30 Ocak 2020
Hakan Yirik, Tümör
beni usulca sendeki ceviz sandığa koydular
orada tanıştım yalnızlığın pelüş kaplanlarıyla
bir noktaya yakışır küçüldüm ve dünya bana
sokuldu sırıtarak böyle başladı kalpte alınganlıklar
döndüm ve geçti acının yüzüne sürdüğüm astar
kime ayırır bizden kalanı doymadan kalkılan sofra
bir nar açılır sandım vehmin küflü burgusuyla
bezler envai beyaz hayat eşittir kütle bölü mezar
allah’ının önünde hazır olda cengâver bir yalvaç
gibi itirazlar dolusu ümmet saçıyor bir hallaç
susturduk vücudu kopan figandaki çizgiler yatay
anıların buzulunu yontarak ısınmaktı o gün revaç
sende bir acı vardı bin yıl kaldı yüzün bundan dolunay
şimdi beni bir ormana salıyorlar ve bana kaç kaç kaç!
Hakan Yirik, Akatalpa
İZDİHAM