Edip Cansever: Aşklar İçinde
Denizin en az yeri bir köpüğü başlatıyor Yürüyorum kumların çakılların yanı sıra Yüreğimde bir sancı keskin bir akasya kokusundan Avuçlarımda bir yanma Büyüyen bir ürpertiyim […]
Denizin en az yeri bir köpüğü başlatıyor Yürüyorum kumların çakılların yanı sıra Yüreğimde bir sancı keskin bir akasya kokusundan Avuçlarımda bir yanma Büyüyen bir ürpertiyim […]
Dönelim Döndürsün bizi Kalbin akıp giden bulutlara benzeyen sesi Yağmursuz bir yağmura açılmış kapılardan Ve akılda kalan bir yokuştan Ve yalnız çocuklara özgü o sonsuz […]
Bu gemi ne zamandır burada Çoktan boşaltmış yükünü Gece de olmuş, rıhtım da bomboş Mavi bir suyun düşünü uyutur bir tayfa Arkada, güvertede Ah, neresinden […]
Tapınırken bulduk kendimizi O sonsuz geceye Gece mi, değil mi, bir gece hayaleti mi belki Dolaştı durdu bizimle Bütün gün dolaştı durdu ve Sindi Büyülenmekten […]
Burada herkes kırk yaşında. işte şu yağmurlar, işte şu balkon, işte ben işte şu begonya, işte yalnızlık işte su damlacıkları, alnımda kollarımda işte yok oluşumdan […]
I Evlerin saat beş olma hali Ben yorgunum anlamaktan Bir duvar, bir tebeşir gibi yazmaktan yazılmaktan. Ve akşam Alanların caddelerin bana biraz fazla geldiği Üstümü […]
Gerçekte duymadığım sesler bitti Öğleye doğru bir gök gürültüsü yalnız Karıştırdı ortalığı bir süre Gök akıttı bir parça yağmurunu Ve deniz kuşları umutsuz Arıyorken kokularını […]
Ben bu kadar değilim Kışlada ölü bir zaman Bir güzel at durdukça gider Gittikçe döner bir bir güzel at durdukça Askerim, benim ağzım kuşlardan. Güneşi […]
İçinden doğru sevdim seni Bakışlarından doğru sevdim de Ağzındaki ıslaklığın buğusundan Sesini yapan sözcüklerden sevdim bir de Beni sevdiğin gibi sevdim seni Kar bırakılmış karanlığından. […]
Soruyordun İlkyaz işte Uyanıp bir bahçeyi dinliyoruz Tenhalık böyle Dallar mı kırılmış, sarmaşıklar mı toz içinde Beklesem hemen gelecek olduğun Tam öyle olduğun Oysa hep […]
Ben mişim -neymiş- su sesiymiş Oymuş -cam kırıkları gibi gövdemi yakan- Yanağında sardunya kokusuyla yazdan Kimmiş o gelen ya giden kimmiş Bir yabancı mı, yoksa […]
Usul usul konuşuyorlar aralarında Denize bakıyorlar bazen – çatalını gezdiriyor biri tabağında – Gölgesi bir kuş ölüsü Karşıda yeni budanmış ağacın – Olsa, başlangıçlar sona […]
Seni günlere böldüm, seni aylara Daha yıllara, yüzyıllara böleceğim Ve her zaman söyleyeceğim ki beni anla Böyle eskitilmiş de olsa bu kalbi Minesi çatlamış bir […]
Yanı başındaki ilçeye gitmek için giyindiği kıyafetleri en parlağından seçen ve geride kalanlara birer pisliklermiş gibi bakarak minibüse binen beyinler minibüs boşluğunda sallanırken tadıyorlar özgürlüklerin […]
Kardeş dedikleri bir ses ile uyandım bu soğuk sabaha. Elleri benimkilerden biraz küçüktü fakat benim ondan çok büyük olduğumu söylediler. İlk kez duymuştum bu kelimeyi […]
Kendini kocaman bir salyangozun kollarında buldu. Uzamış kıskaçları tüm vücudunu sarmıştı. Salyalar yüzüne doğru akıyor, gözlerine doluyor fakat salyangozdan kurtulamıyordu. Gerçi bu durum salyangozun hiçte […]
Heyecanımız ve sabrımız arife gününe kadar zorlanarak; arifenin yoğunluğundan dem vurup bahaneler üreterek, bayramın birinci gününe, bütün mağazaların kapalı olduğundan ikinci gününe, bayramın artık bitiyor […]
Yeryüzündeki, en iyi destanın bile, bütün- halinde, son ya da kesin etkisi değersizliktir. Şiirin ilkesinden söz ederken ne konuyu tüm açmak nede derinlere inmek niyetindeyim. […]
Bir taht inşa etmiş kendine Ölüm Uzak batıda yalnız bir şehirde, İyi ve kötü ile en iyi ve en kötünün Sonsuz dinlenmeye çekildiği. Benzemez bizim […]
“Sen yaratılışın ilk günü yaratılan ilk kadınsın. ” Aşk, karanlıklar içerisinde Uykusuz beklemekten ibarettir Gündüz lakırdıları en az güneş kadar Karartır ve kirletir onu İlerleyen […]
buyruk olunacak bir baş sahibi olamadan asabiyet her atoma sinmiş silinmişlik hissinin tezahürü tedirgin bir tecavüz mağduru kalbi kananan ölü bir böcek gibi emeklemekten ileriye […]
Ben sana yürüyordum Koşar adım Herkes aksi yönde kaçarken Görebilseydim perdenin arasından saçlarını Duracaktı yağmur Durmadı. Toprak koktu yine ellerin Sahi ne renkti yokluğun Nasıl […]
Bir defter vardı hatırlar mısın? Çöplerin arasından çıkardığımda çok mutlu olmuştum. Yazılı sayfalarını yırtıp attığım ve geri kalan sayfalarını seninle doldurduğum o defteri. Yani seninle […]
Ya kalkıp gitmeliydim artık, ya da bir şey istemeli. Soğuk bir akşamdı. İçeriye girdim. Balkonda oturup bir sigara bir çay içip kalkacaktım. Etrafta her elin […]
Müzik hayatına 1-0 önde başlamasını sağlayacak kadar karizmatik bir ismi vardı aslında; Tolstoy romanlarından fırlayıp gelmiş bir kahramanı andırır gibiydi gerçek adı: Angel Jordanov Kapsov. […]
Şimdi tek ihtiyacım olan bir kalem. Bu bir aşk hikâyesi değildir. Bu, bile bile mahvoluşun hikâyesidir. Başlarken bitişi belli olan ender hikâyelerden biri sadece. Ufak […]
Çok bildik bir hikâye vardır: Büyük insanlardan birisi talebeleriyle dolaşırken yol kenarında hiçbir şey yapmadan oturan bir adam görür ve selam vermeden geçip gider. Dönüşlerinde […]
Bir akşam kapıları çalındı. Aslında kapı çalınmaz, çalan zildir. Kadın kapıyı açtı ve hiç de şaşırmamış bir karşılama merasimi geçirdikten sonra annesi ve erkek kardeşiyle […]
Arada sırada ve uzaklarda, kendi mezarında bir banyo yapmak gerek. Şüphesiz, her şey çok iyi, her şey çok kötü, şüphesiz. Yolcular gelip geçiyor, büyüyor çocuklar […]
Kış gelmekte. Sessizliğe ve sarıya bürünmüş yavaş yapraklarla devredildi bana o muhteşem yazdırım. Kardan bir kitabım, geniş bir el, bir kır, bekleyen bir çemberim ben, […]
Bu gece en hüzünlü şiirleri yazabilirim Şöyle diyebilirim: “Gece yıldızlardaydı Ve yıldızlar, maviydi, uzaklarda üşürler” Gökte gece yelinin söylediği türküler Bu gece en hüzünlü şiirleri […]
Soruyorsunuz: Ve nerede leylaklar? Ve gelinciklerle örtünmüş metafizik? Ve onun sözlerinde çok sık gümbürdeyen ve boşluklarla ve kuşlarla dolduran yağmur? Bana olan biten her şeyi […]
nerelerdeydin diye sorarsan “hep eskisi gibi”, diyeceğim. toprağı örten taşlardan söz edeceğim, sürdükçe kendini harcayan ırmaktan; ben yalnız kuşların yitirdiklerini bilirim, gerilerde kalan denizi bilirim, […]
değil yalnız deniz, değil yalnız kıyı, köpük, güçleri boyu nağme nedir bilmeyen kuşlar, değil yalnız şurada buradaki kocaman gözler, değil yalnız yaslı gece ve gezegenleri, […]
Yüzü yere düşmüşler artık yenilmez. Ağaçların dallarında niçin kalır güz yapraklar düşene dek? Ve nerede asar o kendi sarı pantolonlarını? Doğru mudur güzün beklemekte olduğu […]
Ben hep acı içinde yaşayan bir adamım! Bu sıkıntı âdeta kendimi bildiğim anda başladı. Belki daha dört yaşında yoktum. Ondan sonra yaptığım değil, hattâ düşündüğüm […]
İşte orada Mescid-i Aksa Orada inceden inceye bir ağrı Süleyman mülküne gözyaşı düştü Nasıl da kalbinde fırtınalar kopmuştu Belkıs’ın Nasıl da düşmüştü yola ilk mektup […]
cins donmamış olan beni taşıyamaz o halde bu ırmak beni taşıyamaz gözüm pek bir yabanın ardılı pek bir yabancının dikeni gözüm benim ya da yolun […]
Öğrencilerin ev sahiplerine isyanını dillendireceğim. Gözlerim bağlı değil hiçbir elim türkü dinlemeyip hiçbir elimi bu şarkıya dahil etmeyeceğim. Ellerim çünkü bir kavgada en çok kullandıklarımdır. […]
bir mızıkam olaydı zafer şarkıları çalaydım bir kulunç gibi gireydi saçlarıma gece saçlarım en çok geceleri ağarır çünkü saçlarım saçlarım her sonbahar biraz solgun biraz […]