“ibrâhîm
gönlümü put sanıp da kıran kim”
Bir oğlum olsaydı adını 64 koyardım yahut İbrahim
İbrahim’i yetiştirirdim yeniden
Hafta sonları karısını yemeğe götürmesini tembihlerdim
Hafta sonları sarılmasını çocuklarına
Onu sever en meşgul anlarımda öper
Kaldırırdım hasarlı güzelliğini göğüs kafesinden
Puslu odalarına gömmezdi günde 3 kez kafasını
Ay başları bitmeyen hesaplarla dolmazdı dudakları
Büyüdüğünde eline top değil kalem
Diline ebemkuşağından bir çiğdem
Çantasına elma, ekmek ve kerrat cetveli
Ekmeğinin arasına tereyağı ve çilek reçeli
Cebine iki akçe yanağına bir annenin tüm sevgisi
Çocuğunu kucağına aldığında baba olmanın anlamı dolardı ruhuna
İbrahim parçalanmış güzelliği çocukluğun
Ona yeni bir hayat verebilseydim yeni bir yaşama şansı
Ona hiç ölmeyen bir anne hiç ölmeyen ağabeyler
Ona kalbini hiç değiştirmeyen bir abla
Ona hayat çağıran sözcükler
Ona sevebileceği bir kız çocuğu
Ona üzerinde cezaevi yazmayan bebe mavisi bisikletler
Omuzlarından kaldırırdım yeryüzünün tüm apoletlerini
İbrahim’i ben büyütseydim
Boş vakitlerinde başkalarına değil de kalbine ilaç sürmesini tembihlerdim
İbrahim sevgisini üç kere dağlardı
Aramazdı başka ellerde evlâ
Geceleri ağlamazdı gizli gizli
Kalbini göğsüne taşmış gibi bırakmazdı
Hastane koridorlarında
Ayağına bir taş bile değmesin
Sen ki hep kalb-i selim
Seveyim seni, gözlerinden öpeyim
Yok edilmiş bir güzellik
Parçalanmış bir güzellikten yeğdir İbrahim
Üstelik Sarışın, Dergah Yayınları, 2018.
Cengizhan Genç
İZDİHAM