27 Kasım 2022
Halil İbrahim Kuruçay, Sen Gittin, Sen Kaldın
İnsan yirmisinde kaybedince anlıyor
mezarlık başında yitirdiği sevdiğini
bu çağdan hiçbir şey anlamadım ta ki yaşamım sana çarpana denk
ben bilmedim hiçbir şeyi cahildim ve üstelik rengimde yoktu
yanımdaki mavi gözlü çocuğun elleri bağışlanmayı dilerken
ben şimdi
seni kimden nasıl dilemeliyim
bilinmez bir çağın suskunu olurken sana karşı
cebimde taşıdığım geceye şimdi ben
altın sarısı güneşi nasıl anlatayım bir gece vakti
Ay’a bakıp kayan yıldızla dilek dilerken
gerçekleşmemiş bir dileği vardı dersiniz soranlara
üzerine ütülü takımlar çeken insanlar kadar
yakışmıştı bu korkakça yaşanılan dünya
şimdi ben kaybolurken senin gölgende
camii avlusundan okunan o sela’nın
sen gittin, sen kaldını oldum.
İZDİHAM
Editör: İ. Varelci
Editör: İ. Varelci
“bilinmez bir çağın suskunu olurken sana karşı
cebimde taşıdığım geceye şimdi ben
altın sarısı güneşi nasıl anlatayım bir gece vakti”
Ahh.
yine birşeyleri kopardın gittin