Mehtap Altan’ın İmgenar Sokağı
2014 yılı Türk Edebiyatında öykü adına oldukça verimli geçen bir yıl oldu. Okuyucuyla buluşan bir birinden güçlü öykü kitapları, düzenlenen öykü günleri, yayın hayatına başlayan […]
2014 yılı Türk Edebiyatında öykü adına oldukça verimli geçen bir yıl oldu. Okuyucuyla buluşan bir birinden güçlü öykü kitapları, düzenlenen öykü günleri, yayın hayatına başlayan […]
Okur’un kitap tercihlerinde kitap ismi ciddi bir önem arz etmektedir. Pek çok kitabın ömrü yanlış isim ve sunum tercihleri nedeniyle raflarda çürümüştür. Kitap içindeki metinlerin […]
İnternet kullanımının edebiyat üzerindeki olumlu ve olumsuz etkileri son dönemin en çok konuşulan konu başlıkları arasında yerini koruyor. “Hızlı,ölçüsüz,kontrolsüz tüketim yapısının oluşumuna hizmet etmesi” “kaleme […]
Türkçe öykü, özellikle kurmaca metinler yazmak isteyen yeni kalemlerin, kendilerini görünür kılmak adına, kendinden öncekileri kopya eden eserler üretmeye yönelmeleri sebebi ile zor süreçler yaşasa […]
Öykücü kendisine bilgelik verilmiş insandır. O hayatın olağan akışı içerisinde tanık olunanları kendi gördüğü şekliyle yeniden sunar insanlara. Öykücü bunu yaparken bir mücevher ustası titizliğinde […]
Müslüman kadın olmak bu dünyada, İçi kabararak dehşet saçan yer sarsıntısından, Şakağına dayanmış buz gibi namlunun soğukluğundan, Aylardır açlıktan kıvranırken kırışmış bedeninle, Dostların diyete girerken […]
yolcunun ayak izi bellidir -kimdir bu yolunu yitiren, bu bilinmeyen yol- ne kat ediyor? bu yolculukta, bu yolda ne arıyor o? bu çölden arzu kentine […]
Çoğumuz, babamız henüz hayattayken onun yüzüne bir kere bile dikkatle bakmayız. Baba, “baba” demeye başladığımız günden itibaren sürekli karşımızda duran bir alışkanlıktır. Yıllarca babamızdan değil, […]
Bir fotoğraf: Alnı iyice açık bırakan geriye doğru taranmış, yılların yorgunluğunu bütün izlerini üzerinde taşıyan, beyaz dalgalı saçlar. Yolunda gitmeyen bir şeylere bakar gibi bakan […]
Türk öykücülüğü, dilin sınırlarını zorlayan; öykünün uçlarında gezinen ve bu uç sınırları daha da genişleten, kült haline gelmiş birkaç öykücü dışında bir kısırdöngü yaşıyor son […]
Anarşist olmaya gidiyordum Memur oldum.” Gözlerim, ellerim kadar soğuktu karşımdaki bilgisayarın beyaz yüzüne dökülmüş kırmızı cansız ve küçük harfli cümlelere bakarken Öğretmen olduğumu söylüyorlar, beni […]
“Ölür ise ten ölür canlar ölesi değil” Yunus Emre’de ölüm bilinçli bir “bilmek” hali ile mevcuttur. İnsan ölümünün farklı tezahürlerini idrak ederek bilir. “külli […]
Türkçe öykünün Türk edebiyatındaki yeri, öykücünün bahtsızlığına denk düşer. Her zaman sallantıdadır. Edebiyatın suskun kaldığı dönemlerde de ciddi atılımlarla yükselişe geçip parıldadığı dönemlerde de Türkçe […]
*İslam, batı medeniyetinden ayrı bir medeniyet olarak ele alınmadıkça gerçeğine varılamayacak bir realitedir. Kavramları, tanımları,deneyleri yine kendinden çıkarılabilir. Batı sınırlamaları ve muhtevalarıyla İslam realitesinin üzerinde […]
Bir çarşamba sabahı çıkageldi. Başında omuzlarının üstüne düşen işlemeli yeşil renk bir örtü. Ayağında siyah pantolon vardı. Ayakkabılarına bakamadım. Yüzünde keskin bir beyazlık… Sol yanağından […]
Gırtlağının gerildiğini hissettin. Coğrafyalar boyu yol alırken en ufak rüzgârda dahi savrulan, savruldukça çingene topraklarının utangaç kokusunu dağıtan; bir yandan da acıyı toplayan eteklerinin ve […]
Bağışla. Geç günahından Hastaneden çıktım. İçim dışım titriyordu. Öfke ve ağrı nöbeti geçiriyordum. Doktor beni odasına çağırmış büyük bir ciddiyet ve soğukkanlılıkla “ciğerlerin bitmiş, ölüyorsun” […]
ÖYKÜMÜZÜN İZİNDE/ Ertan Örgen Önce söz vardı, yazı sonra… Ertan Örgen 1969 yılında Konya’da doğdu. Selçuk Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdi. Aynı üniversitede […]
Sorulacak hiçbir sorudan son zamanlarda bu kadar çekindiğimi gerçekten hatırlamıyorum. Bugünlerde İstanbul’da ölmüş birine rastlamayı, onunla şu serin günlerde balkonda otururken sırtına usulca hırka bırakmayı […]
Kadir İnanır beni aradı! Dün, evet dün beni aradı. 76. Vakitlerden dün iken Kadir İnanır beni aradı. Zaten kitabım “Sevgili Huzursuzluğum” çıktı çıkalı hiç kimseyi aramaz oldum. Şairim […]
Şair Çiğdem Sezer’in Darağacı isimli şiirinde “İyileşmez bir aşkla doğmuştur kadın” mısrasını okurken aklıma düştü Süreyya Ayhan. Mutfağın ortasına oturarak gazete okuyanların ilgisini de ancak […]
Not: Yaşamak bir insanın üstüne ancak bu kadar yakışmazdı. Hüseyin’e aslında dünyaya ait hiçbir şey yakışmazdı. Üç gün önce öğrendim. Güzel dostum, arkadaşım, kardeşim Hüseyin, […]
Bundan 9 yıl önce İstanbul Üniversitesi’ne çok yakın bir kahvehanede otuturken başladım şiir yazmaya. O güne kadar okuduğum tek şiir kitabı yoktu. Bunu övünmek için […]
Ne tarihin, ne de falların bahsettiği hayatlara benzemiyordu yaşadıklarım. Al basmasın diye bebekliğimi kırk gün kırk gece eşikten geçirmeyen annem şu imtihanı bir türlü verememiş oğlunu […]
Eşref Edip, bir gün Mehmed Âkif’e sorar: “Türkiye’de seni çok seviyorlar. Acaba köylüler de şiirinizi okuyor mu!” Mehmed Âkif cevaplar: “Sana bir hadise nakledeyim. Sebilürreşad’ı […]
zincirlerim pas içinde unutulmuşsam bu şarkıyı al duygumdan bu kadını al ve bu sabah esintisi çocuklarını çeperlerini döven bir dalga olsun saçlarım kürdün teki kadar […]
(Bir uykudan sıçrayarak koşulan şiirler) Her şeye küserek başlanmış bir yaşamda sevindiğim yerlerden sancıdım incindiğim yerden kaçıncı kopuşum alıştıkça vazgeçiyor mu insan vazgeçmek saksıda susan […]
Kıyısında durmuş denize bakar gibi Derin nefesler alıp derin sözler ile Güzelleştirebilir elbet Güzel bakmasını bilenler. Nurettin Durman (Yedi İklim, Şubat 2014) işte bir başka […]
ah yok mu senin şu kibarlığın! üstüne su sıçratmaktan korkmaların yağmur yağıyor haydi yola çıkalım! ahmaklar saçak altındayken biz ıslanalım. Zeki Altuntaş (Barbar, 6) Ben […]
Dışarda kar sesi ve soğuk Buğday tanelerini serpseydik dağlara Kapılarımız gıcırdasaydı dişlerimiz gibi açılmamaktan Yeryüzünde bir kaplan olmaktan Hüseyin Atlansoy (İtibar, 39) Bir kız […]
çocuğun yere düşerken çıkardığı sessizlik havada bir lastik top gibi patlayan kubbe soluksuz çatlayan ev çocuksuz ölü sokak annenin kara gözü kara çöl kardeşim- güneşte […]
Kentin orta yerinde bağıra çağıra soyunup geçtiysem de ruhumu, kim duydu Ahmet Günbaş (Mühür, 50) Böyle kar görmedim fakat Öfkeyi usul usul beyazlatan içimde Donarak […]
iki yay gibi yan yana inandık tutuştu şavkımız ve her gece yanmıştı hep o görünmez kandiller Seyfettin Ünlü (Yedi İklim, Aralık 2013) Kahrol dememek için […]
bilsen şaşardım geliversen gözlerin ışısa kalırdım öylece güneşe dik hiç kırpmazdım bakışımla gizlediğim özleyişi sarı beyaz bir çöl dökülürdü parmaklarımdan Hüseyin Atlansoy (Hece, 204) madem […]
İşte tam orada Adını vermek istemeyen bir çiçek Otopark manzaralı bir ağacın yanında Çalışıp çabalıyormuş ama istemeyerek. Rüzgârdan aldığım izinle bir İki yaprağın arasını düzelttim […]
yılın ilk karına sövüyor dünya kapıları çarpıp çıkıyorum cümlelerden, o soruyu buluyorum, koyduğum yerde bir sis düdüğü gibi, gizli ve aşina: insanda teselli var mı […]
İlk taşı kim atsın, erenler atsın Hırsını hedefe gerenler atsın Bağışlar her şeyi bir keman sesi Bu bozkırlar su öğütmez derseniz İsa’yı ağlarken görenler atsın […]
bir adam şehre koşarak girerken sendelemiştir kanla karışık yağmur gibidir şimdi tüm mushaflar her şey sulusepken her sokak keşfedilmiştir “ayağım kaydı” demektedir eskiden o büyük […]
Bugün günlerden Salı Yaşadım yaşadığımca, fazlası yok hayatın Günahsız değilim elbet, melekler beni tanır Bir bilirim Allah’ı, Muhammed’dir sevgilim Allah’ın hakkı üç Bir de seni […]
BAHÇENİN EN YALNIZ KÖŞESİNDE Bazı şiirler, sevgili Itrî’nin Segâh Tekbir’i gibidir; karşılaşıldığında, ne olup bittiğini kişi anlasın ya da anlamasın, kendi hükmünü icra eder. Çok […]