Site icon İzdiham Dergi

İkindi Yağmurları, Yalçın Yaman

ikindi  yağmurlarını en çok ben severim

toprak kokusu karışınca işçilerin telaşına

ferahlamışken  tarlasını allah’a emanet eden babanın yüreği

denizler artık hazırdır kıyıları daha sert okşamaya

banyodan yeni çıkan çocuklar

daha mahcubdur annelerine 

ayakları çamura bulanmışsa

ben bu rüyayı sen kez gördüm

mahcubiyet sesin kadar güzelse

sevda uyandırır adamı uykudan sabah olmadan

her gün fabrika duvarlarına

gençliğini asan adamın insanlığa öfkesi

incitmez patronları dönerli deri koltuklarında

mecruh coğrafyalarda cinayetler topludur

fakat babasını toprağa bırakan çocuğun 

yüreği naziktir 

incitmeyin ne olur

emin olunamayan bir arzu gibi sürekli ertelerler  yaşamayı

annesinin saçlarını son bir kez  gören kızlar

ikindin yağmur yağar, ben evserim seni 

bu kapı bir serinlik kapısıdır, yerim yurdum 

yığılıp kalırım eşiğinde

hiç bilmem ki kırılmayı, dökülürüm

dökülürüm yerlere yorgun bir mermi gibi

en çok bu vakitler vazgeçerim koca adam olmaktan

şuh bir gülümsemedir artık sokaklar bana 

günaha davet var

davete icabet

şimdi tüm yanlarımı yaslamışken 

sokağın sıvası dökük duvarlarına

karanlığın övgüsünü kuşlardan dinliyorum

kuşlar her gece örüyorken yeniden şehrin kaderini

anlarım ki yarısı seni sevmekle geçmiştir ömrümün

Exit mobile version