Edebiyat Ortamı Dergisi, Şiir Yıllığından sonra Öykü Yıllığını da Sadık Yalsızuçanlar ile çıkardı.
Bir önceki sayısında Mustafa Aydoğan tarafından titizlikle hazırlanan Şiir Yıllığı 2011’i okurlara armağan eden Edebiyat Ortamı dergisi; bu kez, Sadık Yalsızuçanlar imzasıyla Öykü Yıllığı 2011’i öykü ve şiirseverlere sunuyor. Öykü ve şiirsever derken biraz da kendimi kastettim elbette! Başta Kitap-lık, Özgür Edebiyat, Varlık, Yedi İklim, Zalifre Yazıları, Hâr, Dergâh ve Hece Öykü gibi dergilerde 2010’da çok iyi öyküler okumuştum.
Notlarımı bir türlü derli toplu tutamadığım için her şey uçup gitti. E. O. Öykü Yıllığı için bir soruşturmanın da yapılacağından haberim olsaydı notlarımı özenle saklardım. Yıllıktan söz etmeden önce, değerli dost Mustafa Aydoğan’ın yönetiminde 20’nci sayıya ulaşan Edebiyat Ortamı’nın içeriği hakkında birkaç cümle etmekte yarar var. Girişte “Güncelin Tarihi Üzerine Kısa Notlar”
başlığı altında hem kendinin hem de derginin duruşunu özetleyen Aydoğan’ın bir sözünden doğrusu çok etkilendim.
Varlık ve Adam Sanat dergilerinin okul özelliği taşıdığı yıllardan gelme bir şair olarak, her ne kadar başlarda internet ortamına alışamamış olsam da şimdilerde ben de artık yazılarımı internet üzerinden gönderiyorum ve hiçbir derginin ofisine uğramıyorum
ya da uğrayamıyorum. Bu da çağın ayıplarından biri belki, şairliğimi borçlu olduğum Varlık dergisinin şu anki yönetim adresinin Okmeydanı olduğunu iki ay önce öğrenmiş olmam ise bir başka ayıp; Cağaloğlu Yokuşu beynime öyle bir kazınmış ki Çemberlitaş’a bile uzun yıllar alışamadım. Kalp ve duygu insanı Mustafa Aydoğan bakın ne diyor: “Ankara’da yaşayıp da bize şiir, yazı veya öykü gönderen bazı genç arkadaşların, dergiye uğramayışlarını anlayamıyorum. Yani, biz yazımızı, şiirimizigöndeririz, başkaca da hiçbir şeye karışmayız mı demek istiyorlar acaba? Ben de diyorum ki; hayır beyefendi, şair olmak, yazar olmak bu kadar kolay bir mesele değil; dergiye katılıyorsan gelip bir ucundan da tutacaksın. En azından çayını içeceksin. Ne yiyoruz, ne içiyoruz, ne giyiyoruz bilgi sahibi olacaksın. Tabii, arzu edersen bir paketin de bir ucundan tutabilmelisin.”
Marksist olmama rağmen içimde hep bir inanç taşıdım, işte içtenlik bu olsa gerek; yani kalbi Müslümanlık! İçinde olsun dışında olsun herkesin Müslümanlığı da müslimliği de kendine. İtiraf edeceğim: Böyle bir içtenliğe sahip bir insanın hazırladığı Edebiyat Ortamı Dergisi’ni İstanbul’da dağıtmaya çalışmam da bundan olsa gerek. E. O.’nun bu sayısında da sevdiğim şiirler oldu: Adı Onur olan şairleri ben mi çok seviyorum yoksa onlar şiirleriyle beni mi gelip buluyorlar?! Bu kez şairim Onur Bayrak; “Yakınlık” adlı şiir bir süre başucumda duracak! Şiir demişken derginin diğer şairlerini sıralayayım: Hasan Hüseyin Çağıran, Kahraman Çayırlı, İbrahim Gökburun (her şiirine dikkat!), Mustafa Ergin Kılıç (“Papirüs” bir Cemal Süreya, hazır Ankara’dasın benim için Mustafa Dost’a uğra!), Bülent Ata, Hüseyin Kural (Hüseyin adlı şairlerime bir yenisi eklenecek gibi!), Cevdet Karal, Ömer Erdem ve İrfan Çevik. Dergide Cahit Zarifoğlu sayfaları ve Mustafa Karadavut denemesi de mutlaka okunmalı.
Öykü Yıllığı 2011’den söz edecekken yine dalıp gittim. Varlık ve Nesin yıllıklarının yerini ayrı tutarsak Sadık Yalsızuçanlar’ın hazırladığı bu yıllık bir anlama ilk; eksiklerine ve fazlalıklarına rağmen bir ilk. 2010 bende derin izler bırakan şu dört öykücüyü öyküleriyle yıllıkta bulamamak doğrusu üzdü beni! Şenay Eroğlu Aksoy, İlhan Durusel, Adnan Binyazar (hele ki “Bozkır Aydınlığında Aşk”!) ve Sevtap Ayyıldız öyküleri atlanmamalıydı bence! Suavi Kemal Yazgıç ve Yılmaz Yılmaz imzalı yazılar neyse ki Yalsızuçanlar’aiki kollu dört kanatlı destek.
Soruşturma sayfalarına yanıtlarıyla katılan Ahmet Büke, Faruk Duman, Fatma Barbarosoğlu, Hulki Aktunç, Murathan Mungan ve Yekta Kopan’ın değil yıllığı destek olmaları köstek oldukları açıkça ortada. Yılın en iyi öykü kitabı “Kumrunun Gördüğü” ile Sait Faik Hikâye Armağanı’nı kazanan Ahmet Büke’nin iki satırlık saçma yanıtı için bu armağanı keşke geri alınsa! Oysa, Gediz dergisinde Ahmet Çınar’la yapılan söyleşide kendisini ne çok sevmiş idim. Yıllıkta Ahmet Büke’den Cihan Aktaş’a, Kahraman Çayırlı’dan Mukadder Gemici’ye, Mustafa Kutlu’dan (uzun öykünün babası Kutlu’nun “Kötü Bülbül”ü beni ve öyküyü seven herkes okusun!) Necati Güngör’e, Refik Durbaş’tan Zeki Bulduk’a 40 öykücüden 40 öykü var.
Hüseyin Alemdar
İzdiham