Gürkan Sabri Şakrak, 11e 10 Kala
Rantsal insan ilişkileri.
Tüketim toplumu; günümüzde üzerinde bilimsel tartışmaların yapıldığı ve çoğu görüş sahiplerince çağımızın insan tipini tanımlayan kavram. Bu tanımlamanın derinlerine ve arka planına bakıldığında mevcut egemen sistemden doğan dürtülerle karşılaşırız.
Sermaye sürekli yeni markalar ve alışkanlıklar tasarlamakta ve bunları süslü, harikulade gösterilerle pazarlamaktadır. Bunları adım attığı her yerde baktığı her köşede gören çağımızın yoksun insanı her yaratılan yeni markayı ihtiyaç olarak hanesine eklemektedir. Böylece yoksunluk hissi daha da artmaktadır. Peki bu yoksunluğu yok edecek kaynaklar aynı sistem tarafından kendisine sunulmakta mıdır? Hayır. Ancak bu sistemin de elbet zayıf, savunmasız noktaları içinde barınmaktadır. Sermaye, marka ve alışkanlıkları yaratırken bunlara ulaşmanın kolay yollarını bulmada insanlara rol model olmaktadır. Çünkü kendisinin sağladığı birikimin temeli de ‘RANT’ yoluyla sağlanmıştır.
KAPICI ALİ İLE MİTHAT BEY İN ‘RANT’ SAL İLİŞKİSİ
Mithat Bey, İstanbul da bir apartman dairesinde kendi başına yaşayan yaşı 80’lere dayanmış bir ihtiyardır. Gündüzleri vaktinin çoğunu 1950’li yıllardan beri sürdürdüğü gazete, saat ve çeşitli ev eşyaları koleksiyonuna parçalar eklemeye harcamaktadır. Bir gece deprem olur ve apartman sakinleri binanın çok eski olduğu ve depreme dayanıksız olduğu düşüncesiyle yeni bir binaya taşınılıp, apartmanın yıkılmasına karar verirler. Ancak koleksiyon parçaları yüzünden evinde adım atacak yer bile bulunmayan Mithat Bey, koleksiyonuna zarar gelmesinden korkarak karara karşı çıkar. Bu nedenle evinden dışarı çıkmamaya karar verir ve günlük işlerini kapıcı Ali’ye yaptırır. Ali, Mithat bey in istediği malzemeleri alırken bu malzemelerin çok değerli olduklarını öğrenir.
Apartmanın zemin katında yaşayan kapıcı Ali, çocuğunun rutubet nedeniyle astıma yakalanması nedeniyle ailesini başka bir yere göndermiş, tek başına yaşamaktadır. Bu arada bir yandan düzenli, sabit maaşlı bir iş bulmaya çalışmaktadır. Apartman sakinlerince kendisine sürekli iş verilen Ali başka bir iş aramaya fırsat bulamaz. Mithat bey in verdiği görevler sayesinde İstanbul’u dolaşma fırsatı da bulur. İstanbul Ansiklopedisi nin 11. Cildini aramak için girdiği kütüphanede iş ilanı dikkatini çeker ve başvurur. Bu arada Mithat Bey de diğer yandan taşınmaya hazırlık için koleksiyon parçalarını birimlere ayırarak kolilemekte ve Ali nin yardımıyla depoya taşımaktadır. Ancak bu eşyaların değerini anlayan Ali, bu kolilerden aldığı parçaları birer birer satmaktadır. 60 yıllık birikim Ali tarafından harap edilmektedir.
Filmin ana karakteri Mithat bey, Sümerbank bursuyla ABD Stanford Üni. De eğitim görmeye hak kazanmış ve binbir zorlukla ABD ye gittiğini anlatmaktadır. Türkiye ye dönünce Emniyet Teşkilatı nda görev almış ve Polis Radyosu nu kurmuş. Koleksiyonu uğruna eşinden ayrılmış ve yalnız yaşamı seçmiştir. Bu nedenle dışarıdan gelecek her türlü olumsuz etkiden birikimini korumak istemektedir. Yeğeni Ömer ona kolilemede yardım etmek için geldiğinde değerli eşyalar iştahını kabartmakta ve devamlı sahaf dükkanı planından bahsetmektedir. Mithat bey ise koleksiyonun satılacak bir şey olmadığını söyler. Mithat bey, geçmiş, şu an ve gelecek arasındaki bağı koleksiyonu ile kurmaktadır yönetmenin de deyimiyle. 11 ciltlik İstanbul Ansiklopedisi nin eksik olan 11. Cildi olmadan bir anlamı olmadığını söyler.
Ancak maddi koşulların baskısı altında kalan Ali, Mithat bey in koleksiyonundan ‘RANT’ elde etmeye devam etmektedir. Artık apartmandaki herkes yeni evlerine taşınmış, sadece Ali ve onları rantçı olarak niteleyip yıkım raporunu imzalamayan Mithat Bey kalmıştır. Ali, Mithat bey in isteklerini alırken başvurduğu iş başvurusuna kabul edilmiş ve kapıcılıktan da kurtulmuştur. Artık ne Emniyet Apt. na ne de Mithat Bey in koleksiyonuna ihtiyacı vardır. Ancak aklında İstanbul Ansiklopedisi nin 11. Cilt olmadan bir anlamı olmadığı sözü vardır. Bu nedenle 10 cildi satıp para kazanırken 11. Cildi de sahaftan satın almak yerine kolaya kaçarak çalar. Apartmandan ayrılırken 11. Cildi yemek masasında bırakır. Belki böylece Mithat bey in istediğini yerine getirdiğini düşünmüştür. Ancak onun bütün birikimini yediği aklına gelmemektedir. O cildin tek başına bir anlamı olmadığını bilmemektedir. Diğer 10 ciltten alacağını almıştır o zaten.
UYUTULAN İNSANIN GERÇEĞİN FARKINA VARMASI
Sonunda Mithat bey koskoca apartmanda tek başına, yıkım raporunu imzalamayan tek kişi olarak, bütün koleksiyonu harap edilmiş ortada kalır. Tüm varlığını oluşturan, uğruna yalnızlığa katlandığı, kendini anlamlandırdığı koleksiyonu maddi ihtiyaçlara kurban gitmiştir. Biri diğerinin kaynaklarını kullanarak zenginleşip, gelişirken; diğeri tüm birikimini, kaynağını ona kaptırmış, fakirleşmiştir.
Film, günümüz toplum yapısında çok önemli bir tespiti yaparken, bu toplum algısının değişimi ile ilgili bir çözüm sunmamaktadır. Sunmamak bilinçli seçilmiş olabilir ki muhtemelen öyledir. Mithat bey in Ali’nin boş evine girip 11. Cildi gördüğü ve arkasını dönüp çıktığı sahnede Mithat Bey in aklından geçenleri sadece yorumlayabiliyoruz. Mithat Bey, birikimini elinden alan insanlığa karşı koyup koleksiyonuna sahip çıkamadığı için kendini mi suçlamaktadır? Yoksa bir düzen hesaplaşması içine düşüp, apartman sakinlerine hayıflandığı gibi ‘RANT’ a mı vurgu yapacaktır? Tespit zaten bellidir. Peki reçete?
Gürkan Sabri Şakrak, sinemasaldunya
İZDİHAM