İşte tam orada
Adını vermek istemeyen bir çiçek
Otopark manzaralı bir ağacın yanında
Çalışıp çabalıyormuş ama istemeyerek.
Rüzgârdan aldığım izinle bir
İki yaprağın arasını düzelttim
Bayram gününde bu nedir
Alışmak buralara, yakışmaz size dedim.
Evliya Çelik
(Dergah, 286)
deniz insanı
deniz mesafesi bırakır
insanla insan arasına
ovada ise durum farklı
ya bulut biriktirir meydanda
insandan
ya ağaç dalı
Rasim Demirtaş
(Dergah, 286)
ayırdına varamam
sırra kadem basamam
sen olmadan
Mehmet Talha
(Dergah, 286)
Ey içinden bulutlar geçen sır bilgini hayal tufanı
Ey kente insan kokusu getiren ey bitkin mecalsiz
Ey kanadıkça kanayan serçe yarası ey halsiz ey evsiz
Ey akşam gibi her gidene ağlayan orada kalakalan şarkı
G e l b a ş ı n ı k u ş l a r a y a s l a …
A r t ı k ö m ü r b i t t i
Ö m ü r b i t t i
Mustafa Baki Efe
(Dergah, 286)
cenaze sonrası camii avlusunda
yunus’tan kalan gökçe şiirler gibi
elleri tesbihli bastonları bile şahsiyetli
mevtayı konuşuyor dostları
“belki de rahmetli bizi
son kez cem etti”
Orhan Tepebaş
(Dergah, 286)
durdun duruldun artık
imsake bulaşmış ağrıların var şimdi
bak kırıyorlar eteğindeki taşları
vita kutuları kuş kafesi
eskicinin sevdiği şeyler mi
İbrahim Yolalan
(Dergah, 286)
Başlasak bile diyorum ki ne zaman aklıma gelse bir çocuğun hayali
Orada sen de duruyorsun bilmediğin şeyler var
Kuru ekmek yiyen kadın ve oğlu sonra onun çölleri
Başımı yaslayınca bitmiyor tükenmiyor üstelik rahatlamıyor da gözlerin
Ne anlatıyorum biliyor musun işte şurada gördüğün çocuk var ya işte onun
Şu an görünmeyen ama ilerde kanayacak olan yarasını hatta açılmamış olanı
Muhammed Cemal Ünal
(Dergah, 286)
Fatma Şengil Süzer
İZDİHAM