BİLDİM
Hiçbir şey bilmiyorum evet. Çamura can verildiğini biliyorum. Bunu okudum. Okuduğumda öğrendim. Öğrenmek yetmiyordu aslında, inanmam gerekiyordu. Ya da inanmayabilirdim de. Bu, öyle bir bilgiydi. İnanmayı tercih ettim. Ya da tercih etmedim, ben seçmedim, inandım sadece. Bunun dışında bir şey bilmiyorum. Bunu ona da söyledim. Çamura can verildiğini bildiğimi, bunun dışında bir şey bilmediğimi ona d söyledim. Alim bir adamdı o. Bana rahat olmamı, bundan başka bir şeyi bilmeye ihtiyacım olmadığını söyledi. Ben de ona “Peki sen neden bundan çok daha fazlasını öğrendin?” dedim. “O kadarını bilmenin yeterli olduğunu anlamak için.” diye cevap verdi.
TAHAMMÜL
Kafa taşıması gereken yerde bir çuval saman taşıyan bir adamla karşılaştım. Adama “kafanın bulunması gereken yerde saman çuvalı var” dedim. Hiddetlendi, bağırıp çağırdı. Saman çuvalı dediğim şeyin kafası olduğunu söyledi. O zaman anladım insanların gerçeklere tahammülünün olmadığını. Çünkü adam bana yalan söylediğimi söylediğinde ben de ona hiddetlendim, bağırıp çağırdım.
TAVUK
Bana akşama kadar yaptığı tek işin tavuk kovalamak olduğunu söyledi. Ona inanmadım, böyle bir şeyle vakit geçmez, mutlaka başka bir şey yapıyorsundur dedim. Diretti, tek yaptığı şeyin akşama kadar tavuk kovalamak olduğunu söyledi. Ben de direttim, “bu imkânsız muhakkak başka bir şeyler de yapıyorsundur” dedim. Böyle böyle akşam oldu.
SEVMEK
Sevmenin yeteceğini kendime. Kendime inandım. Ama risk alamadım. Bu yüzden önce dedim, kendimi seveyim, bakayım yetiyor mu? Kendimi sevdim. Kendimi çok sevdim. Kendimi çok çok sevdim. Yetti. Kendimi bu kadar çok sevince kalbimde başkasını sevmeye yer kalmadı.
Güray Süngü
İZDİHAM