5 Mart 2016

Esra Karaosman’dan İzdiham’a gelen mektup

ile izdiham

Bu saatte rahatsız ettiğim için kusuruma bakmayın ama bu akşam yaşadığım ve bana tebessüm ettiren bir şeyi paylaşmak istedim sizinle.

Aralık sayınızı okurken babaannem yanıma geldi ve dergiyi incelemeye başladı. Kendisi seksenine merdiven dayamış biri. Okuma yazması yoktur ama sever bakmayı, sever okuyanları. Derginin arkasındaki ağacı görünce tebessüm etti ve yanında ne yazdığını sordu.

Ben de söyledim: “Beyler! Burada oyun oynamıyoruz. Acı çekiyoruz.”

O sırada yatsı ezanı okundu. Hiçbir şey söylemedi. İçeri geçti. Biraz sonra ne yapıyor diye yanına gittiğimde namaz kıldığını gördüm. Onu izlemeye koyulmuştum ki selam verdi.

Namazı bitmişti ve dua etmeye başladı. Beni görünce birden durdu ve şöyle dedi: “Bu okuduğun şeydeki uşakların adı ne? Neden acı çekiyorlar söyle de dua edeyim onlara”

Bu yaşadığımız öyle hoşuma gitti ki paylaşmak istediğimi söyledim. Kocaman bir hayır cevabı aldım. “Dua ettiğini söyleme ettiğin kişilere, duanın derecesini azaltma” dedi. “Ama birilerinin duasında yer aldığını bilmek insanı mutlu eder” dedim. ”

Duan samimiyse Hakk, kulun kalbine bunu hissettirir üzülme” dedi. Israr ettim izin vermesi için utanırım dedi. Benim hadsizliğim babaannemin irfanının altında ezildi elbet ama sonunda sadece size anlatmak için izin aldım. ? Bu anının sizde de tebessüme sebep olacağını düşündüm çünkü.

Hayırlı geceler.

Bu mektup dün gece Esra Hanım tarafından mail atıldı.
İZDİHAM