ŞAİRLER SAKALLI ÖLMELİ
Sokuluyorum kıvırcık sakalımın en kuytu köşesine
Gökyüzüne eş koşuyorum uçurtmaları
Nakaratından bir türkü tutuyorum avuçlarımda
Siyah beyaz bir fotoğrafım
Ayna kenarında solmak kaderim
Güneş ki soldurmak için doğmaz hiçbir zaman fotoğrafları
Poz veriyorum hayata her an
Afili çıkmak uğruna tıraş olmadım bak aylardır
Sakal yakışmasa da
Şairler sakallı ölmeli bir şiirin sonunda
Ter boşanmalı tek celseyle parmak uçlarından
Ve bir cümle
Ne yazar şair vasiyetine?
Vasiyetim benim, fragmanı ömrümün
Özet geçiyorum yaşamın kıyısından
Günbatımı serinliğinde
Bir kenara iliştirilmiş imgelerde
Sonbahar hüznüyle
Sakalım biraz daha uzadı bu şiirle
Elim, çiçek tarlasındaymış gibi geziniyor çenemde
Kayboluyor çocukluğum
Yabani gençlik üstümde eğreti
Sakal yakışmasa da
Şairler sakallı ölmeli
Ali Akçakaya
Sn. Ali Akçakaya
İsmet Özel’in ‘Kötü Şiirler’inde geçen “Bütün müsveddelerimi yırttım,/göğsümüm kıllarıyla/gövdemin kokusundan buharlaşıyor şiir” dizelerini anımsatan şiiriniz şairin konumu hakkında bir önerme içeriyor: “Şairler sakallı ölmeli”. Şiirin yapı unsurları imgelem açısından elverişli kelimeler ihtiva etse de yer yer sıradanlaşan ifadeler şiirdeki seviyeyi aşağıya çekiyor. “Günbatımı serinliğinde/Bir kenara iliştirilmiş imgelerde” dizelerinden sonra “Sonbahar hüznüyle” dediğinizde şiirde yaptığınız birçok yenilik birden başladığınız yere sizi geri döndürebiliyor.
Diğer yandan “Ne yazar şair vasiyetine?” dizesi şiir için önemli bir soru değeri taşıyor. Ayrıca “Siyah beyaz bir fotoğrafım/Ayna kenarında solmak kaderim/Güneş ki soldurmak için doğmaz hiçbir zaman fotoğrafları” dizeleri şiirinizi belli bir seviyede tutabiliyor.
Şiirinize başlarken dizelerinizde geçen kelimelerin iç akustiği ve ahengi sesi ve kulağı tırmalıyor. Şiirde yapı ve sesin kullanımı konusunda biraz daha mesafe almanızda fayda var. Bu konuda Yahya Kemal’in şiirlerine bakabilirsiniz.
Halit Ayarcı
İZDİHAM