Ayın on beşinde bütün memurlar biraz seküler
Biraz deyince miktar belirtmeni istiyor kasiyer
Yorgunum, yorgunsun, yorgun…
İnceldiği yerden kopuyor, tutuyorsun
Kayıtlara şöyle geçti; bir devrimci banka reklamında oynuyor
Göğsünde biten kaygı,
Bitmeyen kavga, bitmeyen trafik, bitmeyen baş ağrısı, bitmeyen…
Gözlerinde beliren yalın ayaklı cinneti anlıyorum.
Anlıyorum devlet sonbaharı romantik bulmuyor
Elinden gelen ardını reddediyor
Bunu bıraktığım yerde mantıklı buluyorum.
Yirmi altıncı madde ve kasisler,
Açılmayan o bayramlık ağız…
Yerde görünce öpüp kaldırımın yükseğine koyduğun nimet gibi,
Sahih bahaneler de seni ikna edemiyor.
Bak işte bir şair ağzıyla kuş tutmaktan geliyor.
Kelebek kozadan
İnsan yaradan çıkar bazı
Bazı yanlışlar tüm doğruları götürür bir çırpıda
Dışarda dışarısı diye bir yer var, bunu ayakların inkâr ediyor
Cellât yalnızlığıyla, soğukkanlı bir ilmek duruyor boynunda.
Aşkar Dergisi 52. sayı.
Emrah Çiftçi
İZDİHAM