neydik biz, neydi bu ısrarlı uyku.
ve ne zaman toplanmıştı bu esrarlı cemiyet.
tebeşirle önümüze çekilen bu şerit,
hangi sabahın kıyısında durduracaktı bizleri.
bir kale duvarı gibi olduğumuz yerde;
nasıl başka mevzileri savunabilecektik.
ve bahçemize örülen çitler;
hangi bahçıvanın maharetli elleriyle
günler ve güllerce süslenecekti.
uzak ülkelerde yanan ışıkları,
nasıl karanlığa gömecektik tek bir hareketle.
bunun bilgisi nerede saklıydı?
düşünmek gerekirdi elbet.
bu noktada düşündük.
ve silkeledik beynimizdeki o kanlı
damarlara sıkışmış kirli ezberi.
o sihirli kudreti aradık ve anladık.
kudret başımızda eski bir miğfer.
miğferin alametinin hangi sandığa
sakladığını kestiremez; ve uzak ülkelere,
bahrın en derinlerine gidenler bilinmezdi.
bilenleri öldürmekle itham ederlerdi.
biz onların peşine düşecektik kimdi onlar?
annem dediğim, yârim dediğim bir histen uzakta
topraktan toprağa adım atarken,
şimdi geldiğimiz o yerlerden,
o şuursuz meşgaleden
nasıl sıyrılacaktık ve tekrar
nasıl bulacaktık o ısrarlı uykuyu?
bunun bilgisi nerede saklıydı?
Erdi Demir
İZDİHAM