hiçbir şey duyulmuyor
ağzı kabuk bağlı
ve ben
ne zaman bir ağacın kurtlu,
acıtan, yaşlı kabuklarını,
ince, biçimsiz, ağır parmaklarımla kopartsam
menekşelerimle, şarkılarımla,
bir fırtınayla kopartsam
bırak diyor sanki, bırak, acıyor
kabuk bağlı ağzı
hiçbir şey duyulmuyor
ihtiyar sözlerine toprak atan ülkenin
sularında şakıyan kamra!
korkacak gibi oluyorum
göğsünde buz, göğsünde ateş, göğsünde kızıl,
kırmızı
bir ayin gibi düşüp
yara saçan yanakları aydınlık, utangaç
bakışıyla gelen, koşan, durmayan…
/yaklaşıyor cehennemim./
ertelenme süresini dolduran bir hayalin
geri dönme ihtimali yoktur
o halde neden bu ihtimale yalvaran
parmaklarım, menekşelerim, fırtınalarım
ve neden ağacında acıtan, kurtlu kabuk?
neden ıslaklığını kalbinde arıyor yağmur,
rüzgar değmemiş ağıta hesap sormak neden?
havva’nın bedeninden düşen yapraklar örtüyor beni
yaklaşıyor,
duyulmuyor hiçbir şey
ağzı kabuk bağlı
cehennemimin.
Gökhan Şimşek
İzdiham