Dergah Yayınları, geçtiğimiz günlerde yaşanan olaylara dair bir açıklama metni yayınladı. Metin dergah.com.tr’de yer almaktadır.
1
Dergâh Yayınları yarım asra yaklaşan tarihiyle duruşu, münasebetleri ve yayınları itibariyle bilinen ve kurumsal kişiliğini korumak hususunda hassasiyet gösteren, hiçbir siyasî kuruma ve bürokratik desteğe yaslanmadan bağımsız şekilde yoluna devam eden bir müessesedir. Uzun tarihi 1967’de kurulan Hareket Yayınları’na ve 1939 Şubatında rahmetli Nurettin Topçu hocamızın çıkarmaya başladığı Hareket dergisine dayanmaktadır.
Dergâh dergisi ise 1990 yılının Mart ayında çıkmaya başladı. Soğuk Savaş dönemi yeni bitmişti. Herkesin yerlilikten ve millîlikten vebadan kaçar gibi kaçtığı bir dönemde Dergâh dergisi çıkış yazısında, geldiği fikrî kaynaklarına sadakatle yerlilik ve millîlik vurgusunda bulunmuştu.
Derginin şimdiki yayın yöneticisi Ali Ayçil 30. yıl vesilesiyle Mart 2020 tarihli Dergâh sayısında bunu tekrar etmiş ve bir yazısında da benzer ifadeleri kullanmıştır. Dergâh Yayınları’nın yakından tanıdığı, Dergâh’ı yakından tanıyan iki kişi bu hatırlatma ve vurguyu maalesef maksadının dışına çekerek derginin ve Dergâh müesseselerinin “yerli ve millî” olmadığını göstermek istercesine, bununla da yetinmeyerek -ne demekse- Dergâh’ın Demirel sağcılığından bahsetmişlerdir. Bu en hafif tabiriyle yanlıştır, haksızdır, yazılarını ve kitaplarını yayınladığı için “iyi” tanıdıkları bir müesseseye vefasızlıktır.
11 Eylül 2020 günü Dergâh Yayınları’nın sosyal medya hesaplarından yayınlanan açıklama haksızlığı açık olan bu imalı beyanlara karşı mecburi bir cevaptı ve tanıdığı yazarlarını insafa ve özür dilemeye davet etmekteydi.
2
Beyanlarını tashih etmesi ve özür dilemesi gerekenler Dergâh dergisinin yayın yöneticisi Ali Ayçil’i suçlayarak yollarına devam etmeyi, onun üzerinden haksızlıkları artırmayı tercih ettiler. Halbuki açıklama müessesenin açıklamasıydı ve şahsa ait olan kısım da bu müesseselerin kuruluşunda ve gelişmesinde büyük emekleri geçen, karşılaştığı her kabiliyetli gence yaptığı gibi bu imalı ifadelerin yazarlarına da destek veren Ezel Erverdi’ye aitti.
Ezel Erverdi imzalı beyanatta Ali Ayçil’in dahli ve yönlendirmesi yoktur ve esasen böyle bir şey de mümkün değildir.
3
Önceki açıklamada bir yakınlık ifadesi olarak kullanılan “eşimle özel hayatına dair dertlerini paylaştı” cümlesi meramını aşacak şekilde anlaşıldı ve istismara yol açtı. Yazıları yazanlar dahil Ezel Erverdi’yi tanıyan herkes onun bu anlaşılma ve kullanılma biçimiyle alakalandırılabilecek bir insan olmadığını kesin olarak bilirler. Ezel Erverdi’nin Sibel Eraslan’la, kendi ailesi arasındaki dostluğu vurgulamak niyetiyle kurduğu cümlenin yanlış yerlere çekilmesinden dolayı üzgünüz.
Sevenlerimizi, takipçilerimizi üzdü isek onlardan da özür dileriz. Biz onları ailemizin, yaptığımız işin, yürüttüğümüz ilkeli mücadelenin bir parçası olarak görür ve sevgi ve saygı göstermekte kusur etmemeye özen gösteririz. Bu sebeple kurumlarımıza karşı yapılan haksızlıkları ve ithamları -tenkitleri değil- cevaplayarak sevenlerimizin ve takipçilerimizin, mesleğimiz ve değerlerimizin de hak ve hukukunu koruduğumuz kanaatindeyiz.
Selam ve hürmetlerimizle kamuoyuna arz ederiz.
Dergah Yayınları
İZDİHAM