Dilek Kartal’ın Taşı Kim Atacak Kitabından Sınıf Tekrarı Şiiri
her şeye
toprağa ihanet gibi yükselen bi avm
ve senin brokoli çorbanı ekmeksiz içişin
sahi ne oldu da; önce yanılmıyorsam siyah bi araba
sonra saçlarında sınıf atlayan çocuk sevinci
bunu çok unutmak istemiştim
vaktiyle biz koleje gideriken …
yarısı yenmiş tırnakların senin
benim iki örgüm vardı; mahalle ağzımı gizleyen
iç geçirdiğimizi duymasınlar diyeydi
armalarına tepeden bakardık
ten rengi süper ince çoraplar – bize yasak
etekler dizin dört parmak üstünde – o da yasak
hele saçlar; papatya suyuyla sarışın
sen, servis sileceklerine el sallarken
ben, canı cehenneme diye bağırmıştım
biz hiç koleje gitmedik ki
yok bana böyle ne olduğu falan
aklım iki karış
kısaldıkça güvenlikli bi kapıda
sesimi dişimle dizginledim
aç açık apaçık birileri hükmüne açlık zincirlerken
sen hala mı burada sarı laleler
gök bu kadar mı aldırışsız mavi
oysa sesini sesimin yanında ne çok isterdim
sesini anne sesleri hizasında, ayak seslerinin
sesini bırak bi babanın bayram suskunluğunda
bi çocuk tepemde dikildiğinde: boyayım mı abla
dikine dikine ama: boyayım mı abla
ayaklarımı bırakıp kahretsin dedim
birileri en uzaktan: amin
ben en çok sesini isterdim sesimin yanında
eskisi gibi
yine de kötü diyemem sana Allah var
bu benim ben’imle savaşmam
bu benim çürüyen çağla
biz huzursuz biz kendine dikenler
kendine kemirgenler biz buna doku uyuşmazlığı
aramızda bi cari açık: chanel no 5
maaşımın kaçta kaçı freeshoptan alınırsa
şimdi sen o yetimhane senin bu darülaceze benim
o meşum siyah arabada yine
ellerin seyrek de olsa kırkılmış başlarda
Allah’tan çenenle değil dudaklarınla hürmetlisin
peki hiç konuşuyor musun ellerinle
porselen tırnaklarından utanıyor musun
ben utanıyorum da boş ellerimi eve taşımaktan
geceleri sıkılı bi yumruk
kendime sıkılı bi yumruk kesiliyorum
bi de artık saçlarımı örmüyorum
bak bu da Allah’tan
Dilek Kartal, Hece Dergisi
İZDİHAM