Bir filmde geçiyordu; komiser imama sorar, hocam ben karımı dövmek istiyorum ama dövemiyorum. Bu günah mı? İmam hayır cevabını verir. Komiser: ama dövmek istiyorum. İmam: dövemiyon ama. Komiser: dövemiyorum değil dövmüyorum. İmam: o zaman günah. Komiser neden diye sorar. İmam, dövememek merhametten dövmemek kibirden, kibir büyük günah diye cevap verir. Eylem aynı, ama sonuçları farklılaşmaktadır. Yine insanın kendi sıkıntıları ve dertleri ile baş ediyor oluşu onu güçlü bir varlık haline getirebiliyor fakat neden bize uzanan merhametli bir ele ihtiyaç duymayalım. Herkesin her şeyini tek başına hal ediyor oluşu bireysel olarak güçlü bir figür çizerken beraber yaşamanın beraber kırılgan olmanın daha cazip bir tarafı mevcuttur. Sevdiğinin sana seni seviyorum demesi ruhunda yaralar kapatıyor ve sevdiğin bunu bilerek söylemiyorsa kibirdir. Ve bunu ısrarla bilerek ve isteyerek söylemiyorsa daha da büyük bir kibirdir. Ve merhametini kaybetmiş bir insandan daha tehlikeli bir varlığın olabileceği yazılmamıştır henüz.
Zalimlik sadece kaba saba insanların acımasız eylemlerinde geçmez. Bazen en çok sevilen en masum olarak görülenler daha zalim olabiliyor. Onu seviyor olmamızdan kaynaklı büründüğü kibir ile zalimlik yapabilmektedir. Aynısı çocuklarda geçerlidir. Çocuklar da birbirlerine karşı zalim olabilmektedirler. Var olan kusurun veya eksikliğin hunharca alay konusu edebiliyor çocuklar. Fakat bir fark var; bilerek ve isteyerek değildir bu. Yetişkinlerde ise bilerek ve istemeyerek zalim olabiliyorlar. Nitekim felsefi deyişlerde insan bilerek kötülük yapmaz diye bir ibare geçerken kutsal kitapta “bilselerdi yapmazdı” diye bir ibare geçmektedir. Bu yanıyla bilerek kötülük yapmak zalimlik kategorisinde ele alınabilir. Çünkü yaptığın kötülüğün ortaya koyduğu tahribatın farkındasındır ve buna rağmen bu kötülüğü yapabiliyorsun.
“seni seviyorum” cümlesinin ruhu tedavi etme biçimi olduğu kadar söylenmediği takdirde ruhta açacağı yarayı bilememek de zulümdür. Siz zalimleri sadece katliamlar yapan, topluluklara zülüm yapan güç sahibi kimseler olduğunu mu düşünüyorsunuz? Şöyle bir etrafınıza bakın bir gülümsemeyi ve güzel bir sözü sizden esirgeyen o çok sevdiğiniz kimselere bakın. Ve aldanın. Zalimleri seven birileri var mıdır sorusunu sormadan önce zalimleri sevdiğimizi unutmayalım. Çünkü zalimler de yaşama dahildir ve beraber yaşıyoruz. Merhamet ile yapılan kötülükler de var son birkaç asırda fakat ruhu iyileştirir. Aynı şekilde kibirle işlenen sevaplar da mevcuttur ruhu darmadağın eden. Herkes sevdiğini merhametli sansa da merhamet, derin düşünebilenlerin mahir olduğu bir yaşam tarzıdır. Derin düşünce azaldıkça insanlar ve topluluklar arasındaki çatışma halleri nirvanaya ulaşmaktadır. Bu yanıyla günümüzde bencil yaşamların doğurduğu kibir halleri moda halini almakta ve merhametli olanlara saf muamelesi yapılmaktadır. Olsun merhametli olup saf damgası yemek kibirli olup özgüven patlaması yaşamaktan evladır.
Merhametli bir yaşam sürmenin püf noktası insan olabilmekte gerisi içsel kavgalarında yenilen figürlerin dış dünyaya uyguladığı zalimlik halleridir.
İZDİHAM