29 Mayıs 2017

Hüseyin Kıran’ın Resul Kitabından Alıntılar

ile izdiham

Her ağaç bir yerini bulmuşluktur. (sf.11)

Hiç yürümemiş insan olamaz. Hiç izi olmayan insan olamaz demektir bu; insan ayak izlerinden kurtulamaz. Ve Resul de yürümüştü, izle doluydu hayatı ve pek çok izler bırakmıştı. Ama böyle olmasın isterdi. Hiçbir kum zerresini oynatmamış hiçbir suyu bulandırmamış olmak isterdi… (sf.12)

Başkalarının aklında yaşamaya başlayanlar yara almaz olur, alsalar da zor ölürler. (sf.22)

Fakat en kötüsü; insan başı, içinde boşluk kelimesini taşıyor, bu asla doldurulamaz bir şey. Ne yapılabilir? En doğrusu bu kelimeyi unutmaktır. Ama bu nasıl olabilir? Unutması gerektiğini bildiği bir şeyi nasıl unutur insan? Öyleyse içini tamamlayamaz, onda hep bir şeyler eksik olacak, hep bir yerleri boş kalacaktır. (sf.23)

Aç kalmak yoksa hiç, nasıl doyulur? (sf.29)

Ben Resul üstüne işte burada düşündüm. Düşündüm bilemezdim kimim, bu tamamen belirsizdi benim için. Çünkü bu yerde beni tanıyan ve bilen kimseler yok yok yok. (sf.84)

Tamamen diye bir şey yoktur. Asla hepsi olmayacaktır. Bu kadarcık şeyi bile öğrenemediğime göre aptal olmalıydım. (sf.87)

Ama uzlaşırsam içim ölür. Çürürüm. (sf.87)

Yaslandığım ağaç anlamıştı zorluğumu. O soylu sadeliğini iletiyordu, gücünü ve sadece ağaç olma bilgisini. Ben de tıpkı onun gibi sadece ben olmalıydım. Sadece Resul, sadece canlı, sadece kendim, kendimle eşit ve kendinden ibaret olmak ve bunu asla bilmemek. Bilmek çürütüyor çünkü canlıyı. (sf.88)

O bir ağaçtı, öyleyse sadece ağaç olmalıydı ve bundan başka hiçbir şeyle ilgilenmemeliydi. Tabiatında durmak vardı ve yürümeye çalışmamalıydı; çalışmamıştı da. Tabiatı doluluktu, doluydu. Tabiatında pes etmemek vardı, pes etmiyordu. Uzlaşmamıştı. Uzlaşmak, kendinden başka varlıklar kendilerini dayatınca onlara doğru evrilmek ve benzeşmek, onların onay ve inayetiyle artık varlığını sürdürmekti, bunu asla yapmamıştı. Kendisi hakkında hiçbir çelişkiye düşmemiş, ölmek ve varlığını sürdürmek dışında ikilemde kalmamıştı. Sadece ağaç, sadece canlıydı. (sf.89)

İnsan iletkendir, bunu herkes bilir. (sf.95)

Başkalarını yaralarız, çünkü o yarayı açanın artık hep hatırlanacağını biliriz. (sf.102)

İZDİHAM