Heyecanı anlaşılmayan insanın içinde olan sarsıntıların büyüklüğü Richter ölçeği ile ifade edilemiyor. Coğrafya derslerinde dünyadaki en hasarlı doğa olaylarının insanın içinde olduğu anlatılmıyor. Kaç kez yıkılıp kalıyor da insan yürüyüp gidiyor. Yol yürüdükçe uzuyor, uzuyor, uzuyor.
İnsan, bir şehrin bazen ne bir kaldırım taşı, ne bir sokak lambası, ne bir ırmağı, ne de bir sesi oluyor. İnsan bir şehrin bazen kimsesizliği oluyor ancak. Bir duvar arıyor oysa insan yorgunluğunu yaslamaya, bir dağ arıyor, bir söz arıyor. İnsan bir arayıştır en çok.
İnsan, bir insan arıyor. Sesine yankı olabilecek bir insan… Gözlerine baktığında kendisine benzettiği birini arıyor. İçten gelen her şeyin sıcaklığını paylaşıp bir muhabbette dinlenmek istiyor. İnsan kendisini görmek istiyor. İzdiham Okuma Hareketi insanın kendisini görmesi ,insanın kendisini yaşamasıdır.
İyiler aslında yakındır, diyerek İzdiham Okuma Hareketi’ne başlayalı bir yılı aşkın bir zaman geçti. Şu an, 52 şehrimizde okuma etkinliklerimiz koordinatörlerimiz öncülüğünde gerçekleştiriliyor. ‘’Ey okur bil beni.’’ diye sesleniyorsa yazar, okur da bilinmek istiyor. Bir kitabı okuduğunda aynı cümlelerin altını çizdiğin birileriyle aynı yerde olduğunu, aynı sokaklarda yürüdüğünü bilmek öyle güzel ki. Heyecanı paylaşmak ve ortak heyecanların olması insanın yorgunluklarını üzerinden silkip atıyor.
Bir şehrin kimsesizliği olmadığımızı okuma etkinliklerimizle gördük. Nasıl şehirde bir telefonun son modeli piyasaya çıkar çıkmaz onu alıp bundan mutlu olan birileri varsa, biz de varız. Bir markanın takım elbisesini giyinip kendisini üst düzey gören birileri varsa, insanlara yardımı lütfediyor gibi yapan birileri varsa, kendi zafiyetlerini ört bas etmek için başkalarının hayatlarını konuşmaktan keyif alan birileri varsa, içinin boşluğunu araba modellerine yetişmeye çalışarak doldurmaya çalışan birileri varsa, biz de varız.
Her şehirde aynı kaygıları hisseden birileri var. Okudukça ruhunun doymak bilmeyen bir açlığını olduğunu gören birileri var. Allah’ın Peygamber’den ilk isteğinin peşine düşmüş, var olmak üzerine kafa yoran birileri her şehirde var. İzdiham Okuma Hareketi olarak derdimiz de bu güzel insanları bir araya getirmekti, şükürler olsun iyiler birbirinin farkında.
Nevşehir’de İzdiham Okuma Hareketi’ni başlattığımız 2015 temmuzunda yaptığımız etkinliğimizden sonra bir arkadaşın gönderdiği e-mail aslında meselemizi anlatıyordu: ‘’ Başka bir şehirden eve dönmüş gibiyim.’’ Bir şeyleri açıklamak durumunda kalmadığın, söylediğini anlatmak istediğin haliyle anlayan kişilerin olduğu bir yer burası. ‘Yanlış anlaşılma’ kaygısı yok burada. Okuduğunda heyecanlanıp pencereleri açtığın cümleleri söylediğinde, içinin titreyişini hissedenlerin hareketi bu. Kitaplara kaçmış insanların cümlelerin götürdüğü yerde birbirleriyle karşılaşmaları. İsmet Özel’in ‘’Kalbine dön!’’ dediği bu. Kalabalıklardan, gürültülerden, boş sözlerden, başkalarının hayatlarından, şu dünya hayatının hırslarından kendini arındırmış insanların aynada kalbine bakması.
İçine doğru bir yolculuğa başlamış, içinde bir kuyu kazan insanların bir araya geldiğinde ortama bile sirayet eden o huzur var ya, işte bunun için hareket ediyoruz. Birbirini Ahmet Hamdi okumuş bir insanın kullanacağı kelimelerden, ancak Dostoyevski okumuş bir insanın, Sezai Karakoç okumuş bir insanın gözlerinde olabilecek duygulardan tanıyan insanları bir araya getirmek çabasındayız. Bütün okumalarımız esasında, verilecek hesabın daha çok bilinmesi için. Allah’a mahcup olmak istemiyoruz. Allah’ın karşısında susup kalmak istemiyoruz.
Aslında bir şehrin içinde kendimize ‘steril alan’ oluşturuyoruz. 21.yüzyıl koşturmacasında güzel insanlarla kitaplardan, filmlerden yola çıkarak hayatı okuyoruz.
Herkesin her şeyi bildiği yerlerden, öğrendikçe bilmemeye doğru hareket ediyoruz. Yağmura şaşırmaya, ırmaklar için Allah’a teşekkür etmeye, içtenliğin çok etkili bir tedavi şekli olduğunu göstermeye, kalplerimizi iyi tutmaya ve insanlığa faydalı olmak noktasında kaygılarımıza doğru hareket ediyoruz. Mesele sağlam duralım, dağlar gibi bir duruşumuz olsun. Allah bizi daha çok sever belki.
Emine Şimşek
(İzdiham Okuma Hareketi Türkiye Koordinatörü )
*Etkinliklerimizle ilgili duyurular @izdihamkitap, @izdihamdergi hesaplarından ve İzdiham Facebook hesabından yapılmaktadır.
*Etkinlikler için hangi şehirde kime ulaşılması gerektiği konusunda @izdihamkitap hesabından bilgi alabilirsiniz.
* Etkinliklerin henüz yapılmadığı şehirlerde ‘Ben öncü olmak isterim.’ derseniz eminesimsek3@gmail.com ile irtibata geçebilirsiniz.
*İzdiham Okuma Hareketi koordinatörlerimizi çok seviyoruz, etkinliklerimize katılan herkesi kendimizin bir parçası olarak gördüğümüzü bilmenizi istiyoruz.
Bazı koordinatörlerimiz etkinliklerden sonra neler hissettiklerini şöyle dile getirdiler:
Ankara/Kazan Zeynep Feriha Yılmaz: Ekmek yapmış bir ana ne hisseder tam olarak bilemem ama sanki ona yakın bir şey hisseder gibiyim.
Konya Fatma Nur Öksüzoğlu: Çok istediği bir oyuncak nihayet alınınca onu yanından hiç ayırmak istemeyen bir çocuk gibi oluyorum, etkinlikte o muhabbeti hiç bırakmak istemiyorum.
Diyarbakır Yusuf Güzel: Dünyanın o kadar da kirli bir yer olmadığını görüp umutlanıyorum.
Samsun Fatma Nas: Evet, diyorum Fatma, bu dünya yaşanabilecek bir yer aslında.
Kırıkkale Abdullah Furkan Hazar : Dünya birkaç saatliğine güzelleşiyor.
Kütahya Ahmet Burak Köroğlu: Aynı dilleri konuşmak çok güzel.
Elazığ Ahmet Fırat Yaşar : Sahicilerin sahiciliği bana nefes oluyor.
Bitlis/ Tatvan Dilan Hırdar : Kendimi yıkanmış aynı zamanda doymuş hissediyorum.
Konya Yunus Meşe : Bu şehrin bir yerlerinde kalpleri bana benzeyen, kalbimin onlara benzediği güzel insanlar var.
Emine Şimşek
İZDİHAM