Yunus Meşe, Embesil
Bir çarşamba sabahı çıkageldi. Başında omuzlarının üstüne düşen işlemeli yeşil renk bir örtü. Ayağında siyah pantolon vardı. Ayakkabılarına bakamadım. Yüzünde keskin bir beyazlık… Sol yanağından […]
Bir çarşamba sabahı çıkageldi. Başında omuzlarının üstüne düşen işlemeli yeşil renk bir örtü. Ayağında siyah pantolon vardı. Ayakkabılarına bakamadım. Yüzünde keskin bir beyazlık… Sol yanağından […]
Gırtlağının gerildiğini hissettin. Coğrafyalar boyu yol alırken en ufak rüzgârda dahi savrulan, savruldukça çingene topraklarının utangaç kokusunu dağıtan; bir yandan da acıyı toplayan eteklerinin ve […]
Bağışla. Geç günahından Hastaneden çıktım. İçim dışım titriyordu. Öfke ve ağrı nöbeti geçiriyordum. Doktor beni odasına çağırmış büyük bir ciddiyet ve soğukkanlılıkla “ciğerlerin bitmiş, ölüyorsun” […]
ÖYKÜMÜZÜN İZİNDE/ Ertan Örgen Önce söz vardı, yazı sonra… Ertan Örgen 1969 yılında Konya’da doğdu. Selçuk Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdi. Aynı üniversitede […]
Sorulacak hiçbir sorudan son zamanlarda bu kadar çekindiğimi gerçekten hatırlamıyorum. Bugünlerde İstanbul’da ölmüş birine rastlamayı, onunla şu serin günlerde balkonda otururken sırtına usulca hırka bırakmayı […]
Kadir İnanır beni aradı! Dün, evet dün beni aradı. 76. Vakitlerden dün iken Kadir İnanır beni aradı. Zaten kitabım “Sevgili Huzursuzluğum” çıktı çıkalı hiç kimseyi aramaz oldum. Şairim […]
Şair Çiğdem Sezer’in Darağacı isimli şiirinde “İyileşmez bir aşkla doğmuştur kadın” mısrasını okurken aklıma düştü Süreyya Ayhan. Mutfağın ortasına oturarak gazete okuyanların ilgisini de ancak […]
Not: Yaşamak bir insanın üstüne ancak bu kadar yakışmazdı. Hüseyin’e aslında dünyaya ait hiçbir şey yakışmazdı. Üç gün önce öğrendim. Güzel dostum, arkadaşım, kardeşim Hüseyin, […]
Bundan 9 yıl önce İstanbul Üniversitesi’ne çok yakın bir kahvehanede otuturken başladım şiir yazmaya. O güne kadar okuduğum tek şiir kitabı yoktu. Bunu övünmek için […]
Ne tarihin, ne de falların bahsettiği hayatlara benzemiyordu yaşadıklarım. Al basmasın diye bebekliğimi kırk gün kırk gece eşikten geçirmeyen annem şu imtihanı bir türlü verememiş oğlunu […]
Eşref Edip, bir gün Mehmed Âkif’e sorar: “Türkiye’de seni çok seviyorlar. Acaba köylüler de şiirinizi okuyor mu!” Mehmed Âkif cevaplar: “Sana bir hadise nakledeyim. Sebilürreşad’ı […]
zincirlerim pas içinde unutulmuşsam bu şarkıyı al duygumdan bu kadını al ve bu sabah esintisi çocuklarını çeperlerini döven bir dalga olsun saçlarım kürdün teki kadar […]
(Bir uykudan sıçrayarak koşulan şiirler) Her şeye küserek başlanmış bir yaşamda sevindiğim yerlerden sancıdım incindiğim yerden kaçıncı kopuşum alıştıkça vazgeçiyor mu insan vazgeçmek saksıda susan […]
Kıyısında durmuş denize bakar gibi Derin nefesler alıp derin sözler ile Güzelleştirebilir elbet Güzel bakmasını bilenler. Nurettin Durman (Yedi İklim, Şubat 2014) işte bir başka […]
ah yok mu senin şu kibarlığın! üstüne su sıçratmaktan korkmaların yağmur yağıyor haydi yola çıkalım! ahmaklar saçak altındayken biz ıslanalım. Zeki Altuntaş (Barbar, 6) Ben […]
Dışarda kar sesi ve soğuk Buğday tanelerini serpseydik dağlara Kapılarımız gıcırdasaydı dişlerimiz gibi açılmamaktan Yeryüzünde bir kaplan olmaktan Hüseyin Atlansoy (İtibar, 39) Bir kız […]
çocuğun yere düşerken çıkardığı sessizlik havada bir lastik top gibi patlayan kubbe soluksuz çatlayan ev çocuksuz ölü sokak annenin kara gözü kara çöl kardeşim- güneşte […]
Kentin orta yerinde bağıra çağıra soyunup geçtiysem de ruhumu, kim duydu Ahmet Günbaş (Mühür, 50) Böyle kar görmedim fakat Öfkeyi usul usul beyazlatan içimde Donarak […]
İşte tam orada Adını vermek istemeyen bir çiçek Otopark manzaralı bir ağacın yanında Çalışıp çabalıyormuş ama istemeyerek. Rüzgârdan aldığım izinle bir İki yaprağın arasını düzelttim […]
iki yay gibi yan yana inandık tutuştu şavkımız ve her gece yanmıştı hep o görünmez kandiller Seyfettin Ünlü (Yedi İklim, Aralık 2013) Kahrol dememek için […]
bilsen şaşardım geliversen gözlerin ışısa kalırdım öylece güneşe dik hiç kırpmazdım bakışımla gizlediğim özleyişi sarı beyaz bir çöl dökülürdü parmaklarımdan Hüseyin Atlansoy (Hece, 204) madem […]
İlk taşı kim atsın, erenler atsın Hırsını hedefe gerenler atsın Bağışlar her şeyi bir keman sesi Bu bozkırlar su öğütmez derseniz İsa’yı ağlarken görenler atsın […]
bir adam şehre koşarak girerken sendelemiştir kanla karışık yağmur gibidir şimdi tüm mushaflar her şey sulusepken her sokak keşfedilmiştir “ayağım kaydı” demektedir eskiden o büyük […]
Bugün günlerden Salı Yaşadım yaşadığımca, fazlası yok hayatın Günahsız değilim elbet, melekler beni tanır Bir bilirim Allah’ı, Muhammed’dir sevgilim Allah’ın hakkı üç Bir de seni […]
yılın ilk karına sövüyor dünya kapıları çarpıp çıkıyorum cümlelerden, o soruyu buluyorum, koyduğum yerde bir sis düdüğü gibi, gizli ve aşina: insanda teselli var mı […]
Tutuşmuş şafaktan yürekte fitil Ne kadar üflesem sönecek değil Ettim de bu rüsvay dünyaya kavil Kısırmış günleri nesli yoğ imiş Kendisi toprakta mintanı yerde Gördüm […]
BAHÇENİN EN YALNIZ KÖŞESİNDE Bazı şiirler, sevgili Itrî’nin Segâh Tekbir’i gibidir; karşılaşıldığında, ne olup bittiğini kişi anlasın ya da anlamasın, kendi hükmünü icra eder. Çok […]
şimdi engellerden geçmem, burgaçlardan çıkmam mı gerekli …. her şey kendisi olup dururken ah kalbim, ah kalbimin alâmeti Turan Koç (İtibar, 29) Keder neden yok […]
ben büyük bir riskim bilmediği bir trene binerken kendi ayaklarına takılmamalı insan bazı geceler sabaha yavaş ilerliyor alnına dokunarak yürütebiliriz güneşi bir talihsizlik olarak başka […]
Yaşlı bilgelerden döndü kalemim kırılgan, nazenin, bitmeyesice derdim ben sana sefil içimi bağışlasam, Reyya dağına çıksam da bağırsam, yine de arz edemem halimi Mihca. gözlerini […]
Aydın: Aydın bir insan çeşididir. Ülkenin kara tarafında doğmuşları da vardır, deniz tarafında doğmuşları da vardır, ama akıl başa eriştikten sonra denize doğru meylettikleri söylenebilir. […]
göğsünde mektuplarımı saklayan sevgilimi bilmediniz siz bilmediniz ne zaman ona baksam elimi kestiğimi hep benim kanım döküldü, belli olmadan nerede yaşlandığım boşuna mı bitlendim hazmetmek […]
Kardeşim Kaddafi, su içince bir mebus / kalkar dokunulmazlık! Başın bunca kalabalıkken “şimdi sen de nereden çıktın?” dediğini duyar gibiyim. Ben Bekir oğlu, Emine’den olma, düşmek […]
Sevgili Kızım, Bir ölü bir evden ancak bir kez dışarı çıkar. Sen hiç bilmedin ama ben hangi eve varsam her gün oradan ölü çıktım. Sevgili […]
Babalarını erken yaşta kaybetmiş çocukların gövdeleri ancak bir boşluğa katkı yapar. Annelerini erken yaşta kaybetmiş çocukların gövdeleri ise artık o boşluğun ta kendisi olmuştur. Babamı […]
Her karşılaştığımda, beni hırkasını kemiren deliye çeviren, yanarak yere düşmüş uçakların içinde “en arka koltukta oturuyorum” diye teselli veren, hiç karekökü alınmamış bir asal sayının […]
Müminler kardeştir İşte bu yüzden öldürürler birbirlerini İşte bu yüzden dağların başına resim olan keklikleri Bekleyip bir ağacın gölgesine yatarak Vururlar ve kan hiçbir şeydir […]
Babalarını erken yaşta kaybetmiş çocukların gövdeleri ancak bir boşluğa katkı yapar. Annelerini erken yaşta kaybetmiş çocukların gövdeleri ise boşluğun ta kendisi olmuştur. Babamı kaybettiğim gün, […]
Cebimde hiç param yoktu ve kurtuluşumun ancak otel satın alınca gerçekleşeceğine inanıyordum. Sizin için kurtulmak ne ifade eder bilmiyorum ama benim için kurtulmak; o günlerde […]
Ne zaman çocukluğum aklıma gelse çakıl taneleri gibi yan yana dizilmiş hatıralarımın el sürüldükçe beni titreten en koyu kısmını hatırlarım. Bütün ömrünü “servetim” dediği çocuklarına […]