Homeros’un istifade ettiği […]